Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/150
KARAR NO: 2023/1910
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
NUMARASI: 2014/762 Esas – 2022/445 Karar
DAVA: Tasarrufun İptali (İİK 277 vd.)
KARAR TARİHİ: 25/10/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı … arasında diğer davalı … ile dava dışı … ve … kefaleti ile 23/11/2007 tarihli ticari kredi sözleşmesi akdedilerek ödenmemiş bakiye alacağın bulunduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalı … Sanayi Tic. A.Ş. adına kayıtlı Kâğıthane Seyrantepe … ada … parselde bulunan gayrimenkulün 05/02/2009 tarihinde 210.000,00 TL bedelle diğer davalı … San. ve Tic. A.Ş.’ne devrettiğini, alacağın tasarruf tarihi 05/02/2009 tarihinden önce muaccel olduğunu, borca batık olan davalıların birlikte hareket etme kastıyla alacaklılardan mal kaçırmak için muvazaalı olarak taşınmazı devrettiğini belirterek tasarrufunun iptali ile cebri icra yoluyla satılması için İİK’nın 283. maddesi gereğince kendilerine yetki verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … San. Tic. A.Ş. İle Müflis … San. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin yabancı ortaklı şirket olup yönetim kurulu kararına binaen eksper incelemesi yaptırılmak suretiyle rayicine uygun ve muvazaadan ari olarak taşınmazın satıldığını, yönetim kurulu toplantısının usul ve yasaya uygun olarak yapıldığını, tapu kaydı ve faturalardan anlaşılacağı üzere satış bedellerinin kayıtlara olduğu gibi yansıtıldığını, satışın gerçek olduğunu ve ücretin alındığını, kaldı ki müvekkillerinden … A.Ş. tarafından davacı bankadan kredi kullandırılmış olup dava konusu gayrimenkulün malikinin … A.Ş. olduğunu, bu şirketin krediye sadece kefil olduğunu, öte yandan gayrimenkul satışından sonra da işbu kredi cari hesap kapatılarak banka tarafından yeni krediler kullandırıldığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Davalı … Nak. San. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava açma ehliyeti bulunmadığını, tasarrufun iptalinin yasal şartlarının oluşmadığını, tasarruf esnasında söz konusu taşınmazın tapu kayıtlarında borca ilişkin herhangi bir takyidat bulunmadığını, takip borçlusu şirketler ile müvekkili arasında herhangi bir organik ve hukuki bağ söz konusu olmadığını kaldı ki ortaklık yapılarının birbirinden tamamen farklı olduğunu, ekspertiz raporuna göre bedelin piyasa rayicine uygun olarak belirlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davalılar müflis … Tic. A.Ş. ile … San. ve Tic. A.Ş. açısından kesinleşmiş bir alacak bulunmadığından HMK’nın 114/2 maddesi gereğince davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, Diğer davalı … San. Tic. A.Ş.’nin ise dava konusu tapuda yapılan 05/02/2019 tarihli tasarruf işleminin tarafı olmadığı anlaşıldığından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı Müflis … San. Tic. A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı Müflis … San. Tic. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müflis … iflas masası davayı takibe ehil olduğu gibi müflis şirketten ayrı bir yapısı olduğu ve alacaklı bulunduğu, tahsil edeceği masa alacaklılarına dağıtacağını, iflas masası bir yönüyle kesinleşmiş alacağı bulunan alacaklıların temsil edildiği organ olup, esasen tasarrufunun iptali istenen gayrimenkulün iflas masasına dönmesinde iflas masasının hukuki yararı bulunduğunu, davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, esasen davalı olan müflis …’dan tüm alacakları kesinleşmiş, masaya kabul edilmiş ve bu vesile ile külli takibe dahil olduğunu, iflas kararı kesinleşmiş ve iflas dosyasında tasfiye son aşamaya gelmiş bulunduğundan ve ayrıca kesinleşmiş icra takibi şartının da eldeki davada aranmayacağını, borçlu hakkında kati bir aciz hali bulunması açısından esasen davalı olan müflis … şirketi iflas etmiş olup aczine dair başkaca bir şart aranmayacağını, bir yönüyle alacaklıları temsil eden iflas masası bu sebep ile aciz vesikasına ve sair bir evraka ihtiyaç duymadığını, iflas masası alacaklıları adına bu davayı takip etmediğini, tasarrufun, borcun doğumundan sonra yapılmış olması açısından müflis şirkete karşı iflas davası 2009 yılında ikame edilmiş olup iflas dosyasına konu borç 2009 tarihinden önceki bir tarihte olduğunu bu nedenle iflas masasının davaya devam edebileceğini, kaldı ki iflas masası, davaya davacı habibbank’ın bıraktığı yerden devam ettiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kati aciz belgesi bulunan alacaklılar ile borçlu iflas etmiş ise iflas idaresi ya da İİK’nun 245. maddesi gereğince iflas idaresi tarafından dava hakkı kendisine devredilen alacaklılar açabilir. Yargılama sırasında borçlunun iflası halinde de yine aynı madde gereğince iflas idaresinin yargılamaya devam edip etmeyeceği veya davacıya yetki verip vermeyeceğinin netleşmesi gerekmektedir. Dosya içeriğinden davacının alacağının 23/11/2007 tarihli ticari kredi sözleşmesine dayandığı, borçlunun davalı … San. Tic. A.Ş. olduğu, diğer davalı … San. Tic. A.Ş.’nin ise kefil olarak kredi sözleşmesini imzaladığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip başlatıldığı, kefil olan davalı borçlunun 05/02/2009 tarihinde 210.000,00 TL bedel karşılığında taşınmazını diğer davalı davalı … San. ve Tic. A.Ş.’ye devrettiği, davalı borçlu … San. Tic. A.Ş. ile davalı … San. Tic. A.Ş.’nin İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/669 Esas 2012/76 Karar sayılı 20/03/2012 tarihli kararı ile iflas erteleme istemlerinin ayrı ayrı reddi ile 20/03/2012 günü saat 14:30 itibariyle iflaslarının açılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, iflasın İstanbul … İflas Dairesi … İflas dosyası ile açıldığını, davacının …’nın ikinci alacaklılar toplantısına katıldığı ancak masa tarafından reddolunması üzerine takip konusu alacak yönünden İstanbul Kapatılan 46. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/68 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt kabul davası açtığı davanın reddine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre davacının, davalı … San. Tic. A.Ş. bakımından İflas İdaresinden İİK’nun 245. maddesi gereğince bu davayı takip için yetki almadığı sabittir. Ancak davalı İflas İdaresi davayı takip etme iradesini ortaya koymuş olduğuna göre davanın İflas idaresi temsilcisi huzuruyla görülmesi ve verilecek kararın İflas idaresi lehine veya aleyhine kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/1345 Esas – 2021/7717 Karar, 2021/1862 Esas- 2021/6289 Karar, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2018/2070 Esas-2020/49 Karar ile 2014/10247 Esas – 2017/6954 Karar sayılı kararları). Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı Müflis … Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5- İstinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/10/2023