Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/1099 E. 2023/2231 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/1099
KARAR NO: 2023/2231
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
NUMARASI: 2015/561 Esas – 2022/796 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 29/11/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 12/09/2009 tarihinde müvekkillerinden … yönetimindeki … plakalı aracın ters yönden gelen … yönetimindeki … plakalı mercedes marka kamyon ile çarpıştığını, … yönetimindeki kamyonun …, …, … ve …’ında içinde bulunduğu müvekkili … yönetimindeki … plakalı araca sol ve ön kısımlarından çarptığını, kaza sonucunda müvekkili … adına kayıtlı … plakalı aracın tamiri mümkün olmayacak şekilde hasarlandığını ve müvekkillerinden …, eşi … ve çocuklarından …’ın yaralandıklarını, karşı yönden seyreden kamyonetin olayın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, davacı sürücü …’ın kusursuz olduğunu, araçta meydana gelen zararın davalı sigorta şirketi tarafından karşılanmadığını belirterek, davacı … için toplam 2.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın, davacı … için 500,00 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın, davacı … için 500,00 TL maddi, 1.000,00 TL manevi tazminatın, … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davacılar vekili ıslah dilekçesi ile talebini 101.868,36 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; olayın meydana gelmesinde müvekkili şirketin sigortalısı araç sürücüsü %100 kusurluymuş gibi talepte bulunulduğunu, keşif yapılmak suretiyle kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, dava dilekçesinde tedavi giderleri adı altında bir takım taleplerde bulunmuş ise de davacıların bu talebinin müvekkili şirket tarafından düzenlenen sigorta poliçesi kapsamı dışında olduğunu, davacılar vekilinin davacıların tamamı için tedavi giderleri, davacı … için ise geçici ve sürekli kalıcı iş göremezlik tazminatı yönündeki taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkili şirketin poliçe kapsamından doğan sorumlulukları sebebi ile davacı …’a 06/04/2010 tarihinde 1.950,00 TL, 08/07/2010 tarihinde 347,09 TL ve 4.842,44 TL, …’a 286,52 TL ve 274,68 TL, …’a 12.300,00 TL ödeme yapıldığını, olay tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, müvekkili şirketin poliçe kapsamındaki sorumluluğuna ilişkin alacak bedellerini davacılara ödemiş olduğundan temerrüdünün söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … ve davalı … cevap dilekçesi sunmamışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabul kısmen reddine, Maddi Tazminat Talepleri Yönünden; Araç hasar bedeli talebinin feragat nedeniyle reddine, Davacı … için 6.431,40 TL bakıcı gideri, 18.446,01TL geçici iş göremezlik bedeli ve 76.990,09TL sürekli iş göremezlik bedeli olmak üzere toplam 101.867,50TL’nin, Davacı … için 2.079,00TL bakıcı giderinin, Davacı … için 2.079,00TL bakıcı giderinin davalı … ve davalı …’tan kaza tarihi olan 12/09/2009 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş.’den ise (poliçe limiti ile sınırlı olmak koşulu ile) temerrüt tarihi olan 06/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, Manevi Tazminat talepleri yönünden davacı … için 20.000,00TL, davacı … için 1.000,00TL ve davacı … için 3.000,00TL olmak üzere toplam 24.000,00TL manevi tazminatın davalı … ve davalı …’tan kaza tarihi olan 12/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kaza tarihinden bu yana geçen 14 yıl boyunca sol kolunu asla eskisi gibi kullanamadığını, tamamıyla fonsiyonsuz hale gelen bir kol ile hayatına devam etmek zorunda kaldığını, müvekkili …’ın sol bacağından yaralandığını, müvekkili …’in ise yüzünden yaralandığını, alnından yaralanması sebebiyle estetik ameliyatlar geçirdiğini, dişlerinden de uzun süre tedavi gördüğünü, müvekkilinin kaza nedeniyle yaşamış olduğu mağduriyetler karşılığında mahkemece manevi tazminat taleplerinin kısmen kabul kısmen reddine karar vermiş olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili … için hükmedilen manevi tazminat miktarının yaşanan mağduriyet karşılığında çok düşük olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Geçici iş göremezlik tazminatının Trafik Sigortası Genel Şartları ve Karayolları Trafik Kanunu gereği Trafik Poliçesi Teminatı Kapsamı dışında olup SGK tarafından karşılandığını, davacıların bakıcı gideri talebinin ZMMS genel şartları uyarınca teminat dışı olduğunu, davacılar tarafından talep edilen bakıcı giderlerinin Trafik Sigortası Genel Şartları Ek-3’e göre maluliyet oranı dikkate alınarak, kademeli olarak ve asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, davacı …’ın maluliyet oranının %5,2 davacı … ve …’ın ise herhangi bir maluliyetinin olmaması nedeniyle …’ın maluliyet oranının %70’in altında olması nedeniyle de müvekkili şirketin bakıcı gideri tazminatı sorumluluğunun bulunmadığını, hükme esas alınan 12/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacı …’ın gelirinin asgari ücrete oranlandığında katsayının fahiş hesaplandığını, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada progresif rant kullanılmasının hatalı olduğunu, tazminat hesaplamasında teknik faizin %1,8 olarak esas alınması gerektiğini, yargılama sırasında alınan tüm tazminat raporlarının birbirinden farklı olduğundan raporlar arasında çelişkilerin giderilmesi, %1.8 teknik faiz esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacılar … ve … lehine hükmedilen maddi tazminata ilişkin istinaf istemi değerlendirildiğinde; HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4. maddesinde de “alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üçbin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” düzenlemesi mevcuttur. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2022 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 8.000,00 TL olacaktır. Bu halde, davacılar … ve … için davanın kabul edilen maddi tazminat miktarı karar tarihine göre uygulanması gereken 2022 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı HMK’nın 341/4.fıkrası gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel mahkemece, kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Adli Tıp Kurumu Üçüncü Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından kaza tarihi olan 12/09/2009 tarihi itibari ile uygulanması gereken yönetmelik olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri yönetmeliğine göre düzenlenen 27/03/2017 tarihli maluliyet raporunda, davacı …’ın %5.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Şile Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/70 Esas sayılı dosyasında aldırılan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 26/10/2010 tarihli raporuna göre, davacı …’ın meydana gelen kazada kusursuz, davalı sürücü …’ın ise asli ve tam kusurlu olduğunun belirtildiği, mahkemece alınan 16/04/2019 ve 12/08/2021 tarihli bilirkişi raporlarında meydana gelen kazada davacı sürücü …’ın kusursuz, davalı …’ın ise %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğunun devam ettiği yönünde karar vermiştir. Bu nedenle davalı sigorta vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ve geçici bakıcı giderine ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). Trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat ya da ölüme bağlı destekten yoksun kalma tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararından sonra Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarih, 2021/3033 Esas ve 2021/1560 Karar sayılı güncel kararında tazminat hesaplarında bakiye ömrün TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması gerektiği yönünde karar verilmiştir. (Aynı yönde 14/01/2021 tarih, 2020/2598 E. ve 2021/… K. sayılı kararı). Bu nedenle davalı vekilinin tazminat hesaplamasında %1,8 teknik faizin esas alınması gerektiğine ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Mahkemece alınan aktüer raporunda hesaplamalar PMF yaşam tablosuna göre yapılmış, oysa uygulanması gereken yaşam tablosu TRH-2010 olduğundan, buna göre hesap yapılması için aktüer bilirkişilerden 12/08/2021 tarihli ek rapor alınmıştır. Mahkemece bilirkişi ek raporu hükme esas alınarak karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunun davacı … için belirlenen maluliyet oranı, kaza tarihindeki yaşı, geliri esas alınarak TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant tekniğine göre düzenlendiği, avukat olan davacı …’ın geliri asgari ücrete oranlanarak işlemiş devre geliri belirlenmiş ve yapılan ödemede düşülerek tazminatın hesaplandığı anlaşıldığına göre usul, yasa, Yargıtay içtihatları ile belirlenmiş hesaplama yöntemine göre tazminat hesabı içeren aktüerya raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından bu hususa değinen istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir.(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı) TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesi ve 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacıların yaralanmasının mahiyeti, maluliyet durumu ve iyileşme süresi ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından manevi tazminata ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacı … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin davacılar … ve …’a yönelik maddi tazminata ilişkin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun, HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca REDDİNE, 2-Davacı … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 3-Harçlar Yasası’na göre davacı …’dan alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-Harçlar Yasası’na göre davalı … Sigorta A.Ş.’den alınması gereken 7.242,60 TL harçtan peşin alınan 1.811,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.431,6‬0 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, 6-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 7-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/11/2023