Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/997 E. 2022/1798 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/997
KARAR NO: 2022/1798
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
NUMARASI: 2016/945 Esas – 2021/982 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 12/10/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/05/2012 günü saat 19.00’da …’a babasının dükkanının önündeki boş arsada top oynarken davalı … idaresindeki vasıtanın çarptığını, sol elinin birinci parmağının 3 yerinden kırılarak koptuğunu, parmakta oluşan maluliyete istinaden şimdilik 5.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı baba … için kazadan sonra çocuğuna hastanede refakat ettiği 2 aylık süre içinde oluşan kazanç kaybına ve tedavi sürecindeki diğer maddi giderlerine istinaden şimdilik 2.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, kazadan sonra yaptığı tedavi giderlerine istinaden şimdilik 200 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …, davalı … Sigorta A.Ş ve davalı SGK dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı küçük …ın kaza sebebiyle uğradığı manevi zarara karşılık 50.000 TL, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davadan önce kendilerine başvurulmadığını, bakkalın 2 ay boyunca açılamamasından kaynaklanan kazanç kaybının doğrudan doğruya meydana gelen bir zarar olmadığını, riskin gerçekleşmesinden sonra oluşan dolaylı zarar olduğunu, dolaylı zararların sigorta genel şartları gereğince poliçe teminatı dışında olduğunu, davacının olay gününden itibaren faiz talep etmesinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; …’ın 28/05/2012 günü geçirdiği trafik kazası ile ilgili olarak yapılan tedavi giderlerinin medula kayıtlarının tetkikinden kurumca giderlerinin yapılmış olduğunun saptandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plaka sayılı aracın maliki olduğunu, olay günü işinden evine giderken …’ın yola fırlayan topun peşine koşarak aniden yola çıktığını ve kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin kazada kusuru olmadığını, çocuğun aniden fırlaması nedeni ile müvekkiline ait aracın çocuğa çarptığını ve o anda yaralandığını, çarpma etkisi ile yere düştüğünü, elinin araç lastiğinin altında kaldığını, müvekkilinin hemen aracından inerek çocuğu en yakın hastaneye götürdüğünü, yaralanmanın, çarpışmanın etkisi ile meydana gelmediğini, aracın yavaş olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, İstanbul Anadolu 26. Sulh Ceza Mahkemesi kapatılmakla Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/84 Esas sayılı dosyasında alınan raporda çocuğun asli kusurlu olduğunun saptandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile, -… yönünden 51.112,62 TL maddi tazminatın davalılardan … ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bu tahsilat yapılırken davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden dava tarihi itibariyle, diğer davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine (Sigorta şirketi yönünden sigorta poliçesinden limite bağlı kalınarak ve limiti aşmamak üzere) -… yönünden 359,26 TL kazanç kaybı ve 3.908,80 TL ulaşım gideri olmak üzere 4.268,06 TL maddi tazminatın davalılardan … ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bu tahsilat yapılırken davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi itibariyle, diğer davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine (Sigorta şirketi yönünden sigorta poliçesinden limite bağlı kalınarak ve limiti aşmamak üzere), -… yönünden 1.421,19 TL tedavi giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı SGK’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, -Davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 2.000,00 TLve davalı … için 2.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı SGK vekili ve davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı SGK vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafından yapıldığı iddia edilen tedavi masraflarına yönelik bir başvuru bulunmadığını, davacının tedavi gördüğü hastanelerde ilave ücret alınmasının yasal olmadığını ve yasal olmadığı halde alınan ücretlerin müvekkili kurumdan talep edilemeyeceğini, davacı tarafından yapıldığı ispatlanmayan bir tedavi bedeli için mahkemenin verdiği kararın hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafın sigortaya başvurmadan dava açtığını, maddi tazminat taleplerinin … Sigorta A.Ş.’ye yükletilmesi gerektiğini, tedavi giderlerinin SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, davacı …’ın asli kusurlu olduğu kazada davacılar lehine manevi tazminata hükmedilemeyeceğini ve kabul anlamına gelmemekle birlikte belirtilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davalı SGK’nın istinaf talebi değerlendirildiğinde: HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4. maddesinde de “alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üçbin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” düzenlemesi mevcuttur. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2021yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 5.880,00 TL TL olacaktır. Bu halde, davalı SGK aleyhine kabul edilen tazminat miktarı (1.421,19 TL) karar tarihine göre uygulanması gereken 2021 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından davalı SGK vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı HMK’nın 341/4.fıkrası gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel mahkemece, kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir. Davalı … vekilinin istinaf talebi değerlendirildiğinde: Trafik kazası sonucu oluşan zararlardan kusuru ile sebebiyet veren işleten, sürücü ve trafik sigortacısı ile kazaya karışan dava dışı araç sürücüsü ve işleteni zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, TBK’nın 162 ve 163. maddesi gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince işleten sürücü ve zmms sigortacısı olan davalıların zararın tamamından sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. … Yukarıda açıklandığı üzere tedavi gideri yönünden sürücünün sorumluluğu devam etmektedir. Bu nedenle davalı vekilinin tedavi giderine ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesinde, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Yine 56/2.maddesinde ise “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir. (Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı). Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacı …’ın yaralanmasının mahiyeti ve iyileşme süresi ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile manevi tazminatın belirlenmesinde hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/1. maddesi kapsamında davacı …’ın lehine verilen manevi tazminat miktarının; yaralanmanın ağır bedensel zarar mahiyetinde olmasına göre TBK’nın 56/2. maddesi kapsamında davacı …’ın’ın anne ve babası olan diğer davacılar lehine verilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle; davalı SGK vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-a.Davalı SGK vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun, HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca REDDİNE, b. Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-a-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 4.836,48 TL harçtan peşin alınan 1.209,12 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.627,36 TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, b-Davalı SGK harçtan muaf olduğundan harç takdirine yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalılar üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.12/10/2022