Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/664 E. 2023/98 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/664
KARAR NO: 2023/98
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/01/2022
NUMARASI: 2020/289 Esas – 2022/61 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/01/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalanmış araçların %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, … plaka sayılı araçta oluşan hasar nedeniyle, davalı sigorta şirketi aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ödenmiş olan tazminatın ve işlemiş faizin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını fakat borçlunun borca itiraz ettiğini, yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin 21.000,00 TL asıl alacak 1.123,50 TL faiz olmak üzere toplam 22.123,50 TL üzerinden devamına, likidite koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; zararın tümü yönünden müvekkil şirketin kusur sorumluluğu dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğunu, davanın zarar gören hak sahibi tarafından değil, ödeme yapan karşı araç sigortacısı tarafından yapıldığını, her ne kadar davacı yana sigortalı … plakalı aracın hasara uğramasında sigortalı bulunan … plakalı aracın tam kusurlu olduğu ifade edilmişse de; önemle irdelenmesi gereken hususun, zincirleme kaza meydana geldiği sırada, sigortalı araç ile önündeki kaza arasındaki mesafenin ne olduğu; güvenli durabileceği mesafe bulunup bulunmadığı; sol şeritte seyreden aracın da aynı kazayı görerek yavaşlaması gerektiği halde bu tedbiri almadığının dikkate alınmadığını, kusurun bu etkenler de gözetilerek paylaştırılması gerektiğini, belirtilen hususlar yönünden rapora itiraz edilmişse de itirazları değerlendirilmediğini, araçta meydana gelen hasarın kazayla illiyeti, onarım ve değişimlerin piyasa rayiçlerine uygunluğu gibi hususların da değerlendirilmesi gerektiğini, cevap dilekçesinde kazaya karışan aracın ağır hasarlanması karşısında; aracın tamirinin ekonomik olup olmadığının da değerlendirilmesini talep ettikleri halde bilirkişi raporunda bu yönden de inceleme yapılmadığını, aracın pert edilmesi ekonomik açıdan daha az zarara yol açıyor ise, davacı yan onarım yapmış olsa dahi, zararın artmasına davacı yol açmış olacağından; bilirkişi tarafından pert-total işlemi yapılarak rücusu mümkün olan gerçek zararın belirlenmesi gerektiğini, mahkemece her ne kadar araç rayiç değerinin 45.000,00 TL olduğundan bahisle tamirinin ekonomik olduğu ifade edilmişse de sovtaj değeri bilinmeden tamirin mi yoksa pert işleminin mi daha ekonomik olduğu bilinemeyeceğinden, eksik incelemeye dayalı hükmün kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, kasko sigortasından kaynaklanan hasar bedeline yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere itiraz verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 20/02/2020 tarih, 2018/475 Esas ve 2020/315 Karar sayılı kararı ile ” …Davacıya sigortalı aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi vs. gibi hususlar göz önünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında denetime elverişli bir rapor alınıp karar verilmiş olmasına göre hasar raporuna ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Mahkemece hükme esas alınan kusur bilirkişi raporuna göre davacı sigorta şirketine sigortalı aracın kusursuz, davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu tespit edilerek hesaplama yapıldığı görülmüştür. Kazaya ilişkin tutulan kaza tespit tutanağında ise … plakalı araç sürücüsü …, … plakalı sürücüsü … ve … araç sürücüsü …’nın 2918 sayılı KTK’nın 56/1c kuralını ihlal ettikleri, diğer sürücülerin kural ihlallerinin olmadığı tespit edilmiştir. Ancak mahkemece hükme esas alınan raporda davacıya sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu tespit edildiğinden raporlar arasında çelişki oluşmuş ve mahkemece çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin kusura yönelik istinaf itirazı yerindedir. O halde mahkemece yapılması gereken ATK Trafik Kürsüsü, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur raporları arasındaki çelişkiyi giderilecek şekilde kazanın oluşumunda kusur dağılımını belirleyen gerekçeli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesidir. …” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 04/10/2017 tarih, 2016/259 Esas ve 2017/776 Karar sayılı kararına karşı davalı tarafından verilen istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin kusur sorumluluğu dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğuna ilişkin istinaf talebi bulunmadığından karşı taraf lehine bu hususlarda usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Ayrıca kazaya neden olan davalıya sigortalı her iki araç sürücüsü ( … ve …) nün de kusurlu oldukları ve dava dilekçesi ile iki araç yönünden rücu talep edildiğine göre bu yöndeki istinaf itirazı yerinde değildir. Yine hasara yönelik istinaf taleplerinin Dairemiz kaldırma kararında değerlendirildiği ve hasar raporuna ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmediği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda “… kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporu arasındaki çelişki 10/09/2021 tarihli ATK raporu ile giderildiği buna göre, davacının sigortacısı olduğu aracın kusursuz, davalının sigortacısı olduğu araçların ise müterafik kusurlu olduğu anlaşılmakla, eldeki davanın davalıların kendi arasındaki kusur oranları iç ilişkilerinde önem arz edip, eldeki dava yönüyle esası etkilemeyeceğinden usul ekonomisi ilkesi gereği yeniden kusur oranlarına ilişkin rapor almaya gerek görülmeyerek, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne” karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.511,25 TL harçtan peşin alınan (80,70+297,12=)377,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.133,43 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.26/01/2023