Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/499 E. 2023/852 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/499
KARAR NO: 2023/852
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 21/09/2021
NUMARASI: 2015/201 Esas – 2021/800 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 27/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi …’in, 1.6.2014 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda vefat ettiğini, vefatı ile mirasçı olarak eşi … ile müşterek çocukları …, … ve …’in kaldığını, davacıların aynı zamanda bu olay nedeniyle destekten yoksun kaldığını, davacıların murisi …’in kullandığı aracın, kaza tarihinde davalı sigorta şirketine ait ZMSS ile sigortalı olduğunu, aracın mütefevva … adına kayıtlı olduğunu, bu poliçenin başlangıç ve bitiş tarihlerinin 19.8.2013/ 2014 tarihleri arasında olduğunu, olay tarihinin ise 1/6/2014 olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2010/778E, 2011/272K. ve 26/04/2011 günlü kararı ile kaza nedeniyle oluşan hak sahiplerinin kusuru aranmaksızın poliçe bedellerinin kendilerine ödenmesi gerektiğini, sigorta şirketince bir kısım ödeme yapıldığını ancak geri kalan kısım için ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik … için 250 TL, … için 250 TL, … için 250 TL,… için 250 TL, olmak üzere toplam 1.000TL’ nın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı ve yapılan ödemelerin mahsubu ile davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın, 19.08.2013/2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMSS (Trafik) sigorta poliçesi ile … adına kaza tarihi itibariyle vefat için şahıs başına 268.000,00 TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkil şirkete sigorta ettirildiğini, işbu teminat miktarının kişiye ödenecek miktarı değil, davalı müvekkili sigorta şirketinin şahıs başına azami teminat miktarını teşkil etmekte olduğunu, kaza sonrasında davacılar tarafından yapılan başvuru üzerine sigortalı araç sürücüsünün %75 kusur oranına göre … için 63.441,82 TL, … için 8.537,93 TL ve kızı … için ise 6.983,61 TL olmak üzere toplam 78.963,36 TL’nin 25/07/2014 tarihinde davacılar vekili Av. …’a ödendiğini, ödeme sonrasında müvekkili sigorta şirketinin davacılara karşı başkaca bir sorumluluğu kalmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne; maddi tazminat talebi yönünden; davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; davacı … için 185.626,17 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davacı … için 3.410,47 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davacı … için 3.519,09 TL geçici iş göremezlik tazminatının, 133.198,28 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, 25/07/2014 (kısmi ödeme) temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla) şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı … ile ilgili yapılan tedavi masraflarının dava cevap dilekçeleri ve beyanları ile talep edilmiş ve de ispatlanmış olduğunu, kazaya ilişkin tedavi masraflarının dosyaya sunulduğunu, müvekkilinin bu kaza nedeni ile günlerce yoğun bakımda kaldığını, epikriz raporlarının dosyaya sunulmuş olduğunu, bu raporlardan, kaza nedeni ile müvekkili …’de meydana gelen hasarlar ve akabinde yapılan tedavilerin listelenmiş olduğunu, talep edilen masrafların dava konusu kaza sebebi ile alakası olmadığı hükmüne varmanın, hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporu incelendiğinde, bu raporun illiyet bağı yönünden yapılan tespit konusunda hatalı olduğunun görüleceğini, dosyaya sunulan araç fotoğrafları, müvekkili … için düzenlenen ve dosyaya sunulan raporlar, epikrizler, kaza sonrası müvekkilinin içinde bulunduğu araç görüntüleri, müvekkilinin uzun süre yoğun bakımda yatması ve akabinde aylarca hastanede tedavi altına alınması, yaşadığı kazanın etkilerinin gerek vücuden gerekse psikolojik olarak devam etmesinin aradaki illiyet bağının mevcutluğunu ispatlar vaziyette olduğunu, tedavi giderleri yönünden verilen ret kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan tazminat ile poliçe limiti aşılacak olduğundan sigorta şirketi tarafından teminat limitini aşar nitelikte ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, kaza nedeniyle ödemenin yapıldığını, hükme esas alınan raporda bu ödemenin tenzilinin yapıldığını ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda, murisin anne ve babasına yapılan ödemenin tenzilinin yapılmamış olup bakiye limitten murisin anne ve babası için yapılan ödemenin de tenzil edilmesi gerektiğini, davacı …’in sürekli sakatlık tazminatı hesaplamasında TRH 2010 yaşam tablosu esas alınmış ancak %1.8 teknik faiz indirimi uygulanmamış olduğunu, bu indirimin uygulanması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, ölümlü ve yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4. maddesinde de “alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üçbin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” düzenlemesi mevcuttur. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2021yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 5.880,00 TL olacaktır. Bu halde, davacı … için mahkemece reddedilen ıslah dilekçesinde talep edilen tedavi gideri 5.523,50 TL olduğundan, karar tarihine göre uygulanması gereken 2021 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı HMK’nın 341/4.fıkrası gereğince istinaf hakkı yoktur. Bu nedenle tedavi giderine ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddi gerekmiştir. Davalı vekili tazminatın hesaplanmasında TRH2010 ve 1.8 teknik faiz uygulanması gerektiğine ilişkin itiraz incelemesinde; 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından hükme esas alınan aktüerya rapor ve ek raporun istinaf talep eden davalı tarafa HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının rapora itiraz dilekçelerinde hesaplama yöntemine itiraz edilmemiştir. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde aktüerya raporunda ki hesaplama bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden aktüerya raporunda ki hesaplamaya ilişkin istinaf itirazının reddi gerekmiştir. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 96/1 maddesinde “Zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur.” denilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan iyiniyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde, diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. Konuya ilişkin Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin2016/19313 E.- 2019/7504 K. sayılı kararında “…KTK’nun 96. maddesindeki hükme göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı ve poliçe limitini de aşmayacak şekilde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır. Somut olayda; davacı desteğinin sürücüsü olduğu ve dava konusu kazayı yapan araç için, davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi düzenlendiği; poliçeye göre ölüm halinde kişi başına teminat limitinin 175.000,00 TL. olduğu anlaşılmaktadır. Davaya konu kazada ölen davacı desteği …’in hak sahibi olan tüm yakınlarının talep edebileceği tazminatlardan, davalı sigortacının bu limitle sınırlı olarak sorumlu olacağı açıktır. Buna göre destek …’ın; eşi, bir çocuğu, anne ve babası sağ olduğu anlaşılmaktadır. Nizip 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/193 esas sayılı dosyası incelendiğinde; destek …’ın ölümünden dolayı eşi ve çocuğu, davalı sigorta şirketine karşı destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. Nizip 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın kabulüne karar vererek, davalı sigorta şirketinin limitini tüketmiştir. Davalı sigorta şirketi tarafından verilen karar temyiz edilmiş, Dairemizin 2015/928 esas 2015/11297 karar sayılı ilamı ile 27.10.2015 tarihinde onanarak kesinleşmiştir. Eldeki dosyada ise desteğin anne ve babası destekten yoksun kalma tazminatı talep etmektedir. Mahkemece, sigorta şirketinin bu davayı bildiği halde diğer dosyaya bildirmemesinde ve o dosyaya limitin tamamının ödenmesinde kusuru bulunduğundan, iyiniyetli ödeme hali olduğu ve sorumluluktan kurtulduğu kabul edilemeyeceğinden, davacıların davasının kabulüne karar verilmiştir. Limitini bu suretle tüketen davalı sigortacının, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 96/2. maddesi gereğince, davacılara karşı da sorumluluktan kurtulabilmesi için öngörülen “başka tazminat taleplerinin olduğunu bilmeme” ve “iyiniyetle ödeme yapma” şeklindeki şartları sağlayamadığı; basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü altında olduğu halde mahkeme kararına dayalı olarak ödeme yaparken garameten paylaştırma ile ödeme yapma konusunda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyen davalının kusurlu eylemi nedeniyle, hak sahibi davacıların tazminat alacaklarının azaltamayacaktır. Buna göre; mahkemece yazılan gerekçe doğru olmasına rağmen, tüm hak sahiplerinin payları dikkate alınıp tazminatlarının hesaplanması ve tüm hak sahipleri arasında garameten paylaştırma yapılması konularında, ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre (usuli kazanılmış haklar da dikkate alınarak) karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.” belirlemesinde bulunmuştur. Somut olayda davacılar tarafından destek … vefatı sebebiyle tazminat talebiyle açtıkları davada, zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesinde ölüm halinde kişi başına teminat limitinin 268.000,00 TL olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davalı sigorta şirketi vekili muris …’ nun vefatı sebebiyle eş …, çocukları … ve kızı … için poliçe teminatından destek tazminatı ödediğini, yine desteğin anne ve babasının 15/03/2021 tarihinde karardan önce arabuluculuk müessesesine müracaat ettikleri ve uzlaşma ile destekten yoksunluk tazminatı aldıkları anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan aktüerya raporlarında, anne ve baba için pay ayrılmadan hesaplama yapıldığı, davalı vekilince bu konuda itiraz olmadığı, desteğin anne ve babasına 18/03/2021 tarihinde ödeme yaptığı, dosyaya 27/04/2021 tarihinde itiraz dilekçesi verdiği halde bu ödemeden bahsetmediği ve dosya karara çıkmadan bilgi vermediği görülmektedir. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken davalı sigorta şirketinin müteveffanın anne ve babasına yaptığı ödemenin KTK 96/2 maddesi kapsamında iyi niyetle yapılmış olup olmadığı tartışılarak varılacak sonuca göre iyiniyetli olmadığı sonucuna varılması halinde tüm hak sahiplerinin payları dikkate alınıp tazminatlarının hesaplanması ve tüm hak sahipleri arasında garameten paylaştırma yapılması konularında, ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış usulü haklar da gözetilerek karar vermek olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacılar vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/04/2023