Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/890 E. 2023/333 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/890
KARAR NO: 2023/333
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2015/868 Esas – 2020/720 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/09/2014 günü …’ün kullandığı … plaka sayılı aracın davalılardan …’ın kullandığı … plaka sayılı araç ile çarpışarak trafik kazası meydana geldiğini, davalının şeride tecavüz etme kuralını ihlal ederek birinci derecede tam kusurlu olduğunu, müvekkili …’ün ağır yaralandığını, tedavisinin halen devam ettiğini, diğer müvekkilleri …, yaralandığını ve uzun süre tedavi gördüğünü ve iş yapamadığını, diğer müvekkilleri … ve …’ün de yaralandığını ve tedavi gördükleri ve ruhsal çöküntü yaşadıklarını, müvekkillerinde maddi ve manevi zararlar oluştuğunu beyanla, … için şimdilik 10.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat talebi, … için şimdilik 4.000 TL maddi, 25.000 TL Manevi tazminat talebi, … için şimdilik 4.000 TL maddi, 25.000 TL manevi, müvekkili … için 3.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat talebi olduğunu beyanla, tazminatın yasal faiz ile birlikte; ilk iki davalıdan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutularak ödemelerine, davalı … sigortanın ise yalnız maddi tazminat açısından diğer iki davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu tutularak ödeme yapması talep ve dava etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının kazanın oluşumuna önlemek için tedbir almadığını, şerit ihlalini davacı sürücü yaptığını, davacının yol yapım çalışmasının yarattığı karışılıklık yüzünden davalının seyir halinde olduğu şeritten giderek aracını kullandığını, müvekkilinin kendisine selektör yapması sonrasında hatasını fark ettiğini, davalının kendisini uyarması sonrasında kontrolünü kaybederek şeritler arasında sağ-sol yaparak zikzak çizdiğini, davacının da kaza sonrasındaki ifadesinde sağ-sol zikzak yaptığını açıkça ifade ettiğini, müvekkilinin kazanını en hafif şekilde atlatılması için tüm gayreti gösterdiğini, tanıkların dinlenerek delillerin toplanarak kusur raporu alınması gerektiğini, ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını, davacıların sağlık durumlarına ilişkin iddiaların belgelendirilmesi gerektiğini, geçici işgöremezlik, tedavi ya da diğer giderleri sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılandığını, davalılardan talep edilemeyeceğini, maddi tazminat taleplerinin açıkça ifade edilmesi gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğundan reddi gerektiğini beyanla, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle: … plaka sayılı aracın 30/12/2013-2014 tarihleri arasında sigortalısı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru nispetinde poliçesi ile sınırlı olduğunu, kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca sakatlığın olup olmadığının da tespit edilmesi gerektiğini, davacı yanın kaza tarihinden itibaren işleyecek faiz talebinin haksız olduğunu reddi gerektiğini beyanla, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “A.) Davacıların maddi tazminat talebinin;1.) Davacı … yönünden feragat nedeni ile reddine, 2.) Davacılar …, … ve … yönünden kısmen kabulü ile; a.) Davacı … yönünden 6.769,42 TL, b.) Davacı … yönünden 332,64 TL, c.) … yönünden 1.069,20 TL, olmak üzere toplam 8.171,26 TL’nin davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren, davalı … Sigorta şirketinden ise poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 3.)Fazlaya dair talebin reddine, B.) davacıların Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 1.) Davacı … yönünden 5.000 TL, 2.) Davacı … yönünden 1.000 TL, 3.) … yönünden 1.000,00 TL, 4.) … yönünden 3.000,00 TL, olmak üzere toplam 10.000 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar verilmesine, 5.)Fazlaya dair talebin REDDİNE ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile … ve … istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın belirsiz alacak davası olduğunu, davacı tarafça dava dilekçesinde belirtilen tutarlar yönünden ne bedel arttırımı ne de ıslah talebinde bulunulmamış olup mahkemece bilirkişi raporundaki tutarlar üzerinden hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece verilecek kararda taleple bağlı kalınması gerekmekte olup, davacının talep ettiğinden fazlasına hükmedilmesinin HMK. 26. Maddesine aykırı olduğunu, yerel mahkemece aldırılan bilirkişi raporunun hukuka aykırı olduğunu, bilirkişilerin kazaya yönelik kusur tespitlerinin yerinde olmadığını, bilirkişi raporundaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, rapordaki hesaplamaların fahiş olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatlarından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, bu hususta sorumluluğun SGK ya ait olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kazanın meydana gelmesinde davalı müvekkillerinin herhangi bir kusuru olmadığını, dosyadaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, tanık beyanlarının kusur durumu açısından dikkate alınmamış olduğunu, davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, kazadaki tüm kusurun davacıya ait olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davalılar vekillerinin davacılar .. ve … hakkında hükmedilen maddi tazminata yönelik istinaf talebi değerlendirildiğinde: HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4. maddesinde de “alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üçbin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” düzenlemesi mevcuttur. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2020 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 5.880,00 TL olacaktır. Bu halde, davacılar … ve … hakkında kabul edilen maddi tazminat miktarı karar tarihine göre uygulanması gereken 2020 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı HMK’nın 341/4.fıkrası gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel mahkemece, kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. Davalılar vekillerinin diğer istinaf talepleri değerlendirildiğinde: Mahkemece davaya konu trafik kazası nedeni ile alınan ATK Trafik İhtisas Dairesinden aldırılan kusur bilirkişi raporun iki ihtimalli kusur değerlendirilmesi yapıldığı, 1. Durumda davalı sürücü …’ın ifadesinde belirttiği şekilde otomobilin istikamet şeridine girmesi ile olayın meydana geldiği kabulünde davalı sürücü …’ın % 20 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü ..’ün ise % 80 kusurlu olduğu, 2. Durumda davacı sürücü …’ün otobüsün istikamet şeridine giresi ile olayın meydana geldiği kabulünde davalı sürücü …’ın % 80 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ün ise % 20 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Aynı olaya ilişkin İstanbul Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/252 Esas ve 2018/301 Karar sayılı kararı ile davalı araç sürücüsü … hakkında “… sanığın yol çalışması sebebiyle karşı şerit’e girip hızla seyir ettiği kendi şeritinden gelen katılan …’ün sevk ve idaresindeki araca çarparak kusurlu şekilde kazaya ve katılanların yaralanmasına sebebiyet verdiği …” gerekçesi ile taksirle yaralamaya neden olma suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 19. Ceza Dairesi’nin 06/12/2018 tarih 2018/3034 E. 2018/3664 karar sayılı ilamı ile istinaf başvurunun esastan kesin olarak reddine karar verildiği görülmüştür. Ceza Mahkemesi kararında kesinleşen maddi olgu hukuk hakimi için de bağlayıcı olup İlk Derece Mahkemesince aldırılan kusur raporunun ceza mahkemesinde kabul edildiği şekilde hükme esas alınmasında isabetsizlik olmadığından bu yöndeki istinaf yerinde değildir.Mahkemece davacıların maluliyet raporlarında belirlenen geçici işgöremizlik süreleri dikkate alınarak asgari ücret üzerinden hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatlarının dava dilekçesindeki talep edilen miktarlar dikkate alınarak hüküm kurulduğu görülmekle hesaplama ve talepten fazlasına karar verildiğine ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir… Yukarıda açıklandığı üzere geçici iş göremezlik ve tedavi gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesi ve 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanmasının mahiyeti ve iyileşme süresi, ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarların, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından manevi tazminata ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalılar … Sigorta A.Ş. vekili ile … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- Davalılar … Sigorta A.Ş. vekili ile … ve … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-a-) Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ;Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.407,93 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş. ‘den tahsili ile Hazineye irat kaydına, b-)Davalılar … ve … yönünden ;Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.407,93 TL harçtan peşin alınan (310,32+229,62+80,70)=620,64 TL harcın davalılar … ve …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.27/02/2023