Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/1147 E. 2023/2028 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/1147
KARAR NO: 2023/2028
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 13/03/2023
NUMARASI: 2022/424 Esas – 2023/166 Karar
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 01/11/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait … plakalı aracın davalı …’in idaresindeki davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın kavşaklarda geçiş hakkını ihlal etmesi nedeniyle davacının aracına çarpması sonucu aracın hasara uğradığını, davacının Yunanistan’da yaşaması nedeniyle aracı kendi servisinde yaptırmak üzere Yunanistan’a götürdüğünü fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılardan araçta meydana gelen hasar için şimdilik 1.000 TL ve değer kaybı için şimdilik 500 TL tazminatın olay tarihi olan 23/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davadan önce şirketlerine başvuru yapmamış olup şirketlerine usulüne uygun başvuru yapmadan dava açamayacağını, dava tarihi itibarı ile talep edilen tazminatlar zamanaşımına uğradığını, davalı sigorta şirketinin maddi tazminat talepleri açısından poliçe limitleri dahilinde ve sigortalı aracın kusuru oranında davacının zararlarını gidermekle yükümlü olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; İspsala Mahkemeleri yetkili olup öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, kusur ve hasar tespiti yapıldıktan sonra davacının var ise alacağı için sigortaya müracaat etmesi, sigortanın karşılamadığı miktar bakımından davalıya başvurması gerekirken müteselsil sorumluluktan bahisle birlikte dava açmasının hukuka aykırı olduğunu, olayda müteselsil sorumluluktan bahsedilemeyeceğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile, Hasar bedeli yönünden, 18.516,78 TL hasar bedelinin davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden dava tarihinden, davalı … yönünden kaza tarihi olan 23/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı … Sigorta A.Ş’nin alacağın 1.000,00 TL’sinden sorumlu tutulmak kaydı ile) tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, … Sigorta A.Ş. yönünden ıslah ile artırılan talep yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İstanbul Mahkemelerinin yetkili olmadığını, açılan davada öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, karara dayanak yapılan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, kazadan 2 ay sonra davacının kendi ülkesinde nasıl düzenlendiği belli olmayan rapora göre açılan bu davanın iyi niyetten uzak olup, reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının da usul ve hukuka aykırı olup, yerel mahkeme delilleri değerlendirme ve takdirde hataya düştüğünü, diğer taraftan ıslah tarihi itibariyle davacının taleplerinin müvekkil bakımından da zaman aşımına uğradığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 30/05/2022 tarih, 2020/1208 Esas ve 2022/1092 Karar sayılı kararı ile “…Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece davacıya başvuru dava şartının tamamlanması için ara karar kurularak mehil verilerek başvuru şartının tamamlandığı görülmekle bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir… Davalı Sigorta Şirketi’nin yerleşim yerinde davanın açılmış olmasına göre davalı vekilinin yetki itirazı yerinde değildir… Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; Mahkemece kusura bilirkişi raporu ile kaza tespit tutanağının birbiri ile uyumlu oldukları, kusura ilişkin bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olmasına göre kusura yönelik istinaf talebi yerinde görülmemiştir… maddi hasarlı trafik kaza tarihi 23/04/2015 olup, ıslah tarihi olan 19/11/2019 tarihinde ıslah zamanaşımı dolduğu, davalı sigorta şirketi tarafından süresi içinde ıslah zamanaşımı definde bulunduğu, davanın kısmi dava olarak açıldığı nazara alındığında, süresinde itiraz eden davalı sigorta vekilinin buna değinen istinafı yerindedir… Hükme esas alınan hasara ilişkin bilirkişi raporda aracın aracın ağır hasarlı olup olmadığı, onarımının ekonomik olup olmadığı, pert edilmesinin uygun olup olmadığının değerlendirilmediği görülmüştür. Bu haliyle hasar raporu denetime elverişli olmadığından hükme esas alınması eksik incelemeye dayalı olmuştur. O halde Mahkemece önceki raporu düzenleyen bilirkişiden tüm dosya kapsamı, fotoğraflar, kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, araç ruhsatı vs. göz önünde bulundurularak kazaya karışan sigortalı aracın hasar durumu ile kazayla uyumu, aracın ağır hasarlı olup olmadığı, onarımının ekonomik olup olmadığı, pert edilmesinin uygun olup olmadığı, hasar gören parçalar tek tek tespit edilerek, piyasa rayiç fiyatları ile eş değer parça fiyatları belirlenerek, hasar durumuna göre ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiş olması doğru olmamıştır…” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.İlk Derece Mahkemesinin 23/12/2019 tarih, 2018/191 Esas ve 2019/1049 Karar sayılı kararına karşı davalı … tarafından verilen ilk istinaf dilekçesinde ıslah zamanaşımına ilişkin istinaf talebi bulunmadığından davacı taraf lehine bu hususda usuli kazanılmış hak oluştuğundan davalı … vekilinin ıslah zamanaşımına yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Davalı … vekilinin yetki ve kusura ilişkin istinaf talebine Dairemiz tarafından esastan değerlendirme yapılarak karar verilmiş olduğundan aynı konuya değinen istinaf talebi yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda hasar tespitine yönelik olarak alınan bilirkişi ek raporunun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğu, hasarlı parçaların ve değerlerinin gösterildiği anlaşıldığından, mahkemece hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.264,88 TL harçtan peşin alınan (179,90 TL+136,32 TL)=316,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 948,66 TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.01/11/2023