Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/94 E. 2023/383 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/94
KARAR NO: 2023/383
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 28/09/2021
NUMARASI: 2015/657 Esas – 2021/978 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 28/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şahsın 10.01.2015 günü saat 11:00 sularında yönetimindeki … plakalı aracın hakimiyetini kaybederek … Mah. … Sokakta kaldırımda yürüyen müvekkiline çarptığını,bu kazaya sebebiyet veren davalının yüzde yüz kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin ise davalı şahsın kullandığı araca zorunlu mali sigortasını yapan şirket olup, maddi tazminat taleplerinden teminat miktarına kadar sorumlu olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan (sigorta şirketinden sorumluluğu oranında) kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 50.000,00 TL manevi zararın davalı şahıstan kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karışan otomobilin müvekkil sigorta şirket nezdinde ZMSS poliçesi ile teminat altında olduğunu, davacı tarafın sigortalısının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde olduğunu, ATK tarafından davacının maluliyet oranının tespitinin yapılmasını, davacının SGK / bağlı bulunduğu kurumdan rucüya tabi herhangi bir ödeme alıp almadığının tespiti ile hesaplanacak olan tazminattan tenzilinin gerektiğini, tedavi giderleri zararlarından 6111sayılı yasa gereği sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığını, talep edilebilecek faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olabileceğini, belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen iddiaların gerçeği yansıtmadığını, aracın frenlerinin şişmesi nedeni ile yokuş aşağıya kaydığını ve kazanın oluştuğunu, kazada kusur oranlarının tespiti için rapor alınması gerektiğini, tutulan kaza tutanağının gerçeği yansıtmadığını, tedavi giderleri talebinin yerinde olmadığını, sağlık güvencesi altında tedavi edilebilecekken özel- tanıdık doktor gerekçesi ile kendi talebi doğrultusunda özel hastanede tedavisine devam edildiğini ve bu nedenle tedavi giderleri zararı talep edemeyeceğini, davacının maluliyetinin tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor düzenlenmesini talep ettiklerini, davacı tarafın emekli olması nedeni ile maddi zararından söz edilmeyeceğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, müvekkilinin kaza sonrası davacıyı hastaneye götürdüğünü, sık sık ziyaret ettiğini ve evli olan 2 ve 9 yaşlarında küçük çocukları olan ve kirada oturan müvekkilinin işbu manevi tazminat talebi karşısında ekonomik olarak dara düşeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açılan maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, davalı … aleyhine açılan maddi tazminat davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın 10/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı tarafın tam kusurlu olduğu mahkeme dosyasına sunulan salt deliller ile sabit olduğunu, mahkeme tarafından hükmedilen manevi tazminat miktarı hakkaniyete uygun olup davalı tarafın haksız ve dayanaksız beyanlarını kabul etmek mümkün olmadığını, bu nedenle davalının istinaf başvuru dilekçesini kabul etmediklerini tümüyle itiraz ettiklerini, yerel mahkemece davalı sürücü … aleyhine karar verilmesine karar yer olmadığına karar verildiğini, ancak davalı … aleyhine kendilerine vekalet ücretine hükmedilmediği gibi yargılama giderlerinin de kendi üzerinde kalmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın esası hakkında karar verilmeyecek olsa da yargılama aşamasında yapılan giderler ve vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücretinin hangi tarafa yükletileceği hususunda karar verilmesi gerektiğini, AAÜT m.6 gereği lehimize tarifede yazılı tam vekalet ücreti ve HMK m.331/1 gereği davanın açıldığı tarihteki haklılığımız sabit olduğundan lehlerine yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğini, her ne kadar yukarıda açıklanan nedenlerle lehlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekse de maddi tazminat davasında davalı sigorta şirketi ile imzalanan protokolde her iki tarafın da birbirine yönelik bu taleplerden vazgeçtiği dikkate alındığında yalnızca davalı sigorta şirketi yönünden lehlerine veya davalı şirket lehine bu taleplere hükmolunamayacağını, ancak protokolde bu hususun yalnızca müvekkili ve davalı şirket arasında geçerli olacağı kararlaştırıldığından maddi tazminat davasında yasa gereği davalı şahıs aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan adli tıp raporları birbirini tekrar etmekte olup bu raporlara yapılan itirazların dikkate alınmadığını, bu nedenle yerel mahkemece kurulan hükme bu raporların esas alınması usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu kazaya ait tutanağın müvekkilin huzurunda tutulmadığını ve olayın olduğu esnada müvekkilinin aracının seyir halinde olmadığını, eşini beklerken aracının frenlerinin şişmesi sonucu aracın birden yokuş aşağı kaymaya başladığını, müvekkilinin, meydana gelen kazada kusuru ve kastının bulunmadığını, müvekkil; evli ve iki çocuk babası olmakla birlikte kirada yaşadığını, kızının astım hastası olması nedeniyle sürekli hastane masrafları olmakla birlikte; maaşının yaklaşık 1.100-TL’sini banka kredi borcuna ödediğini, sosyal durum ekonomik araştırmasında da müvekkilin aylık gelirinin 2.000,00 TL olduğunun açıkça ortaya konulduğunu, davacının talep ettiği fahiş ve yasal dayanağı olmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabul kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 10/01/2015 günü saat 11.40 sıralarında sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … Caddesi, … kavşağı başındaki … önünde park etmiş olduğu aracı içerisinde iken yokuş aşağı olan sokak istikametine aracını kaydırmak sureti ile frenleme yapmasına rağmen durduramayarak sokağın inişi sağ tarafındaki yaya kaldırım üzerine çıktığı sırada 2 nolu bina önü olan bu kaldırım üzerinde yürümekte olan müşteki yaya …’ın arkasından kaldırım üzerinde aracının ön kısımları ile çarparak müştekinin düşmek sureti ile yaralanmasıyla neticelenen trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır. Maddi tazminat isteminin davalı sigorta şirketi tarafından karşılanması nedeniyle ibraname kapsamında sigorta şirketi yönünden feragat edilmesi üzerine bu davalı yönünden davanın feragat nedeni ile reddine diğer davalı yönünden de maddi tazminat davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Bilirkişi incelemesi ile davacının hesaplanan tazminat miktarının tümünün sigorta şirketi ödemesi ile karşılandığı anlaşılmakla maddi tazminat yönünden sigorta şirketi için bildirilen feragat beyanı yansıma yolu ile davalı sürücü …’ı kapsayacağından ve alınan ödemede yargılama gideri ve vekalet ücreti ödemesi de bulunduğundan hakkında maddi tazminat davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar nedeni ile aleyhe vekalet ücreti ödenmemesinde ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunun dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş olmasına göre bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir.Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı).Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile davacının yaralanmasının mahiyeti ve iyileşme süresi, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/1.maddesi kapsamında davacı lehine verilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun olmadığı bir miktar düşük olduğu kanaatine varılarak 30.000 TL manevi tazminat hükmedilmiştir.Bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, B-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Buna göre: 1-Davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açılan maddi tazminat davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE, 2-Davalı … aleyhine açılan maddi tazminat davasının konusu kalmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 3-Davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 30.000,00 TL manevi tazminatın 10/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4.KARAR HARCI a) Maddi tazminat davası yönünden alınması gerekli 59,30.-TL harç ve manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 2.049,3 TL olmak üzere toplam 2.108,6 TL nispi karar harcından peşin yatırılan 204,3 TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 1.904,30 TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5.AVUKATLIK ÜCRETLERİ a) Maddi tazminat davası yönünden, yapılan feragat ve ibraname uyarınca taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, b) Manevi tazminat davasının kabul edilen miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 9.200,00 TL maktu avukatlık ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, c) Manevi tazminat davasının reddedilen miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 9.200,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …a ödenmesine,
6.DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ a) Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, b) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 204,30 TL peşin harçtan maddi tazminat davası için alınması gerekli 59,30 TL maktu harcın mahsubundan sonra bakiye kalan 145,00 TL harcın davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, c) Davalılar tarafından masraf yapılmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına, 7- Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.366,20 TL harçtan peşin alınan 342,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.024,20 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 44,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/02/2023