Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/1205 E. 2023/1920 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/1205
KARAR NO: 2023/1920
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANA. 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
NUMARASI: 2014/1420 Esas – 2023/35 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 25/10/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde, müvekkillerinden …’ın, 9/10/2010 tarihinde, işvereni … A.Ş.’nin, davalılardan …’ten kiraladığı vinç üzerinde yaya üst geçidinde reklam afiş ve panoları asmakta iken davalılardan …’nin sevk ve idaresindeki …plakalı tırın dorsesinde (treyler) bulunan konteynırın ön üst kısmının vinç koluna ve sepetine çarpması sonucu …’ın yere savrularak düştüğünü ve yaralandığını, davalı …’ın … plakalı tırın sürücüsü, davalı … İşl.Tic.Ltd.Şti’nin … plakalı tırın maliki, davalı … Sigorta Şirketi’nin … plakalı tırın ve … plakalı vincin ZMMS sigortacısı, davalı … Ltd.Şti’nin … plakalı vincin maliki, olarak tazminattan sorumlu olduğunu belirterek geçici/sürekli işgöremezlik, tedavi masrafı ve bakıcı gideri tazminatı ile manevi tazminat talep edilmiştir. Davalı … Kiralama Ltd.Şti vekili cevap dilekçesinde, davalılardan …’in kusursuz olduğunu, vincin davacının çalıştığı şirkete kiralandığını, talimatları vincin kiralandığı şirketin verdiğini, …’in her türlü dikkati gösterdiğini, tedavi giderlerinin tamamının Devlet eliyle karşılandığını, davacının halen ilgili şirkette çalışmaya devam ettiğini, belirtildiği gibi bir mağduriyetinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde, kusurun net bir şekilde ortaya konulması gerektiğini, ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, yine geçici ve sürekli iş göremezlik durumlarının net bir şekilde ortaya konulması gerektiğini, tedavi giderlerinden sorumlu olmadıklarını ve faiz türünün yasal faiz olması gerektiğini belirterek teminat dışnda kalan tutar bakımından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili, kusurun davacı …’da olduğunu, emniyeti almadan iş yaptığını, tazminat taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ….İşl.Tic.Ltd.Şti vekili cevap dilekçesinde, davanın GSK ya karşı açılması gerektiğini, değilse ihbar edilmesi gerektiğini, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, kazanın …, vinç operatörü … ve davacının kusuru nedeniyle meydana geldiğini, sağlık giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile, 411.745,02 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, 2.651,53 TL geçici iş göremezlik tazminatının, 6.589,89 TL bakıcı ve tedavi giderleri tazminatının, sigorta şirketi bakımından dava tarihi olan 01/07/2013, diğer davalılar bakımından kaza tarihi olan 09/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan (sigorta şirketi bakımından toplam 350.000,00.-TL ile sınırlı olmak üzere) müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya dair geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, 2.-Davacılardan, … için 20.000,00 TL, … için 7.000,00 TL, … için 500,00 TL, … için 500,00 TL ve … için 4.000,00 TL olmak üzere toplam 32.000,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 9/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte (sigorta şirketi hariç) davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, belirterek davanın reddini talep etmiştir. ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Kiralama İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davalı … Sigorta Şti. vekili, … İşletmeciliği … Dış Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sürekli iş göremezliğe ilişkin talebin, tedavi gideri klozundan karşılanmasına yönelik hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, müvekkil aleyhine poliçe teminat limitini aşacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığını, dava konusu kaza bir iş kazası olup yerel mahkeme tarafından iş kazasına ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, maluliyeti gösterir sağlık raporunun yasaya aykırı olarak oluşturulduğunu, hesaplama yönteminin hatalı olduğunu, yargılamada müvekkil şirketin hak arama özgürlüğü yeterli şekilde kullandırılmadığını, bu nedenle anayasa ile korunan hak arama hürriyetimiz kısıtlandığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Kiralama İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hatalı hesap raporunun esas alındığını, davacı …’ın güncel SGK dökümü alınmadan dosya hesap raporuna gönderildiğini, … bilinen döneminde halihazırda kusuru tespit edilen davalı sürücü …’ın da işvereni … nezdinde çalıştığını, kazazede bilinen dönem hesaplamasında beden gücüne bağlı çalışmasıyla gelir elde etmesine rağmen mükerrer olarak davacı … lehine hükmedilmesi ile davacı mükerrer tazminat kazanımına yol açtığını, bilirkişi hesap raporunda artan gelir gözetilerek hesap yapıldığını, emsal kararlarda kazazedenin bedensel işgücü kaybının düşük durumda emeklilik aylığı alıyorsa pasif devre hesabının yapılamayacağı belirtilmediğini, davacının emekli aylığı alıp almadığı Sosyal Güvenlik Kurumuna sorularak belirlenmesi gerektiğini, kusur oranı ve kusur oranına dair dağılımlar hatalı olduğunu, davacı kazazede …ın %20 oranında sorumluluk tayini olaya etki ediş şekliyle uygun olmadığını, oysa yaya ve araçların yoğun olduğu mahalde aşırı hızlı giden tır şoförü asli kusurlu olduğunu, olayın trafik-iş kazası olduğunun tespiti yapılmadığını, Mahkeme tarafından reeskont avans faizi takdirinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … İşletmeciliği … Dış Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kısa karar ile gerekçeli karar çelişkili olamayacağını, tehlikeli işten kaçınmayan işçinin kusursuz olduğu düşünülmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporları içeriği hesaplamaları değerlendirmeleri usul ve yasaya aykırı olduğunu, manevi tazminat zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Anayasa’nın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. HMK’nın 298/2.maddesi gereğince, gerekçeli karar tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. HGK’nın 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010-108 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; “Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.” Yine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı ilamında mahkeme kararında çelişki bulunması halinde bunun mutlak bozma nedeni olacağı ve bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi giderme koşuluyla vicdani kanaatine göre karar verebileceği belirtilmiştir. Hüküm ve gerekçenin çelişkili olması halinde yasaya uygun biçimde, gerekçeyi içeren bir hüküm olduğundan söz edilemez. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması, Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı, adil yargılanma hakkı prensibine ve kararların gerekçeli olması gerektiğine dair anayasa ve yasa hükümlerine de açıkça aykırıdır. İlk Derece Mahkemesince, kısa kararın hüküm fıkrasında “Taleple bağlı kalınarak, 2.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, 2.651,53.-TL geçici iş göremezlik tazminatının, Taleple bağlı kalınarak, 3.000,00.-TL bakıcı ve tedavi giderleri tazminatının” kabulüne karar verilmiştir. Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise “Davanın kısmen kabulü ile, 411.745,02 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, 2.651,53 TL geçici iş göremezlik tazminatının, 6.589,89 TL bakıcı ve tedavi giderleri tazminatının” şeklinde karar verildiği belirtilmiş ve bu suretle kısa kararın hüküm fıkrasıyla gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında kabul edilen maddi tazminat miktarları bakımından çelişki yaratılarak yukarıda açıklanan Anayasa, usul ve yasa kuralları ile Yargıtay HGK ve Yargıtay içtihadı birleştirme kararına aykırılık oluşturulmuştur. O halde mahkemece yapılması gereken; kısa kararla bağlı olmaksızın, kısa karara uygun olarak gerekçesini yeniden düzenlemek veya gerekçeye uygun nitelikte yeni bir kısa karar oluşturmak ve bu şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiyi gidermektir. Daire kararının kapsam ve şekline göre; davalılar vekillerinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Kir. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davalı … Sigorta Şti. vekili, … İşlet. Acen. ve Nak. Dış Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/10/2023