Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/1305
KARAR NO: 2023/1923
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANA. 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/03/2022
NUMARASI: 2014/1962 Esas – 2022/253 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 25/10/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından, dava dışı … Oto Kiralama şirketinden kiralanan … plaka sayılı aracın, davalı sürücü … sevk ve idaresindeyken, bir şahsa çarparak ölümüne neden olması nedeniyle, hak sahipleri tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davası sonucunda, davacı şirket tarafından icra dosyasına 545.271,17 TL ödeme yapıldığı, davalılardan …’ın, aracı kullanan ve kusuru ile kazaya sebebiyet veren kişi olduğu, diğer davalıların ise aracı sigorta eden şirketler olduğu, bu nedenle tüm davalıların meydana gelen trafik kazası nedeniyle sorumlulukları bulunduğu ileri sürülerek, 408.971,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza nedeniyle ceza davasında davalı kusurlu bulunmuşsa da davacı şirketin de tehlike sorumluluğu bulunduğu, ödenen miktarın davalı sigorta şirketlerinin payına düşen miktarlar düşüldükten sonra kalan kısım üzerinden talepte bulunulabileceği ayrıca alacak talebinin zamanaşımına uğradığını savunularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın açıldığı tarih itibariyle hak sahibi dosyasının henüz sonuçlanmadığını, davalı şirketin ancak poliçe limitiyle sınırlı olarak sorumlu olabileceği savunularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin poliçe teminatı dışında olduğu, poliçe peşinat priminin kazadan sonra ödendiği, bu nedenle davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceği savunularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davanın kısmen kabulü ile, 39.253,49 TL’nin “taleple bağlı kalınarak” 05.01.2006 tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek 3095 sayılı Kanunun 1. Maddesinde belirtilen T.C. Merkez Bankası’nın reeskont işlemlerinde uyguladığı iskonto oranında iskonto faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, 25.198,47 TL’nin “taleple bağlı kalınarak” 05.01.2006 tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek 3095 sayılı Kanunun 1. maddesinde belirtilen T.C. Merkez Bankası’nın reeskont işlemlerinde uyguladığı iskonto oranında iskonto faizi ile birlikte davalı … Sigorta Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine, 166.158,35 TL’nin 05.01.2006 tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ” karar verilmiştir. Mahkemece 05/04/2023 tarihli ek karar ile;” Davanın kısmen kabulüne 39.253,49 TL’nin… davalı … Sigorta A.Ş.’den, 25.198,47 TL’nin … davalı … Sigorta Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine, … davanın, davalı … yönünden feragat nedeniyle reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu … plakalı araç … Oto Kiralama Şirketinden kiralandığını, sigortalı araç işleteninde değişiklik meydana gelmiş olması nedeniyle müvekkil şirketinde sorumluluğu bulunmadığını, işleten değişikliği sonucu … plakalı aracın müvekkili şirket nezdindeki sigorta poliçesi, trafik sigortası genel şartlarının c.4 maddesi uyarınca sona erdiğini ve davacı yanın müvekkili şirketten herhangi bir talep hakkı bulunmadığını, işleten değişikliğine ilişkin beyanları saklı kalmak kaydı ile olayın haksız fiil sonucu gerçekleştiği dikkate alındığında Merkez Bankasının reeskont işlemlerinde uyguladığı iskonto faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, ölümlü trafik kazası sonucu, ölenin yakınlarına maddi-manevi tazminat ödeyen sigortalı aracın kiracısının ödediği bedelin, aracın trafik sigortacısı olan davalı sigorta şirketleri ile sürücüden sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre rücuen tahsili istemine dayanmaktadır. İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen 07/05/2013 tarih, 2007/452 Esas ve 2013/190 Karar sayılı ilamı ile davalı … Oto Kiralama A.Ş. ile … Tic.A.Ş.(Yeni ünvanı … Ltd.Şti.) arasında akdedilen 28.01.2000 tarihli “uzun dönem kira anlaşması” hükümleri uyarınca davalı … Ltd.Şti’nin aracın işleteni olarak sorumlu tutulmuş aynı davada ZMMS sigortacısı olan davalı … Sigorta A.Ş.’de davalı gösterilmiş ve trafik sigortacısı olarak tazminattan müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası işleteni değil, aracı takip eder. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 94. maddesinde, sigortalı aracı işletenlerin değişmesi halinde, devreden kişinin 15 gün içinde sigortacıya durumu bildirmek zorunda olduğu; sigortacının sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliği tarihi itibariyle 15 gün içinde feshedebileceği; sigortanın fesih tarihinden 15 gün sonrasına kadar geçerli olacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Kanun’un 95. maddesinde ise sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği; ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği hükümlerine yer verilmiştir. KTK’nun 95/2. maddesi gereğince, sigortacının tazminat yükümlülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin poliçenin iptal edildiği, geçersiz olduğu bu nedenle sorumluluğunun bulunmadığı gibi haller, sigortacı tarafından 3. kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden, sigortacı zarar görene ödeme yapmak zorunda olacaktır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/4218 Esas ve 2019/2386 Karar sayılı ilamında; “… Davacının istemi, işleten tarafından kendisine tahsis edilen araç ile 3. kişilere verdiği zararı yargı kararı ve icra takibi ile kendisinin ödemek zorunda kaldığı, ödediği bu bedelin, davalı trafik sigortacısından rücuen tahsiline ilişkin olup, davacının giderilmesini istediği zarar, kendisinin doğrudan uğradığı bir zarar değildir. Dava konusu edilen alacak, zarara uğrayan 3. kişilere ödenmek zorunda kalınan bedelden ibarettir. Bu itibarla; davacı, doğrudan kendisinin uğradığı zarardan dolayı talepte bulunmuşcasına, davalı sigortacı karşısında 3. kişi olmadığı için talep hakkının bulunmadığı şeklindeki gerekçe ve kabul yerinde değildir. 2918 sayılı KTK’nun 95/2. maddesi gereği, zarar gören 3. kişilere (somut olayda, kazada ölen yayanın yakınlarına) karşı poliçenin geçersiz olduğu, işletenin değiştiği gibi sebepleri ileri sürme hakkı bulunmayan davalı trafik sigortacısının, zarar gören 3. kişilere yaptığı ödemeyle onların haklarına halef olan davacıya karşı da anılan itirazları ileri süremeyeceği gözetilmelidir. Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında mahkemece; davalı tarafından düzenlenen ZMSS poliçesi bulunan aracın işleteninin değişmesinin, poliçenin geçerliliğine ve trafik sigortacısının sorumluluğuna etkisine ilişkin yukarıda anılan yasal düzenlemeler; davacının zarar görenlere yaptığı ödeme nedeniyle, onların haklarına halef olarak davalı sigortacıdan talepte bulunduğu hususları gözetilmek suretiyle, davalının hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, yazılı olduğu biçimde davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” açıklamasında bulunmuştur. Somut uyuşmazlıkta, 2918 sayılı KTK’nun 95/2. maddesi gereği, zarar gören 3. kişilere karşı poliçenin geçersiz olduğu, işletenin değiştiği gibi sebepleri ileri sürme hakkı bulunmayan davalı trafik sigortacısının, zarar gören 3. kişilere yaptığı ödemeyle onların haklarına halef olan davacıya karşı da anılan itirazları ileri süremeyeceğinden Mahkemece, davacı şirketin, hak sahiplerine yaptığı ödeme nedeniyle davalı ZMSS sigortacısı … Sigorta A.Ş.’den poliçe limiti dahilinde rücu talebinde bulunabileceğinden, davalı … Sigorta A.Ş.’ye poliçe limiti dikkate alınarak rücu sorumluluğuna karar verilmiş olmasında ve 3095 sayılı Kanun’un 2/3 maddesi uyarınca gerçek ve tüzel kişi tacirler arasında haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacaklarda istek halinde T.C Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı avans oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerektiğinden tarafların tacir olması nedeniyle avans faizi uygulanmasında isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.681,40 TL harçtan peşin alınan 1.280,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.400,86 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.25/10/2023