Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/987 E. 2023/2022 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/987
KARAR NO: 2023/2022
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
NUMARASI: 2017/381 Esas – 2021/1029 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 01/11/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nin 28/09/2013 tarihinde … plakalı araç içinde yolcu olarak Tekirdağ ili, Marmara Ereğlisi ilçesi hudutları dahilinde (… kod no’lu Devlet Karayolu’nda İstanbul istikametinden Tekirdağ yönüne giderken) ve yine 25/09/2015 tarihinde … plakalı araç içinde yolcu olarak Tekirdağ ili hudutları dahilinde (… Caddesi’ni takiben Şehir Merkezi istikametine doğru giderken) meydana gelen iki ayrı trafik kazası sonucunda yaralandığını ve sakat kaldığını, müvekkilinin her iki kazada da kazaya karışan araçların içerisinde yolcu konumunda bulunduğunu, her iki kazanın da tek taraflı olarak meydana gelen trafik kazaları olduğunu, anılan trafik kazalarında aracı kullanan sürücülerin %100 kusurlu olduklarını, gerek … plakalı gerekse … plakalı aracın karıştığı kaza tarihi itibariyle ZMMS (trafik sigortası) poliçelerinin bulunmadığını, ilk kazanın 28/09/2013 tarihinde meydana geldiğini, … plakalı aracın dava dışı sürücüsü …, … plakalı aracın malikinin ise davalılardan … olduğunu, ikinci kazanın ise 25/09/2015 tarihinde meydana geldiğini, … plakalı aracın malikinin davalılardan …, sürücüsünün ise … olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydıyla davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile 28/09/2013 tarihinde meydana gelen ilk kazadan dolayı … plakalı araç maliki davalı …’den müvekkili … için 15.000,00 TL manevi tazminat, ikinci kazadan dolayı … plakalı araç maliki davalı … ile araç sürücüsü …’dan müştereken ve müteselsilsen müvekkili … için 25.000,00 TL manevi tazminat, birinci kazadan dolayı davalı …’nın sorumluluğu ZMMS poliçesi sınırları dahilinde olmak üzere müvekkili … için şimdilik 3.000,00 TL geçici-sürekli iş gücü kaybı sakatlık tazminatı, 1.000,00 TL bakım masrafı ve 1.000,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplamda 5.000,00 TL maddi tazminatın, tüm davalılardan kendi aralarında kusurları ve sorumlulukları ölçüsünde müştereken ve müteselsilsen tahsiline, ikinci kazadan dolayı davalı …’nın sorumluluğu ZMMS poliçesi sınırları dahilinde olmak üzere müvekkili … için şimdilik 3.000,00 TL geçici-sürekli iş gücü kaybı sakatlık tazminatı, 1.000,00 TL bakım masrafı ve 1.000,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplamda 5.000,00 TL maddi tazminatın, tüm davalılardan kendi aralarında kusurları ve sorumlulukları ölçüsünde müştereken ve müteselsilsen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davada farklı zamanlarda gerçekleşen iki ayrı kaza için tek bir davada tazminat talep edilmiş olduğunu, mahkemece davaların ayrılmasına karar verilmesi gerektiğini, müvekkili kuruma geçerli bir başvuru yapılmaksızın huzurdaki davanın ikame edilmiş olduğunu, kusur oranlarının tespitinin ATK vasıtasıyla yapılması gerektiğini, davacının maluliyet durumunun tespiti için ise ATK 3. İhtisas Dairesi’nden rapor alınması gerektiğini, davaya konu maluliyet tazminatının uzman aktüer bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, müvekkili kurumun dolaylı zararlardan (geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi giderleri ve bakıcı zararlarından) kaynaklanan herhangi bir tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, söz konusu olayda TBK.’nun 52. maddesinin uygulanması gerektiğini ve hesaplanacak tazminat tutarı üzerinden müterafik kusur indirimine gidilmesi gerektiğini, hesaplanacak tazminat üzerinden ayrıca hatır taşıması indirimine de gidilmesi gerektiğini ve dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … ise cevap dilekçesinde özetle; davada farklı tarihlerde gerçekleşen 2 (iki) ayrı kaza için tazminat talep edilmekte olduğunu, bu durumda davaların ayrılmasına karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigorta poliçesi bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini, davaya konu kazaya ilişkin kusur oranlarının tespitinin Adli Tıp Kurumu vasıtasıyla yapılması gerektiğini, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti adına ATK 3. İhtisas Dairesi’nden özürlü sağlık raporu alınması gerektiğini, davaya konu maluliyet tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, söz konusu olayda TBK 52. maddesinin uygulanması gerektiğini ve hesaplanacak tazminat tutarı üzerinden müterafik kusur indirimine gidilmesi gerektiğini, hesaplanacak tazminat üzerinden hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece 28/09/2015 tarihli ikinci trafik kazasına ilişkin davanın tefrikine karar verilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 291.380,26 TL’nin (davalı …’nın teminat limiti olan 290.000,00 TL ile sınırlı olarak sorumlu tutulması kaydıyla) davalı … yönünden 25/05/2016 (temerrüt) tarihinden, diğer davalı … yönünden ise 28/09/2013 (kaza) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin isteminin reddine, Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 28/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin isteminin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … ile davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müteferrik kusur indiriminin hukuka aykırı olduğunu, müvekkile yolcu olarak bulunduğu araçta bir menfaat gereği taşınmakta olup hatır taşıması indirimi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili …’nın sorumluluğunun, kaza tarihi olan 28.09.2013 tarihinde geçerli olan teminat limiti 250.000,00 TL ve kazaya sebep olan aracın kusur oranı ile sınırlı olduğunu, dava şartı olan başvuru şartının yerine getirilmediğini, eksik belge ile başvuru yapıldığını, hükme esas alınan maluliyet raporunun Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmemiş olması nedeniyle hükme esas alınmayacağını, kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak yeni bir maluliyet raporu alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderine ilişkin taleplerin teminat dışı olduğunu, davacı tarafından fiilen bakıcı tutulduğuna ilişkin ispata yarar hiçbir delil ve belgenin sunulmadığını, Yargıtay’ın kaza tarihinde geçerli olan yerleşik içtihatları gereğince PMF Hayat tablosu ve progresif rant yöntemi esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, PMF hayat tablosu ile hesaplama yapılması talebinin kabul edilmemesi halinde ise TRH Hayat tablosu ve 1,8 teknik faiz ile hesaplama yapılması gerektiğini, başvuru şartı yerine getirilmediğinden ve …’nın temerrüdü bulunmadığından Yargıtay içtihatları doğrultusunda ancak dava tarihi olabileceğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekecektir (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/06/2020 tarih, 2018/3614 E. ve 2020/3544 K., 28/01/2020 tarih, 2018/3470 E. ve 2020/153 K.sayılı kararları). Maluliyet Tespit İşleri Yönetmeliği 01/09/2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 4.maddesinin k bendinde maluliyet tanımına yer verilmiştir. Buna göre ” Maluliyet: Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybetme hali” olarak tanımlanmış yine Yönetmeliğin sigortalıların çalışma gücü kaybı tespitini düzenleyen 9 ve 10 maddelerinde %60 maluliyet ve üzeri için maluliyet tespitine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Başka bir ifadeyle bu yönetmelik sadece %60 maluliyet ve üzeri için hükümler ve ekli cetvel içermekte olup %60’ın altında maluliyet bulunması halinde bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanması olanaklı değildir. Yine Yönetmeliğin 23.maddesi ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde yer alan; çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti ile ilgili tüm hükümler yürürlükten kaldırılmış düzenlemesine yer verilerek Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin tümden kaldırılmadığı anlaşılmaktadır. Keza ek cetveller ilişkin yeni bir düzenleme de yapılmamıştır. Sonuç olarak davacının maluliyetinin %60’ın altında (%34,2) olması ve kaza tarihine göre uygulanması gereken Maluliyet Tespit İşleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet belirlenirken aynı cetvellerin (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine ekli cetveller) esas alınması gerektiğinden maluliyetin tespitinde Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin uygulanmış olmasının, maluliyet oranına bir etkisi olmayacağından hükme esas alınan maluliyet raporunda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri, davaya konu trafik kazasından sonra 28/09/2015 yılında geçirdiği ikinci trafik kazasına ilişkin tıbbı belgelere de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak düzenlenen Adli Tıp Raporunun hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Kazaya karışan aracın ZMSS poliçesi olmadığı nedenle davacı …na maluliyet tazminatı yönünden başvuru yaptıktan sonra verilen eksik belge nedeni ile olumsuz yanıt üzerine dava açıldığına göre KTK’nın 97.madddesindeki başvuru koşulu yerine getirildiğinin kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 18/10/2018 tarih, 2015/ 16222 E. ve 2018/9271 K.sayılı kararında açıklandığı üzere “… yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek … Yönetmeliği’nin 9, 14 ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren …nın temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise …nın temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir.”. Somut uyuşmazlıkta davacının eksik belge ile müracaatı nedeni ile davalı …nın temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı yönünden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekmektedir. Mahkemece de dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmemiş olması doğru olmamıştır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiği yönünde karar vermiştir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı tazminatına ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). Trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat ya da ölüme bağlı destekten yoksun kalma tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararından sonra Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarih, 2021/3033 Esas ve 2021/1560 Karar sayılı güncel kararında TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması gerektiği yönünde karar verilmiştir (Aynı yönde 14/01/2021 tarih, 2020/2598 E. ve 2021/34 K. sayılı kararı). Mahkemece bu doğrultuda aldırılan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında isabetsilik bulunmamaktadır. Mahkemece SGK yazılan müzekkere cevabında davacıya rücuya tabi ödeme yapılmadığının belirtildiği görülmekle bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir.Somut uyuşmazlıkta; dosya kapsamına alınan ceza dosyası kapsamında alınan beyanlardan davacı ile aracı kullanan dava dışı sürücünün eski iş arkadaşı oldukları birlikte eğlenmek için araca bindikleri, sürücünün, davacıdan taşıma için herhangi bir menfaatinin olmadığı ve davacının sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmesi nedeni ile mahkemece bilirkişi raporunda belirlenen tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılmasında; davacının yolcu olarak taşınmasının hatır taşımacılığı kapsamında olduğu kabulü ile hesaplanan maddi tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmasında da bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Davaya konu trafik kaza tarihi olan 25/09/2013 tarihine göre yürürlükte bulunan ZMMS teminat limitinin 250.000 TL olduğunun gözetilmeden davalı …’nın sorumluluğunun 290.000 TL olarak kabul edilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b maddesi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararının poliçe limiti ve faizin başlangıcı yönünden düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b maddesi gereğince esastan REDDİNE, B- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 291.380,26-TL.’nin (davalı …’nın teminat limiti olan 250.000,00-TL. ile sınırlı olarak sorumlu tutulması kaydıyla) davalı … yönünden dava tarihi olan 18/04/2017 tarihinden, diğer davalı … yönünden ise 28/09/2013 (kaza) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin isteminin reddine, 2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 10.000,00-TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 28/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin isteminin reddine, 3-Maddi tazminat davası yönünden alınması gerekli 19.904,18-TL karar ve ilam harcından, peşin harç ve ıslah harcı toplamı olan 1.712,13-TL harcın mahsubu ile bakiye 18.192,05-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Maliye’ye gelir kaydına (davalı sigorta şirketi bu miktarın 18.105,87-TL.’sinden sorumlu olmak koşuluyla), 4-Maddi tazminat davası yönünden davacı taraftan alınan 1.712,13-TL peşin harç ve ıslah harcı toplamının davalılardan alınıp davacıya verilmesine, 5-Maddi tazminat davası yönünden davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 28.846,62-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, 6-Davacı için bilirkişi tarafından hesaplanan maddi tazminatta mahkememizce takdiren hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapıldığından reddedilen maddi tazminat yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Maddi tazminat davası yönünden davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 2.105,00-TL Adli Tıp rapor ücreti ve 1.097,80-TL posta masrafı olmak üzere toplam 4.238,80-TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 2.706,89-TL’sinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, 8-Maddi tazminat davası yönünden davalı … tarafından yapılan 59,50-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 33,67-TL’sinin davacıdan alınıp davalı …’ye verilmesine, 9-Manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 683,10-TL karar ve ilam harcının davalı …’den tahsili ile Maliye’ye gelir kaydına, 10-Manevi tazminat davası yönünden davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınıp davacıya verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a-Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, b-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2-a-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, b-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 85,25 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 220,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/11/2023