Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/38 E. 2022/869 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/38
KARAR NO: 2022/869
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 15/06/2021
NUMARASI: 2017/961 Esas – 2021/461 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı …’ nın kullandığı , diğer davalı … İnş. Ltd Şti.’ne ait, davalı Beşiktaş Belediyesi namına temizlik işi için tahsis edilen, davalı Sigorta şirketince ZMMS ile sigortalanan … plakalı çöp kamyonunun 26/10/2012 tarihinde manevra yaparken kusurlu şekilde U dönüşü yaptığı sırada karşı yönden gelen diğer davalı … ‘nın kullandığı ve resmi sahibi … olan motosiklete çarptığını, meydana gelen trafik kazasında vekil edenlerin miras bırakanı …’ın hayatını kaybettiğini, olayla ilgili olarak İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/2198 esas sayılı dosyası ile taksirli ölüme neden olma suçu sebebiyle kamu davası açıldığını, davalılar arasında iş ilişkisinden ve yasadan kaynaklanan diğer sebeplerle davanın motosiklet sürücüsü … ve ruhsat sahibi …’ya ayrı ayrı husumet yöneltmek zarureti hasıl olduğunu, müteveffa …’ın vefatı ile anne ve kardeşleri olan davacıların desten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100 TL cenaze ve defin masrafının, her bir davacıya 100 er TL destekten yoksun kalma tazminatının, davacı anne için 75.000 TL, her bir kardeşi 50.000 ‘şer TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesine talep ve dava etmiştir. Davalı … Tic. Ltd . Şti. vekili cevap dilekçesinde ; kazanın kamyonun dönüşü tamamlayıp araç kendi şeridinde seyir halindeyken gerçekleştiğini, müteveffanın kask takmadığı için kusurlu olduğunu, manevi tazminat talebinin çok yüksek olduğunu, davanın .. Sigortaya ihbar edilmesine karar verilmesini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı Beşiktaş Belediyesi vekili cevap dilekçesinde ; kazaya neden olan aracın Belediyeye ait olmayıp, çöp toplama ve nakil işini ihaleyle belediyeden alan müteahhit firma olan … İnşaat ve Turizm Taşımacılığa ait olduğunu, manevi tazminat taleplerinin çok yüksek olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş.vekili cevap dilekçesinde ; kazaya karışan kamyonun ZMMS poliçesi ile teminat altına alındığını, manevi tazminatın poliçe kapsamında bulunmadığını, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından sigortalı aracın kusurlu olduğunun tespiti halinde destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat talebi yönünden; -Davacılar … ve …’ın maddi tazminat taleplerinin reddine -Davacı …’ın maddi tazminat isteminin Kısmen Kabulü İle; Davacı yararına hesaplanan 85.441,6 TL destek tazminatının; 68.329,28 TL’sinin davalılar … Sigorta Aş, Beşiktaş Belediyesi Başkanlığı, … İnş.Tur. Taş. Gıda. San. ve Tic. Ltd. Şti ve …’dan, davalı … Sigorta Aş poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere dava tarihi olan 29.03.2013 tarihinden itibaren, davalılar Beşiktaş Belediyesi Başkanlığı, … İnş.Tur. Taş. Gıda. San. Ve Tic. Ltd. Şti ve …’dan kaza tarihi olan 26.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak; 17.112,32 TL destek tazminatının … Sigorta Aş, … ve …’dan ,davalı … Sigorta Aş poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere dava tarihi olan 29.03.2013 tarihinden itibaren, davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 26.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak; davacı …’a ödenmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, -175,00 TL cenaze ve defin masrafının davalılardan, davalı … Sigorta Aş poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere dava tarihi olan 29.03.2013 tarihinden itibaren, diğer davalılar’dan kaza tarihi olan 26.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’a ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, Davalı … Sigorta Aş.’ye yönelik manevi tazminat istemlerinin reddine, Manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ İLE; davacı … için 30.000 TL davacı … için 10.000 TL ve davacı … için 10.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışında ki tüm davalılardan olay tarihi olan 26.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince maddi tazminat taleplerinin kısmen kabul edildiğini, müvekkili … lehine 175,00TL cenaze ve defin masrafının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini, hükmedilen manevi tazminat tutarının davacıların yaşadığı olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlamasının yanında aynı zamanda davalıların kusurunun ağırlığını da ortaya koyacak düzeyde olması gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı Beşiktaş Belediye başkanlığının istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın müvekkili belediye bakımından pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi taleplerinin dikkate alınmadığını, davaya konu araç sürücüsünün belediye çalışanı olmadığını, davalı firmanın çalışanı olduğunu, davalı belediye ile firma arasındaki hizmet işleri teknik şartnamesi gereğince her türlü zarardan yüklenici firmanın sorumlu olduğunu, davaya karışan aracın yüklenici firma adına kayıtlı olduğunu, müteveffanın gelirinin 1/3 ünü annesine gönderdiğine dair bir delilin bulunmadığını, kazaya karışan … plakalı aracın davalı …. İnş. adına tescilli olduğu bu nedenle davanın müvekkili belediye bakımından pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin olayda sınırlı oranda kusurlu olduğunu, bu oran ölçüsünde aleyhinde hüküm tesis edilmesi gerektiğini, Beşiktaş Belediyesi çalışanı olduğunu, maddi sorumluluğun belediye ve sigortada olduğunu, kaza nedeni ile işini kaybettiğini, mağdur olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, somut olayda 26/10/2012 tarihinde davalı …’nın kullandığı … plakalı çöp kamyonunun manevra yaparken karşı yönden gelen diğer davalı … ‘nın kullandığı motosiklete çarpması ile meydana gelen trafik kazasında motosiklette bulunan davacıların desteği …’ın hayatını kaybettiği ve bu vefat nedeni maddi ile manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde ise bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen KTK’nın 85. maddesindeki düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan maddi zararlardan işleten, sürücü ve trafik sigortacısı zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, TBK’nın 162 ve 163. maddesi gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Davalı … plakalı aracın sürücüsü olarak aleyhlerine dava açılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yöndeki istinaf itirazının yerinde değildir. Kazaya karışan … plakalı çöp kamyonun, yapılan ihale çerçevesinde 14/12/2021 tarihinde … ihale kayıt numarası ile kayıtlı Beşiktaş Belediyesi Çöp Toplama ve Nakli, Kent Temizliği Hizmet Alımı İşi sözleşmesinin davalı Belediye ile davalı … İnş.Tur. Taş. Gıda. San. ve Tic. Ltd. Şti arasında imzalandığı görülmektedir. Sözleşme kapsamında sorumluluğu yüklenicilerin üzerine bırakılmış ise de bu durum sözleşmenin tarafları arasında geçerli olup yapılan zarar gören üçüncü kişi olan davacılara karşı ileri sürülemeyeceği gibi davalı belediyenin sorumluluğunu kaldırmayacaktır. Kazaya karışan çöp kamyonunun davalı Belediye adına hizmet sağladığı da açık olduğundan meydana gelen zarardan davalı Belediyenin de sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece davalı sürücülerin kusuru oranında tazminata karar verildiği görülmekle bu yöne değinen davalı … vekilinin istinaf talebi yerinde değildir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereği davalı taraf, davacıların meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan gerçek defin gideri zararlarının tazmini ile sorumlu olup davacı tarafın yerel örf ve adetlerine göre yaptığı özel giderlerden sorumlu değildir. Mahkemece cenazenin defnedilmesi için yapılması zorunlu masraflardan davalı tarafın sorumlu tutulabileceği, taziyeye ilişkin giderlerden sorumlu tutulamayacağına ilişkin Yargıtayın yerleşik uygulaması göz önünde bulundurularak karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/16495 Esas 2021/5547 Karar sayılı kararı). 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporuna istinaf talep eden davalı Belediye vekili tarafından destek pay oranları yönünden itiraz edilmemiştir. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde bilirkişi raporundaki destek pay oranlarına ilişkin değerlendirmeler bakımından davalıcı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden davalının bilirkişi raporunda destek pay oranlarına ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarında sahip oldukları sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmeleri için muhtaç oldukları paranın ödettirilmesidir. Yani, haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse, TBK’nın 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akışına göre eğer ölüm gerçek1eşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bu manada, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişi, destektir. İlk durumda eylemli destek, ikinci durumda ise varsayımsal (farazi) destek kavramı söz konusudur. İfade olunan bu hususlar, gerek öğretide gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edilmiş olup, destek kavramının sadece mali olarak yardımı ifade etmediği, bakım ve hizmet etmek suretiyle sağlanacak katkıyı da kapsadığı genel olarak kabul edilmektedir. Bu açıklamalar hayatın olağan akışı içerisinde çocuklar ile ebeveynlerinin farklı şehirlerde yaşaması olanaklı olduğundan desteklik durumunun belirlenmesinde sonuca etkili olmayacağından İlk Derece Mahkemesince davacı anne yararına destekten yoksun kalma tazminatı hükmedilmesinde usul, Yasa ve Yargıtay içtihatlarına aykırılık yoktur. Bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarının hükmedilen toplam tazminat miktarı dikkate alındığında TBK’nın 56/1.maddesindeki düzenlemeye, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle; davacılar vekili, davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığı ve davalı … vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekili, davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığı ve davalı … vekillerinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-a. Davacılar yönünden;Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan 161,40 harçtan mahsubu ile fazla alınan 80,70 TL harcın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, b.Davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığı ve davalı … yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 9.263,96 TL harçtan peşin alınan 2.316,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.947,86 TL harcın davalı Beşiktaş Belediye Başkanlığı ve davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.28/04/2022