Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/530 E. 2023/5 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/530
KARAR NO: 2023/5
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/10/2021
NUMARASI: 2019/955 Esas – 2021/722 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 05.04.2012 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … Caddesi üzerinden terminale giriş yapmak istediği esnada … istikametinden Zonguldak istikametine seyir halinde olan sürücü … sevk ve idaresindeki … Sigorta A.Ş. sorumluluğunda bulunan … plakalı aracın çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza neticesinde … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan müvekkili …’ın yaralandığını ve bedensel güç kaybına uğradığını, davalı sigorta şirketine 08.01.2018 tarihli dilekçelerinin 09.01.2018 tarihinde davalı sigorta çalışanı tarafından teslim alındığını ancak ödeme yapılmadığını belirterek 500 TL geçici iş göremezlik ve 500,00 TL sürekli maluliyet tazminatı olmak üzere, toplam 1.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 05.04.2012 davaya konu kaza tarihinde … plakalı aracın ZMMS sigorta poliçesi ile teminat altında olduğunu, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve azami 225.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile hem müterafik kusur hem de hatır taşımasının bulunduğunun dikkate alınmasını, davacının maluliyetine ilişkin raporun Özürlülük Ölçütü yönetmeliği dahilinde tespit edilmesini, genel şartlar gereği tedavi giderleri,bakıcı giderleri, yol giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatlarından sorumlu olmadıklarını ve dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile, davacı …’ın takdir olunan hatır taşıması indirimi neticesinde 1.607,95 TL geçici iş göremezlik 27.649,45 TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından müşterek müteselsil sorumluluk hükümlerine göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava dilekçesinde sadece murisin kullandığı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olması nedeniyle müvekkili şirkete husumet yönetildiğini, dava dışı kişi ve unsurlar yönünden müşterek ve müteselsil sorumluluk iddiasına dayanılmadığından bu yönde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan müvekkili şirketin sorumluluğunun, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün %10 oranında kusurlu olmasına rağmen %100 kusur oranı üzerinden hatalı olarak hüküm kurulduğunu, yasaya ve Yargıtay içtihatlarına uygun olarak sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına göre tazminat hesaplanması gerekirken, kusur oranına göre indirim yapılmamış ve davacının tüm maddi zararından da müvekkili şirket sorumlu tutulduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 05/04/2012 günü saat 23.30 sıralarında sürücü …, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile Kozlu istikametinden Zonguldak Merkez istikametine seyri sırasında olay mahalli kavşağa geldiğinde aracının ön kısımlarıyla, bölünmüş yolun karşı istikametinden gelerek istikametinin solunda kalan Terminale giriş yapmak için sola manevra yapan sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobilin sağ yan kısımlarına çarpması sonucu dava konusu olay meydana geldiği, davacının sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobilde yolcu olduğu, olayda yaralanması nedeni ile karşı araç ZMMS poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketinden geçici ve sürekli sakatlık tazminatı talep ettiği anlaşılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre işletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. Aynı Kanun’un 85/1. maddesinde ise bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda haksız fiil halinde müteselsil sorumluların dış ilişkisi 50.maddede düzenlenerek birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanacağı kabul edilmiş, ayrıca müteselsil sorumlar arasındaki iç ilişki düzenlenmiştir. Müteselsil sorumluluğa ilişkin BK’nın 141.maddesine göre ise müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur. Aynı Kanun’un 145.maddesine göre borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder. Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2017 tarih, 2016/11886 E. ve 2017/6732 K. Sayılı emsal kararında da “… Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesiyle, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasının benimsendiği, davacı kusursuz olduğundan zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebileceği, açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemeyen davacı yönünden dava dışı kişinin de kusurunun bulunmasının davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı; somut olayda davalı sürücünün %25 oranında ve dava dışı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu; davalı ve dava dışı 3. kişinin kusur oranlarının birbirlerine karşı açılacak rücu davasında önem taşıyacağı ve dava dilekçesinde davacının kusursuz olduğu belirtilerek zararın müştereken ve müteselsilen tahsili talep edildiğinden davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken KTK 88. ve TBK 61. maddesine aykırı olarak davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmalarının hatalı olduğu” yönünde karar verilmiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/12443 Esas ve 2022/6192 Karar sayılı kararında da “…Davacı tarafın uğradığı zarar tek bir olaydan kaynaklanmakta olup, 2918 sayılı KTK.’nun 88. ve BK.’nun 50. maddesi uyarınca haksız fiile karışanların her biri zarardan müteselsilen sorumludurlar. Davacılar zararını müştereken ve müteselsilen talep edebileceği gibi yasanın verdiği müteselsilen talep hakkından açıkça vazgeçerek her bir failin kusuru oranında da talepte bulunabilirler…” belirlemesinde bulunmuştur. Somut olayda davalı sürücü %10 oranında kusurlu, dava dışı karşı araç sürücüsü %90 oranında kusurlu bulunmuştur. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve emsal Yargıtay içtihatları gereğince davacının açıkça müteselsilen talep hakkından vazgeçtiği belirtilmediğine göre, trafik kazası sonucu oluşan zararlardan kusuru ile sebebiyet veren işleten, sürücü ve trafik sigortacısı ile kazaya karışan dava dışı araç sürücüsü, işleteni ve ZMMS sigortacı zarar görene karşı 2918 sayılı KTK’nın 88. maddesi uyarınca müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, kaza tarihinde uygulanması gereken BK’nın 141 vd. maddeleri gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davalıların zararın tamamından sorumlu tutularak karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir.Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.998,58 TL harçtan peşin alınan 500,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.498,58 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.19/01/2023