Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/1119 E. 2023/1313 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/1119
KARAR NO: 2023/1313
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 31/03/2023
NUMARASI: 2023/223 Esas – 2023/212 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/07/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkil şirketin dava dışı … Onarım ve Tic A.Ş.’den Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından ilama dayalı alacağının olduğunu, takip sürecinde borcun ödenmediğini, 04.11.2021 tarihinde dava dışı … hakkında Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesince 2021/228 E. sayılı dosyasından iflas kararı verildiğini, İİK’nın 193. hükmü uyarınca takibin durdurulduğunu, bunun üzerine müflis hakkındaki tasfiye işlemlerinin Bakırköy … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasından yürütülmeye başlandığını, müflisin 3. Kişilerden olan alacakları araştırıldığında müfis …’in davalı …’den alacağı olduğunun anlaşıldığını, dava dosyasına sunulan belgeler incelendiğinde Milliyeti …, Havaaracı Sınıfı UÇAK/AİRCRAFT, İmalatçısı, … Modeli … , Azami Kalkış Ağırlığı 45.132, Seri Numarası …, İmal Yılı 2009 olan uçağın kayıtları Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden istenmiş ve gelen kayıtlarda …’in bu uçağı …’ten satın aldığının öğrenildiğini, … ile … arasında düzenlenen 05.10.2015 tarihli satış sözleşmesine göre uçağın 33.500.000 USD bedelle 5 yıllık zaman diliminde taksitler halinde ödemelerinin yapılacağı belirtilmesine rağmen, …’e ödeme yapılmadığının anlaşıldığını, bu halde müflis …’in her durumda …’dan alacağı bulunduğundan, …’dan ya paranın tahsili ya da uçağın … adına tescili gerektiğini, davalılar arasında organik bağ bulunduğunu, bunun mahkeme kararları ve ticaret sicil kayıtlarından da anlaşıldığını, davalıların mal kaçırmak amacıyla satış yaptığını belirterek İİK’nın 245 maddesi gereğince müvekkil şirket adına kendilerine yetki belgesi düzenlendiği gözetilerek, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik müvekkil şirketin müflis …’ten olan alacağından kaynaklı İflas Müdürlüğüne yapmış olduğu alacak kaydı başvurusuna dayanak olan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı ilamlı icra takibi dosyasından 426.437,43 Euro + 129.040,75 TL alacağının fiili ödeme günündeki TL cinsinden karşılığının 09.08.2019 tarihli takip itibariyle ticari avans faizi ile birlikte mezkur sözleşme ve muvazaa sebebiyle davalılardan tahsili ile müvekkile ödenmesine, (Mahkeme aksi kanaatte ise, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından düzenlenen dosya hesabı uyarınca İflas Müdürlüğünce masaya kayıt edilen 5.239.348,01 TL alacağın iflasın açıldığı tarih itibariyle ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine), mal kaçırılma ihtimaline binaen … ile … Holding’in taşınır ve taşınmaz mallarına ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine 5.239.348,01 TL tutarında alacak ilama dayalı olduğundan İİK’nın 259.maddesi uyarınca teminatsız olarak ihtiyati haciz, mahkeme aksi kanaatte olması halinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Holding A.Ş. istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Holding A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin anonim şirket olduğu için görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafının ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerektiğini, Yerel mahkemenin göreve ilişkin verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. 6100 sayılı HMK’nın 2.maddesinin 1.fıkrasına göre malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Yine aynı maddenin 2.fıkrasına göre HMK’da ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. Muvazaaya dayanan davalar ile tasarrufun iptali davaları için gerek HMK, gerek TBK, gerekse İİK’da görevli mahkemeye ilişkin özel bir düzenlemeye yer verilmediğinden genel hükümlere göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekecektir. Yargıtay HGK’nun 10.02.2016 gün, 2014/17-2389 Esas ve 2016/129 Karar sayılı kararında “…tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır.” şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da ” … Dava, İİK’ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali, davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir.” şeklinde karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK`nun 194/1. maddesinde; “…taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar…” hükmüne; 31. maddesinde ise “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açısından belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Davanın doğru biçimde sonuçlandırılması için davanın ne olduğunun anlaşılması gerekir. Mahkemece, dilekçenin içeriğine göre davacının isteği belirlenip uyuşmazlık buna göre çözüme kavuşturulmalıdır. Somut uyuşmazlıkta, dosya içerisinde bulunan iflas müdürlüğünden alınan 30/09/2022 tarihli yetki belgesi ile davacı alacaklıya hem tasarrufun iptali hem de alacak davası açmak üzere yetki verilmiştir. Dava dilekçesinde İİK’nın 245. maddesi uyarınca borçlu şirket hakkında başlatılan iflas takibi nedeni ile iflas masasından alınan yetkiye dayanılarak davanın açıldığı açıklanmış, satış işleminin muvazaalı olduğu iddia edilerek alacağın tahsili talep edilmiştir. Ancak alacağın tahsili için yapılan satışın iptali talep dile getirilmemiştir. Yine müflis şirketi temsilen iflas masası davalı olarak gösterilmemiştir. Bu halde iflas masası tarafından davacı alacaklıya hem tasarrufun iptali hem alacak davası açma yetkisi verildiği ancak dava dilekçesi içeriğinden davacının alacak davası mı açtığı yoksa tasarrufun iptalini mi talep ettiği anlaşılamadığından öncelikle HMK’nın 31 ve 194.maddeleri gereğince davacı vekiline bu açıdan talebini açıklamak ve gerektiğinde düzeltmek konusunda süre verilmesi; davacı vekilinin süresinde beyanda bulunması ve beyan içeriğine göre tasarrufun iptalini talep ettiği anlaşılması halinde mahkeme kararında açıklandığı şekilde tasarrufun iptali davalarında Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olacağından görevsizlik kararı verilmesi; alacağın tahsilinin talep edilmesi halinde ise tarafların tacir olması nedeni ile davaya bakmaya Ticaret Mahkemesi görevli olacağından esasa girilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı … Holding A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Holding A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … Holding A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/07/2023