Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/90 E. 2023/331 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/90
KARAR NO: 2023/331
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
NUMARASI: 2015/205 Esas – 2021/1156 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 27/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.02.2014 günü saat 07:20 sıralarında Tuzla İlçesi, … Mahallesi … Caddesi ile … Caddesi kesişim noktasında, ehliyetsiz olan müvekkilinin motosikleti ile cadde üzerinde seyri esnasında, davalı …’nın maliki, Davalı … Sigorta A.Ş’nin ZMMS sigortacısı olduğu ve davalı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın tali yoldan gelerek ana caddeye çıkması ile duramayarak … plakalı araca çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının ağır yaralandığı, birçok ameliyat geçirdiğini, 11 ay kadar yatağa bağımlı yaşadığını, davalı tarafın aracına maddi zarar verdiği gerekçesi ile ve yapılan baskı nedeni ile toplam 4.880,00 TL ödeme yaptıklarını, davalı tarafın kazanın oluşumunda kusurlu olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, meslekte kazanma gücü/iş gücü/efor kaybı ile SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri için şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar araç işleteni ve sürücüsü yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, kaza sonrasında davacının kusurlu olması nedeni ile aralarında anlaşma yapıldığını ve ödenen tutarın anlaşma gereği olduğunu, herhangi bir baskının söz konusu olmadığını, bu nedenle şikayetçi olmadıklarını, ehliyetsiz sürücü davacının kazanın oluşumunda tam kusurlu olması nedeni ile maddi ve manevi tazminat talep edemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava öncesi kendilerinden herhangi bir tazminat talebinde bulunulmadığını, kask takıp takmadığının ispat edilmediğini Belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, özetle; … plakalı aracın 19.02.2014 kaza tarihinde müvekkili sigorta şirketi nezdinde 09.05.2013/2014 vadeli ZMMS poliçesi ile teminat altında olduğunu, davacının ehliyetsiz olması nedeni ile davanın reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde olduğu, geçici iş göremezlik, bakım giderleri, tedavi giderleri vb. sağlık giderlerinin, maluliyeti tespit edilinceye kadar geçen süre içinde yapılan harcamalardan 6111 sayılı yasa gereği SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, sağlık giderleri ile geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olmadıklarını, manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamında olmadığını, dava öncesi sigorta şirketine herhangi bir yazılı talebin bulunmaması nedeni ile temerrütten söz edilmeyeceğini, dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının Maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 309.238,09 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 4.895,10 TL bakıcı gideri tazminatı, 2.812,50 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 316.945,69 TL tazminatın (davalı sigorta şirketinin poliçe limitiyle sorumlu olması kayıt ve şartıyla), davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 09/02/2015 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 19/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacının Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın (davalı sigorta şirketinin poliçe limitiyle sorumlu olması kayıt ve şartıyla), davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 09/02/2015 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 19/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde özellikle mobese kamera görüntülerinin istenmesini talep ettiklerini, görgü tanıklarının isim ve adreslerini mahkemeye bildirdiklerini, mobese kayıtlarının talebinden uzun bir zaman geçtikten sonra buna ilişkin ara karar oluşturulduğunu, Emniyet Müdürlüğünce KGYS kamera kayıt sürelerinin ortalama 30 gün olmasından dolayı istenilen kayıtların elde edilemediğinin bildirdiğini, MOBESE ve özel kamera kayıtları celp edilmiş olsaydı, kazanın oluşumunda müvekkili … ‘nın kusurunun olmadığının ispatlanmış olacağını, tanıklarının dinlenmesi ve keşif taleplerinin de reddedilmiş olduğunu, savunma ve ıspat haklarının ellerinden alınmış olduğunu, hukuki dinlenme haklarının ihlal edilmiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Tazminata konu trafik kazası sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında; …’nın … Caddesine sola dönüş yapmak istediği sırada … Caddesini takiben seyir halinde olan motosiklet ile çarpıştığı, kazanın oluşumunda sürücü …’nın 2918 Sayılı KTK’nın 57/1-A maddesini ihlal ettiği, … plaka sayılı motosiklet sürücüsünün …’ün 2918 Sayılı KTK’nın 52/1-b maddesini ihlal ettiği kanaati belirtilmiştir. Mahkemece aldırılan kusur raporunda davalı sürücü …yönetimindeki … plaka sayılı aracı ile … Caddesini takiben seyir halinde iken gereken dikkatini yola vermediği, mahal şartlarına göre kontrolsüz şekilde … Caddesine çıkarak sola dönüş yapmak istediği, düz seyir halinde olan motosiklete geçiş hakkını vermediği ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/d (Karayolundan faydalananlar, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorundadırlar.) 84/h (Kavşaklarda geçiş önceliği) ve Karayolları Trafik yönetmeliği 109/b-8 (Dönüş yapan sürücüler, doğru geçmekte olan araçlara geçiş hakkını vermek), maddelerini ihlal ettiği anlaşılmakla, dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı olayda %75 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü … yönetimindeki … plakalı motosiklet ile … Caddesini takiben Tepeören istikametine seyir halinde iken mahal şartlarını da dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeye düşürüp kontrollü şekilde seyrine özen göstermediği ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/b (Sürücüler araçların hızlarını aracın yük, teknik özelliğine, görüş, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar.) maddesini ihlal ettiği anlaşılmış olup, dikkatsiz ve özensiz daranışlarından dolayı olayda %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre, taraflar dava veya cevap dilekçelerinde (HMK’nın119/1-e-f ve129/1-d-e maddeleri) iddiasının/savunmasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini ve iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğini açıkça göstermek zorunda olduğu hükmü bulunmaktadır. Somut olayda; Davalı … vekili tarafından süresinde verilen cevap dilekçesinde tanık deliline dayanılmadığı, diğer davalı …nin ise süresinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldığından mahkemece davalı tanıklarının dinlenmemiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Kazaya ilişkin mobese görüntülerinin yazılan müzekkere cevabına göre dava tarihinden önce silindiğinin belirtilmiş olmasına göre müzekkerenin geç yazılması da sonuca etkili değildir. Bu durumda dosyada ki mevcut delil durumuna göre Mahkemece alınan kusur raporu ile kaza tespit tutanağı ile örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalılar … ve …vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 22.333,66 TL harçtan peşin alınan (2.816,98×2)=5.633,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.699,70 TL harcın davalılar … ile …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/02/2023