Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/689 E. 2023/99 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/689
KARAR NO: 2023/99
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
NUMARASI: 2020/243 Esas – 2021/552 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … tarafından sevk ve idare edilen diğer davalı … ait … plakalı araçta yolcu iken 18/02/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralandığını, davalı sürücünün kusurlu olduğunu belirterek şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın sürücü, işleten ve sigorta şirketinden, 20.000,00 TL manevi tazminatın sürücü ve işletenden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin olayda kusursuz olduğunu, ceza davasında verilen kararın kesinleşmediğini, aracın kaza tarihinde … Sigorta A.Ş.’ye Genişletilmiş Kasko sigortası bulunduğundan davanın … Sigorta A.Ş.’ye ihbarını talep ettiklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle;… plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde trafik sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle davacının maluliyet oranının ATK’dan rapor alınarak tespit edilmesi sonrasında da aktüer rapor alınması gerektiğini, davacının kazadan dolayı SGK’dan herhangi bir ödeme alıp almadığının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğinden faiz talep edilemeyeceğini davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Maddi tazminat davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 12.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 18/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 03.06.2020 tarih 2018/1245E. 2020/607K. sayılı kararında bozma ilamında “…maluliyet hesaplamasını gerektirecek düzeyde maluliyet bulunmadığı tespit edildiği halde gerekçede davacının yüzünde sabit yara izi bulunduğu belirtilerek manevi tazminat belirlenmesi doğru olmamıştır.” gerekçelerine rağmen BAM kaldırma kararı sonrası alınan ATK raporunda da maluliyet oranının %0 olarak belirlenmiş olması göz ardı edilerek mahkemece hükmedilen 12.000,00 TL manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, BAM kaldırma kararının gerekleri yerine getirilmediğinden verilen kararın kaldırılmasını talep ettiklerini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 03/06/2020 tarih, 2018/1245 Esas ve 2020/607 Karar sayılı kararı ile “…O halde Mahkemece; yukarıda açıklandığı üzere öncelikle davalılara davanın ihbarı yönünde usulüne uygun ihbar dilekçesi sunulması için mehil verilerek davanın Sigorta Şirketine ihbar edilmesi ve meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığı iddia edilen davacının yaralanmasının mahiyeti, maluliyet oluşmuş ise geçici ya da kalıcı mı olduğu, kalıcı maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı ve iyileşme süresi konusunda ATK ‘dan yada üniversitelerin adli tıp ana bilim dalı başkanlıklarından olay tarihinde yürürlükte olan “Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre bilirkişi rapor alınması ile tarafların mali ve sosyal durumları ile yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirilerek somut olaya uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmelidir. …” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda; dava … Sigorta A.Ş ye ihbar edilmiştir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yarlanmasının mahiyeti ve maluliyet oranı ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarının bir miktar fazla belirlendiği 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A- Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Maddi tazminat davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; -10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 18/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, -Fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Maddi tazminat davasında Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 4-Manevi tazminat davasında Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 683,10 TL harçtan peşin ve ıslah ile yatırılan 453,03‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 230,07 TL harcın davalılar … ve … ‘ dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, 5-Manevi tazminat davasında davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 6- Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan manevi tazminatın reddedilen kısmı için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalılara verilmesine, 7-Davacı tarafça peşin ve ıslah ile yatırılan 453,03‬ TL harcın davalılar davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 8-Davacı tarafından maddi tazminat davasına ilişkin yapılan yargılama giderleri ve maddi tazminata ilişkin vekalet ücreti sulh protokolü çerçevesince davalı sigorta şirketi tarafından karşılandığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 9-Davacı tarafından bozma sonrasında yapılan 1.070,00 TL ATK fatura bedeli olan yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre 535,00 TL nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine 10-Davalılar … ve … tarafından yapılan 177,80 TL posta giderinden oluşan yargılama giderinin davanın kabul edilen ve reddedilen kısmı dikkate alınarak 88,90 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine, 11-Peşin yatırılan avansın kullanılmayan kısmının iadesine (HMK 333),
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davalılar … ve … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalılar … ve … tarafından yapılan 111,10 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 220,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalılar … ve …’ya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/01/2023