Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/718 E. 2022/1319 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/718
KARAR NO: 2022/1319
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
NUMARASI: 2019/285 Esas – 2021/965 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sahibi olduğu … plaka sayılı araç ile 2 No’lu aracın sahibi ve sürücüsü olan …’a ait ve 1 No’lu davalı tarafından ihtiyari mali sorumluluk sigortası ile sigortalanan … plakalı aracın karıştığı yaralamalı/maddi hasarlı trafık kazasının meydana geldiğini, davalı yana ait aracın tamamen kusurlu olduğunu, kazanın 03/08/2017 tarihinde Sakarya’da meydana geldiğini, müvekkilinin aracında 22.884,37 Euro’luk hasar meydana geldiğini, zarara uğrayanın zararı yaşadığı ülkede giderme hakkının mevcut olduğunu, meydana gelen zararın davalı araç ZMSS’i olan … Sigorta AŞ, zararın kaza tarihindeki maddi tazminat limiti olan 33.000,00 TL’sini 27/11/2017 tarihinde ödediğini, bu bedelin 7.057,92 Euro’ya tekabül ettiğini, 15.786,45 Euro’nun kaldığını, müvekkilinin kaza sebebi ile uğradığı zararın giderilmeyen 14.390,81 Euro’sunun alacağın, temerrüt tarihinden itibaren özel bankaların dövize uyguladığı en yüksek faiz oranından davalılardan tahsil tarihindeki kur karşılığının sigorta teminat limiti dahilinde olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu kaza nedeniyle meydana gelen hasarın müvekkili şirket tarafından karşıladığını, davanın reddi gerektiğini, dava konusu kaza sonrasında müvekkili şirkete yapılan başvuru üzerine sigortalı aracın Trafik Sigortacısı olan … Sigorta tarafından alınan ekspertiz raporuna göre tespit edilerek ödenen 33.000 TL(7.057.92 Euro) mahsup edildikten sonra bakiye hasar bedeli 7.862,52 TL 23/01/2018 tarihinde davacı tarafa ödendiğini, yapılan başvuru sonrasında davalı müvekkili şirketçe usulüne uygun olarak inceleme ve sonrasında ödeme yapılmış olup, müvekkili şirketin bu süreçte mevzuata aykırı herhangi bir uygulaması bulunmadığını, davacının zararı karşılanmış olup, bu sebeple başvurunun reddi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere, davacının gerçek zararının ve kusur oranlarının tespiti gerektiğini, yine davacının yabancı para üzerinden karar verilmesi yönündeki taleplerinin reddi gerektiğini, zararın Türk Lirası olarak hesaplanması, aksi halde ise haksız fiilin gerçekleştiği tarihte geçerli olan kur esas alınarak Türk Lirası karşılığı üzerinden karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere aracın hususi araç olması nedeniyle faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini beyan ile, davanın esastan ve usulden reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, 14.135,27 Euro’nun davalı …’dan 03/08/2017 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş yönünden 04/01/2018 tarihinden itibaren ve poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla 3095 sayılı yasanın 4a maddesi gereğince işletilecek faizi ile ve fiili ödeme günündeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı TL olarak davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza Türkiye’de meydana gelmiş olup davacının Türk vatandaşı da olması sebebiyle araç tamirinin Türkiye’de yapılmasına engel hiçbir durumun olmadığını, meydana gelen gerçek zarar dışında kalan herhangi bir tutardan müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından davacının zararı için 7.862,52 TL onarım bedeli ödemesi yapılarak tüm zarar karşılanmış olup fazlaya ilişkin taleplerin haksız olduğunu, bilirkişi raporunun tek taraflı olarak Almanya’ya tanzim edilen ekspertiz raporuna göre düzenlenmesinin hatalı olduğunu, karara esas alınacak tutarın bakiye teminat limitini aşamayacağını, hükmün bakiye poliçe teminat limiti tespit edilebilir olduğu halde müvekkili şirket ve diğer davalı yönünden ayrı ayrı ve açık bir şekilde belirtilmeden kurulmasının hatalı olduğunu, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması aksi halde ise hasardan ödeme yapılan 23/01/2018 tarihinden itibaren yasal faiz olarak dikkate alınması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza Türkiye’de meydana gelmiş olup davacının Türk vatandaşı da olması sebebiyle araç tamirinin Türkiye’de yapılmasına engel hiçbir durumun olmadığını, davacının kötü niyetli olarak fahiş fiyatlarla kaza ile de ilgisi olmayan tamiratlar yaptırdığını, bilirkişi raporunda sadece davacının sunduğu servis faturası ve ekspertiz raporunun esas alındığını, davacının yabancı para üzerinden kabulüne ilişkin verilen karar hatalı olup haksız fiilden kaynaklanan zararın Türk Lirası olarak hesaplanması veya haksız fiilin gerçekletiği tarihteki kurun esas alınması gerektiğini, kazaya karışan taraflar tacir olmayıp araçları da ticari araç olmadığından haksız fiilden kaynaklanan tazminat talebi söz konusu olduğundan yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Kaza yeri Türkiye olsa bile yurtdışında kayıtlı aracın meydana gelen kaza nedeniyle tamir ettirilmeden yurtdışına götürülmesi halinde, tamir bedelinin yurtdışındaki malzeme ve işçilik fiyatları ile değerlendirilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacı taraf bu açıdan aracını Türkiye’ de tamir ettirmeye yada Türkiye koşullarındaki hasar bedeli ile tazmine zorlanamayacağından davalı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18.6.2013 tarih, 2013/8078 Esas ve 2013/9341 Karar sayılı kararı). 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 83/son maddesi (6098 sayılı TBK m. 99) hükmüne göre, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası olarak ödenmesini isteyebilir. Yabancı para cinsinden yapılan harcamalar, yabancı para alacağı olarak dava edilebilir ve ödeme günündeki kura göre işlem görür. Davacı alacağı, yabancı para cinsinden meydana gelmiş olup fiili ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden TL karşılığının tahsiline karar verilmesi gerekir. Davacı sigortalısı yabancı plakalı aracını, kayıtlı olduğu Almanya’da tamir ettirmiş ve orada araç mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre belirlenen ve ödenen araç hasarının tahsil tarihindeki kur üzerinden tahsilinin hüküm altına alınmasına talep etmiştir. Yukarıda ifade olunan yasal düzenlemeler de göz önünde bulundurulduğunda, yabancı para borcunun alacaklısı olan davacı tarafın, fiili ödeme günündeki kur üzerinden talepte bulunma hakkına sahip olduğu gözetilerek ve davacının talebiyle de bağlı kalınarak karar verilmesinde ve ödeme tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca temerrüt faizine hükmedilmesi gerektiğinden oluşturulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/1715 E. ve 2016/6513 K.sayılı kararı). Hasar bedelinin belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunun aracın hasarlı parçaları dikkate alınarak konusunda uzman bilirkişi tarafından ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olarak hazırlandığı anlaşıldığına göre Mahkemece bu bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bilirkişi raporuna ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir. Bu nedenlerle; davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 4.546,43 TL harçtan peşin alınan 1.136,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.409,83 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 4.546,43 TL harçtan peşin alınan 1.136,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.409,83 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/06/2022