Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/965 E. 2022/2055 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/965
KARAR NO: 2022/2055
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/01/2022
NUMARASI: 2020/445 Esas – 2022/16 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 08.05.2014 günü davacıların çocuğu …’in yönetimindeki plakasız ve tescilsiz motosikletiyle Kızıltepe yönünden Mardin yönüne seyrederken 18+300. Km’ye geldiğinde yolun sağında duraklama yapan sürücü … yönetimindeki … plakalı araca arkadan çarpması sonucu meydana gelen kazada …’in öldüğünü, kazayla ilgili evrakların Mardin 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/229 E. ve 2014/476 K. sayılı dosyasında bulunduğunu, davacıların çocuğunun ölümü nedeniyle desteğinden yoksun kaldıklarını, kazaya karışan tescilsiz motosikletin ZMMS poliçesi olmadığından muhatap olarak davanın Güvence Hesabı aleyhine açılması zorunluluğunun doğduğunu, YHGK kararlarına göre davacıların olayda 3.kişi olduğundan destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceklerini belirterek her bir davacı için 200,00 TL’den toplam 400,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini davacı … için 43.725,64 TL, davacı … için 47.613,80 TL olmak üzere toplam 91.339,44 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Güvence Hesabının sorumluluğunun zorunlu sigortaların sağladığı teminatlara ilişkin olduğunu, davaya konu kazanın ise yasada Güvence Hesabının sorumluluğuna neden olacak şartları sağlamadığını, açıklanan nedenlerle davalı kuruma husumet yöneltilemeyeceğini, kazaya neden olan aracın cinsinin belirlenmesi gerektiğini, davalının sorumluluğundan bahsedebilmek için öncelikle trafik sigortası bulunmadığı iddia edilen tescilsiz aracın trafik sigortası yaptırma zorunluluğu bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiğini, öncelikle kazaya neden olan aracın cinsinin tespit edilmesinin gerektiğini, aracın 50 cc’den küçük motor hacmine sahip olması halinde davalının sorumlu tutulamayacağını, 3.kişi sıfatına sahip olmayan kişilere ödeme yükümlülüğünün olmadığını, ölenin kusuru oranında davacının alacaklı borçlu sıfatlarının birleştiğini, Güvence Hesabının yaptığı ödemeler için aracın kusurlu işletenine, sahibine, sürücüsüne ve diğer sorumlulara rücu hakkının olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre; davacı anne … için 47.613,80 TL, davacı baba … için 43.725,64 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde kazaya sebebiyet veren motosikletin tescilsiz olduğunun iddia edildiğini, mevcut mevzuata göre tescilsiz olan bir aracın sigortalanmasının hukuken mümkün olmadığını, tescilsiz araçların trafik sigortası yaptırma imkanı bulunmadığını, husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, istinaf ilamına istinaden bu aracın hurdaya ayrılmış olup olmadığının da araştırılmadığını, kazanın kanunda müvekkilinin sorumluluğuna sebep olacak şartları sağlamadığını, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, kazaya karışan müteveffa araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu varsayılarak, kazaya etken olabilecek başka unsurlar değerlendirilmeden müvekkili kurum aleyhine hüküm tesis edildiğini, kusur raporu alınmaksızın hüküm kurulamayacağını, kaza sırasında motosiklet türü araç kullanmakta olan müteveffanın, bu tarz araç kullanmakta olduğu sırada alması gereken önlemleri almadığından dolayı vefat ettiğini, ayrıca kaza sırasında 18 yaşını doldurmamış olan müteveffanın ehliyetinin bulunmadığı ve bu durumun da araç kullanmadaki tecrübesizliğini gösterdiği ve kazanın oluşumuna katkı sağladığını, bu nedenle müterafik kusur nedeniyle hükmedilen tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 16/07/2020 tarih, 2018/3072 Esas ve 2020/3416 Karar sayılı kararı ile ” … Somut olayda; trafik kazası tespit tutanağına ve diğer belgelere göre, kazaya karışan araç motosiklet olarak belirtilmiş ise de aracın cinsi tutanakta belirtilmemiş, dosyada aracın cinsini belirtir ruhsat örneği veya başkaca bir belgeye rastlanamamıştır. Dolasıyla kazaya karışan aracın trafik sigortası yaptırılması zorunlu bir araç olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece, trafik sigortası bulunmayan araç nedeniyle zararın doğduğu ve davalı Güvence Hesabı’nın zarardan sorumlu olduğu davacı tarafça iddia edildiğine göre, aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olduğunu ispat yükünün de davacı üzerinde olduğu gözetilmek suretiyle; davacı tarafa araca ilişkin delillerini sunması konusunda uygun bir süre verilip, aracın bulunduğu yer bilinebiliyorsa araç üzerinde uzman makine mühendisi marifetiyle inceleme yapılıp (bulunmuyor ise ve belirtildiğinde aracın motor nosu, şasi nosu vb. belirleyici özelliklerinden yola çıkılarak tramer kaydının, il emniyet müdürlüğü tescil kaydının araştırılmasıyla), aracın hurdaya ayrılıp ayrılmadığının, ayrıldı ise davacıların davalı Güvence Hesabı’ndan talep hakkının bulunmadığı, ayrılmadı ise araç motor silindir hacminin belirlenmesi; silindir hacminin 50 cm küpün üzerinde/trafik sigortası yapılması zorunlu araçlardan olduğunun anlaşılması halinde davalı Güvence Hesabı’nın sorumlu olduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmelidir …” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 13/02/2018 tarih, 2015/1076 Esas ve 2018/158 Karar sayılı kararına karşı davalı tarafından verilen istinaf dilekçesinde müterafik kusura ilişkin istinaf talebi bulunmadığından karşı taraf lehine bu hususlarda usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu nedenle müterafik kusura ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak davalı vekilinin kusura ilişkin istinaf itirazının daha önce Dairemiz kararı ile değerlendirilmediği görülmekle; mahkemece ilk karardan önce kusur raporu alındığı ve kaza tespit tutanağı ile ceza dosyasında ATK dan alınan raporun birbirini doğruladığı, desteğin kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğu diğer araç sürücüsünün kusursuz olduğu ve dosya kapsamına uygun olduğu görülmekle kusura yönelik itirazının reddi gerekmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda davacı vekili beyan ve daha önce sunduğu fotoğraflara göre İTÜ Makine Mühendisliği Fakültesin de görevli öğretim üyesi bilirkişisinden alınan rapora göre; dava konusu kazaya karışan davacıların murisi … yönetimindeki plakasız-tescilsiz aracın 125 CC motor hacmine sahip bir motosiklet olduğu ve dolayısıyla ZMMS poliçesi yaptırmak zorunda olan araçlardan olduğu anlaşılmakla bozma öncesi usuli kazanılmış haklar göz önünde bulundurularak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin husumet istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 6.239,40 TL harçtan peşin alınan 1.560,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.679,40 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/11/2022