Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/59 E. 2023/652 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/59
KARAR NO: 2023/652
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/10/2021
NUMARASI: 2015/1001 Esas – 2021/643 Karar
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan … sevk ve idaresindeki … plakalı ticari taksinin 30.10.2011 tarihinde dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile çarpıştığını, kazada davacının motosiklet sürücüsünün aracında yolcu olarak bulunduğunu, çarpma ile davacının üzerinde bulundğu motosikletin yakıt deposunun patladığını, davacının motosikletten fırladıktan sonra yere düştüğünde leğen kemiğinin kırıldığını vücudunda 3.derece yanıklar meydana geldiğini, davacının 2 ay kadar hastanede yattığını ikisi son derece ciddi olmak üzere pek çok ameliyat geçirdiğini, şüpheliler hakkında İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/276 esas sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını ve halen derdest olduğunu, kazaya neden olan taksinin davalı sigorta şirketinde ZMMS sigortalı olduğunu,diğer aracın( motosiklet) da diğer sigorta şirketinde sigortalı bulunduğunu, davacının maddi ve manevi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğu anda arttırılmak üzere, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 10.000,00 TL maddi tazminatın ve 100.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın davalı şirket nezdinde trafik ZMMS Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu tarafların kusurunun belirlenmesi, olayda hatır taşıması olup olmadığının araştırılmasının, hatır taşıması olduğu taktirde gerekli indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın davalı şirket nezdinde ZMMS Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, tarafların kusurunun belirlenmesinin ve davacı tarafın kask önlemi almış olması halinde kazada en az yaralanmış olacağını davacının gereken tedbirleri almayarak kendisinin yaralanmasında mütefarik kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Fransa’da ikamet ettiğini, maliki bulunduğu ve kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen … ticari plakalı aracını 06.04.2011 tarihinde … İnşaat Taah.A.Ş.ye bir yıl süre ile kiralanması için teslim ettiğini, bu firmanında aracı 11.04.2011 tarihli sözleşmeyle bir yıl süreyle işletmek üzere diğer davalılardan …’ye kiraya vererek teslim ettiğini, aracının işleteni olan diğer davalı …, kira sözleşmesinin 6.maddesinde “Kira süresi içinde kiralamış olduğu … ticari plakalı araç ile 3.kişilere maddi ve manevi herhangi bir zarar verdiği takdirde bu zararların tamamından sorumlu olmayı ” kabul ettiğini, bu nedenle husumet itirazlarının olduğunu, 2 yıllık zamanaşımı süresinde davasını açmadığını, kazanın meydana gelmesinde motosiklet sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu, motosikletin arkasında yolculuk eden davacının da koruyucu hiçbir teçhizat başında kask, elinde eldiven ve koruyucu ceketinin olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının, dava dilekçesi ve 15/09/2020 tarihli bedel artırım dilekçesi ile talep ettiği maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, Davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … yönünden, 169.231,31 TL. maddi tazminatın, davalılar … ve …’den 30/10/2011 kaza tarihinden itibaren, davalı … Sigorta’dan 08/03/2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iş bu davalılardan (davalı sigorta şirketinden sigorta poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olacak şekilde) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ; Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden, 23.891,48 TL. maddi tazminatın, 08/03/2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iş bu davalıdan (sigorta poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olacak şekilde) alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine; Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 16.000,00 TL manevi tazminatın, 30/10/2011 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den tahsili ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, davalı … vekili, davalı … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusurunun bulunmadığını, yaralanmasının derecesi, leğen kemiğinden geçirdiği ameliyatlarda jinekolojik açıdan da zarar görmesi müvekkilinin çocuk sahibi olamama durumu olması, kaza tarihinde henüz 20 yaşında genç bir üniversite öğrencisi olması nazara alındığında vücudundaki ağır yaralanmalar sebebiyle eğitiminden geri kalan, hayatı boyunca vücudundaki yanık izlerini taşıyacak olan ve kazanın gerçekleşmesinde hiçbir kusuru bulunmayan müvekkilinin manevi acıları görmezden gelinerek 16.000,00 TL gibi çok düşük bir miktarda manevi tazminata hükmedildiğini 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olmadığını, davacı davasını kısmi dava olarak açtığını, davacının bedel artırım talebi ile istemiş olduğu 211.539,14 TL’nin zamanaşımına uğradığını, kusur raporuna itirazlarına rağmen, bilirkişilerin davacının arkasında yolculuk yaptığı motosiklet sürücüsünün 0.54 promil alkollü olmasının kazaya olan etkisi hakkında hiç bir değerlendirmede yapmadığını, Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma sırasında alınan kusur raporunda müvekkilinin araç sürücüsü %75 kusurlu, mahkemeden alınan raporda ise %85 kusurlu bulunduğunu, bilirkişilerin raporları arasındaki bu çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, alkollü motosiklet sürücüsünün arkasına kasksız ve ekipmansız binen davacının yaralanmasında müterafik kusuru olduğunu, mahkemenin davayı reddetmesi gerekirken tazminata hükmetmiş olmasının doğru olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davaya konu kaza açısından TCK’daki zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğunu, davacı tarafından ikame edilen davanın belirsiz alacak davası değil, kısmi alacak davası olduğunu, kazanın 30.10.2011 tarihinde gerçekleştiği dikkate alındığında davacının 15/09/2020 tarihinde ”bedel artırım dilekçesi” adı altında talep ettiği 211.539,14 TL zamanaşımına uğradığını, alınan bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, ceza dosyasında alınan ATK raporunda kaza anında motosiklet sürücüsünün alkol oranının ortalama 0,54 promil olarak kabul edilmesi gerektiğini bu önemli delilin kusur tespitinde neden dikkate alınmadığı hükme esas alınan bilirkişi raporlarında da gerekçeli kararda da hiçbir şekilde açıklanamadığını, davacının motosiklete kask ve diğer güvenlik ekipmanlarını kullanmadan bindiği dikkate alındığında yapılan %20 oranındaki indirimin yetersiz olduğunu, davacının delil sunma süresi geçtikten sonra dosyaya sunmuş olduğu ücret bordrolarına göre değerlendirme yapılmasının iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının ihlali sonucunu doğurduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde sigortalı … plakalı aracın uzun süreli kiralamaya konu edildiğinden araç işleteninde değişiklik meydana geldiğini, aracın müvekkili şirket nezdindeki sigorta poliçesinin sona erdiğini, sigortalı aracın uzun süreli kiralamaya konu edildiğinden araç işleteninde meydana gelen değişiklik sebebiyle trafik sigortası genel şartlarının C.4 maddesi uyarınca müvekkili şirket nezdindeki sigorta poliçesinin sona erdiğini, bu nedenle aracın Hüseyin Köse kullanımında iken sürücüsünün eylemi ile zarar meydana geldiğinden ne davalı sigortalının ne de müvekkili şirketin dava konusu taleplerden sorumlu olmadığını, geçici iş göremezlik tazminatından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, kazazedenin sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi sürecinde ortaya çıkan zararları tedavi giderinden SGK sorumlu olduğunu, mahkemece alınan kusur raporları ile savcılık dosyasında alınan 12.06.2013 tarihli kusur raporu arasında çelişki bulunduğunu, kusur çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, çelişkinin giderilmesi için dosyanın trafik konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınması gerekirken bu hususun gözardı edildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Karar tarihinden sonra davacı vekili tarafından 28/09/2022 tarihli dilekçe ile” İlk derece mahkemesince maddi tazminata ilişkin verilen karar uyarınca davalılardan … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. tarafından maddi tazminata ilişkin alacaklar tarafımıza sulh kapsamında ödenmiş olmakla, taraflardan herhangi bir maddi tazminat alacağımız kalmamıştır. İşbu nedenle konusuz kalan maddi tazminata ilişkin talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, manevi tazminata ilişkin istinaf taleplerimizin kabulüne” karar verilmesi talep edildiği görülmüştür. Bu nedenle dava konusu olan ve hüküm altına alınan maddi tazminat yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle taraf vekillerinin maddi tazminata ilişkin istinaf talepleri incelenmemiş, HMK’nın 353/1-b.2 maddeleri gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve maddi tazminat yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına; Taraflar sulh sözleşmesi ile davaya konu maddi tazminat talepleri bakımından birbirlerini karşılıklı ibra ettiklerinden yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı). Bu açıklamalar çerçevesinde, dosyadaki deliller ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacıdaki yaralanmanın niteliği, maluliyet oranı ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında İlk Derece Mahkemesince belirlenen manevi tazminat miktarının TBK’nın 56/1.maddesindeki düzenlemeye, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; davacı vekili, davalı … vekili, davalı … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. Vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf talepleri ödeme nedeniyle konusuz kaldığından HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan REDDİNE B-Davacı vekili, davalı … vekili, davalı … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf talepleri ödeme nedeniyle konusuz kaldığından yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Maddi tazminat davası konusuz kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 16.000 TL manevi tazminatın, 30/10/2011 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … tahsili ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Maddi Tazminat yönünden; 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre alınması gereken 179,90 TL harcın, peşin alınan 5.181,90 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 5.002,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından davacıya iadesine, 4-Harç kabul edilen miktar üzerinden hesaplanıp davalılara yükletildiğinden davacıdan mahsup edilen 179,90 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5- Sulh protokolü gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti bakımından konuda karar verilmesine yer olmadığına,Manevi Tazminat yönünden; 6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince taktir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince taktir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalılar … ve …’ye verilmesine, 8-İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun 14/11/2017 tarih ve … Adli Tıp Nolu 691,50 TL bedelli fatura ücretinin, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Döner Sermaye İşletmesine ödenmek üzere, kabul ve red oranına göre; 267,93 TL’sinin davacıdan, 423,57 TL’sinin davalılardan (tarafların sorumlu oldukları miktar ile orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına, 9-Davacı tarafından yatırılan 25,20-TL başvurma harcı + 5.181,90-TL peşin harç toplamı olan 5.207,10-TL.’nin, davalılardan (tarafların sorumlu oldukları miktar ile orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 10-Davacı tarafından yapılan 1.800 TL bilirkişi ücreti + 634,90 TL tebligat ve müzekkere giderleri toplamı olan 2.434,90 TLyargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 1.491,47 TL’nin davalılardan (tarafların sorumlu oldukları miktar ile orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına, 11-Davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapılan 130 TLyargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 21,74 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına, 12-Davalı … tarafından yapılan 100 TLyargılama masrafının kabul ve ret oranına göre 26,36 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına, 13-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın, karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
C-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Maddi tazminata ilişkin istinaf talebi konusuz kaldığından, davacı vekili, davalı … vekili, davalı … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-İstinaf karar harcının istek halinde mahkemesince davalı …, davalı … ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye iadesine, Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 287,00 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 107,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan masrafların istinaf eden üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf talebinde bulunana iadesine,3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/04/2023