Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/591 E. 2022/1026 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/591
KARAR NO: 2022/1026
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
NUMARASI: 2017/787 Esas – 2021/909 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 12/11/2012 tarihinde yayalar için yeşil ışık yandığı sırada yolun karşısına geçerken davalı …’e ait … plakalı aracın hızla gelip müvekkiline çarptığını, davalının olay yerinden uzaklaştığını, müvekkilinin … Hastanesine kaldırıldığını ve orada uzun süre tedavi gördüğünü, müvekkilinin sol bacağı ve kaburga kemiklerinin kırıldığını, sol bacağına topuktan diz kapağına kadar platin takıldığını ve halen takılı olduğunu, kaburga kemiklerinin iç organlara baskı yaptığını bundan dolayı uzun süre ağrı çektiğini, nefes almakta zorlandığını, kalp atışlarının düzensizleştiğini, bedeninin çalışma ritminin bozulduğunu, müvekkilinn halen tam olarak iyileşemediğini, müvekkilinin uzun yıllar pastacılık işi yaptığını, aylık 3.000-4.000 TL civarında para kazanırken kaza nedeniyle iş yerini kapatmak zorunda kıldığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, her iki davalıdan şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın ve ayrıca davalı …’den 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyeceyek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, sadece davalı … için sunmuş olduğu ıslah dilekçesinde özetle; dava değerini arttırarak 6.216,41 TL. geçici iş göremezlik alacağı ile 42.469,46 TL sürekli iş göremezlik alacağının, kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüd faizi ile birlikte davalı …’ndan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin böyle bir olay içinde yer almadığını, ilgili aracın olay tarihinde ve olay mahallinde bile olmadığını, müvekkilinin arabasının çarptığını yalnızca davacının iddia ettiğini, müşteki ifade tutanağında hiçbir tanık isminin geçmediğini, kaldı ki olay tarihi itibariyle davacının bahsettiği noktanın trafiğe kapalı olduğunu, olayla ilgili hiçbir mobese kaydının olmadığını, olay emniyetin önünde gerçekleşmişse bunun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, olaya ilişkin ifade tutanağında tarihin 26/11/2012 olduğunun görüleceğini, sağlık raporunun geçerliliğinin şaibeli olup olay ile ilgili olmadığını, 13/11/2012 tarihinde saat 14:00’da düzenlendiğini, yani davacının sağlık raporunun dahi sonradan düzenlediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Olayın trafik kazası neticesi meydana geldiğinin ispat edilmesi gerektiğini, olay ile ilgili olarak mağdur- müşteki ifade tutanağı dışında hiçbir delilin kendilerine tebliğ edilmediğini, sunulan belgenin tanzim tarihinin 26/11/2012 olduğunu, 12/11/2012 olarak belirtilen kaza tarihinden 14 gün sonra sadece davacının beyanı ile düzenlendiğini, davacının iddia ettiği durumun trafik kazası neticesi olup olmadığı hususunda şüphe uyandırdığını, … yönetmeliği çerçevesinde herhangi bir müracaat olmadığını, kazanç kaybının müvekkilinin gidermekle yükümlü olduğu bir zarar kalemi olmadığını, aylık kazanç tutaranın resmi evrak ile ispatının gerektiğini, müvekkilinin temerrüdü söz konusu olmadığından faiz talebinin kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davanın ıslah beyanları doğrultusunda Kabulü ile; Davacı … için 6.216,41-TL geçici iş göremezlik ve 42.469,46-TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 48.685,87 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 27/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …ndan alınarak davacıya verilmesine, 2-Davacının davalı … yönünden açtığı maddi tazminat davasının reddine, 3-Davacının davalı … yönünden açtığı manevi tazminatı davasının reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili kuruma husumet yöneltilmesine sebep olan motorlu aracın kazaya karışmadığı ispat edildiğinden müvekkili kurum aleyhine açılan davanın da reddine karar verilmesi gerektiğini, meydana gelen trafik kazası ile ilgili hiçbir somut delilin bulunmadığını ve davanın reddi gerektiğini, tazminatın asgari ücrete göre hesaplanması gerekirken, davacının asgari ücretin 2 katından fazla kazanç sağlıyormuş gibi hesaplama yapılmış olmasının hatalı olduğunu, hesaplama yöntemi olarak TRH 2010 tablosunun kullanılmasının hatalı olduğunu, sorumlu olunmadığı halde geçici iş göremezlik yönünden karar verilmesinin hatalı olduğunu, ıslah edilen tutar ile ilgili olarak zaman aşımı süresi gerçekleşmiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 12/11/2012 günü saat 20:00 sıralarında … Bulvarı trafik ışıklarının bulunduğu kavşakta yayalara yeşil ışık yandığı esnada yolun karşısına geçmeye çalışan davacı yaya …’ a plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın çarpması suretiyle meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. …’nın hangi hallerde sorumlu tutulduğu ve Hesaba hangi şartların gerçekleşmesi halinde dava yöneltilebileceği 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve …Yönetmeliği’nin 9. maddesinde belirtilmiştir. … Yönetmeliğinin 9/b maddesi uyarınca, rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar …ndan talep edilebilir. Aynı yönetmeliğin “Rücû hakkının kullanılması” başlıklı 14. maddesinin 16.maddesi (a) bendi uyarınca da, hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle, zorunlu sigortasını yaptırmayan kişilere veya zarardan sorumlu kişilere davacının rücu hakkı vardır. …nın rücu edebileceği tazminat tutarı, plakası ve sürücüsü belirlenemeyen araç sürücüsünün kusur oranına ve zarar görenlerin gerçek zararına göre belirlenir. Dosyanın incelenmesinde; Davacı yayaya çarptığı iddia edilen aracın plakası belli olmadığı, … plakalı araç plakasının çevredekiler tarafından söylenildiği, İstanbul 46. Asliye Ceza Mahkemesi 2014/149 Esas, 2017/53 Karar sayılı kararında sanık/davalı …’ in beraatine karar verildiği, Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada “… plaka sayılı araçta yayaya çarpıp kaçmaya dair herhangi bir bulguya rastlanılmadığı, Anadolu Yakasında ikamet eden sanığa ait aracın olay tarihinde köprülerden geçişine ilişkin herhangi bir kaydın da bulunmadığına dair yazı cevapları nazara alınarak, katılanın çevreden kendisine çarpan aracın plakasının … olduğunu söylediklerine ilişkin soyut iddiasından başka delil bulunmadığının” maddi olgu olarak belirlenmiş olduğu, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen kimliği belirsiz araç sürücüsünün %100 oranında tamamen ve asli kusurlu olduğuna ilişkin kusur raporu düzenlenmiş olduğu nazara alındığında davalı vekilinin sorumluluk ve husumete ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi genel şartlar değişikliğinden önce ve halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 27/03/2014 tarih, 2013/ 4616 E. ve 2014/4465 K. sayılı kararında; “2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu, yasa kapsamı dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden varsa trafik şirketi yoksa … ve her iki halde de diğer haksız fiil sorumlularının (işleten ve sürücü gibi) sorumlulukları devam edecektir” yönünde; 14.10.2014 tarih, 2014/ 16455 E. ve 2014/13330 K. sayılı kararında ise “Geçici iş göremezlik zararı bedeni zarar teminatı ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi kapsamında olup, 6111 sayılı yasa uyarınca tedavi gideri kapsamında değerlendirilemez” yönünde karar doğrultusunda geçici iş göremezlik talep edilebileceğinden geçici iş göremezlik tazminatına yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.Trafik kazası nedeniyle cismani zarar maddi tazminat ya da ölüme bağlı destekten yoksun kalma tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararından sonra Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarih, 2021/3033 Esas ve 2021/1560 Karar sayılı güncel kararında “… Davacı vekili, müvekkilinin meydana gelen kazada yaralandığını açıklayıp iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuş, tazminatın belirlenmesi amacı ile bilirkişiden rapor alınmış, alınan raporda davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenmesinde 1931 tarihli PMF yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılmış, bu rapor hükme esas alınmıştır. Gerçek zarar miktarı; davacının olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Desteğin veya hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, … Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Buna göre temyiz edenin sıfatına göre, davacı tarafından kararın temyiz edilmediği de dikkate alınarak, kazanılmış haklar gözetilerek (tazminata esas alınan gelir, esas alınan asgari ücret yılı, işlemiş/işleyecek dönem tarihleri gibi) davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenerek ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” yönünde karar verilmiştir. Buna göre tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu ve prograsif rant tekniği uygulanacaktır (Aynı yönde 14/01/2021 tarih, 2020/2598 E. ve 2021/34 K. sayılı kararı). Somut olayda olay tarihi yeni Genel Şartlardan önce ise de, emsal karar doğrultusunda tazminat hesaplarında TRH 2010 tablosu ve prograsif rant tekniği uygulanacağından ve ayrıca davacının gerçek gelirinin takdirinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu hususlara yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Davalı vekili ıslah talebine cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürmediğine ve davacı tarafından açık muvafakati bulunmadığına göre istinaf aşamasında ileri sürülen zamanaşımı def’inin nazara alınması da olanaklı değildir. Bu nedenlerle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 3.325,73 TL harçtan peşin alınan 831,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.494,23 TL harcın davalı …’ndan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.26/05/2022