Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/320 E. 2022/1754 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/320
KARAR NO: 2022/1754
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
NUMARASI: 2019/1150 Esas – 2021/798 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
BİRLEŞEN İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2020/30 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 14/09/2019 günü saat 19:20 sıralarında davacı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı minibüs ile Avanos istikametinden Gülşehir yönüne il yolunu takiben seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde aracının ön kısımlarıyla ön ilerisinde kendisiyle aynı istikamette seyreden sürücü … sevk ve idaresindeki arkasında beş bıçaklı pulluk takılı … plaka sayılı traktöre arkadan çarpması sonucu ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, işbu kazada … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan davacıların desteği …’in hayatını kaybettiğini, dava öncesi davalı sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunulduğunu ancak eksik evrak talebinde bulunulduğunu ve değerlendirmeye alınmadığını, davacıların desteği …’in aynı gün vefat etmesi nedeni ile fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için ayrı ayrı 2.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan (birleşen dava ile birlikte) temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazada kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, Genel Şartlarda belirtilen esaslar dahilinde hesaplama yapılmasını, SGK tarafından davacılara bağlanan aylık olup olmadığının sorulmasını, davacıların müteveffanın desteğinde olup olmadıklarının belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazada kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, Genel Şartlarda belirtilen esaslar dahilinde hesaplama yapılmasını, SGK tarafından davacılara bağlanan aylık olup olmadığının sorulmasını, davacıların müteveffanın desteğinde olup olmadıklarının belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacılar …, …, … tarafından açılan maddi tazminat talebine ilişkin açılan asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü ile; Davacı eş … için 332.614,58 TL, davacı anne … için 33.191,12 TL, davacı baba … için 24.194,30 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt (dava) tarihi olan 24/10/2019 tarihinden, davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 27/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacı çocuklar … ve … tarafından açılan maddi tazminata ilişkin asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; …nın sorumluluk limitinin 00,00 TL değil 390.000,00 TL olduğunu, karar duruşmasından önce tarafınca verdiği dilekçe ile garameten taksim yapılması yönünde beyanda bulunulmuş olup mahkemece bu hususun değerlendirilmediğini, gelinen aşamada asgari ücret değiştiğinden tekrar hesap raporu alınması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; traktör sürücüsüne atfedilen kusur oranının yüksek olduğunu, kusur raporunda tespit edilen oran ile kaza tespit tutanağında belirtilen oran çelişkili olduğundan ATK’dan kusura ilişkin ek rapor alınması gerektiğini, Yeni Genel Şartlardaki esaslara göre hesaplama yapılması gerektiğini, hesaplama yapılırken TRH 2010 tablosu ve iskonto oranı (teknik faiz), %1,65 olarak dikkate alınması gerektiğini, anne ve babaya ayrılan destek paylarının hatalı olduğunu, babanın ölümünden sonra payın eşe geçmesi gerektiğini, istiap haddinin aşılmış olduğunu, müteveffa emniyet kemeri takmadığından müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken dikkate alınmadığını, müvekkil kurumun sorumluluğunun dava tarihinden itibaren başladığından 27/09/2019 tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur hususunda itirazların dikkate alınmadığını, müterafik kusur yönünden inceleme ve hesaplamada indirim yapılmadığını, müteveffa …’in kaza sırasında emniyet kemeri takmadığından müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, hatır taşıması yönünden inceleme yapılmadığını, istiap haddinin aşıldığını, müvekkil şirketin gerek dava öncesi gerekse dava sırasında temerrütü söz konusu olmadığından ve dava açılmasına müvekkil şirket sebebiyet vermediğinden, yargılama gideri ve faizden müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, kararda kusur sorumluluk oranlarının ayrı ayrı belirtilmediğini, müvekkili şirketin kusur oranında sorumlu olduğunu, usulüne uygun başvuru olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 14/09/2019 günü saat 19:20 sıralarında davacı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı minibüs ile Avanos istikametinden Gülşehir yönüne 50-75 nolu il yolunu takiben seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde aracının ön kısımlarıyla ön ilerisinde kendisiyle aynı istikamette seyreden sürücü … sevk ve idaresindeki arkasında beş bıçaklı pulluk takılı … plaka sayılı traktöre arkadan çarpması sonucu ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği, ölenin eşi, çocukları, anne ve babası olan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep ettikleri anlaşılmıştır. Kazaya karışan … plakalı minibüs 25/08/2019-25/08/2020 tarihlerini kapsar şekilde davalı … Sigorta A.Ş.’ye sigortalı olduğu, … plakalı traktörün ise kaza tarihini kapsayan zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Trafik kaza tespit tutanağında, bu kazanın oluşumunda, minibüs sürücüsü …’in 2918.s.K.T.K.84.d arkadan çarpma kuralını ihlal ettiği, traktör sürücüsü …’ın ise herhangi bir kusurunun olmadığı belirtilmiştir.Hazırlık aşamasında, ATK Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı düzenlediği raporda “dosyada mevcut olan Trafik Kaza Tespit Tutanağı, tüm ifadeler, kaza sonrası çekilmiş olan olay yeri kamera görüntüleri ve fotoğrafların olduğu CD, çarpışmanın yeri, şekli, tanıklar …, …, …, … ifadeleri ve tekmil veriler nazara alındığında traktör sürücüsünün kaza öncesi ışıkları yanmaz halde önlemsizce yol içinde durduğu esnada kazanın meydana geldiği değerlendirilmiş, sürücü …’in sevk ve idaresindeki minibüs ile meskun mahal dışında gece vakti, aydınlatmanın bulunmadığı iki yönlü yolda seyrederken, hızını far ışığı altındaki görüş mesafesine göre ayarlamadığı, yola gereken dikkatini vermediği, arka ışık donanımı yanmaz halde önünde yol içinde duran sürücü … sevk ve idaresindeki traktörün arkasına takılı bulunan (beş bıçaklı pulluk takılı) tarım aletine çarpması sonucu meydana gelen olayda dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketiyle tali kusurlu, sürücü …’ın, tanık ifadelerinden anlaşılmakla, sevk ve idaresindeki traktörün arkasına takılı bulunan (beş bıçaklı pulluk) tarım aleti ile meskun mahaldışında gece vakti, aydınlatmanın bulunmadığı iki yönlü yolda yolun sağında ışıkları yanmaz halde, önlemsizce yol içinde durduğu, bu haliyle trafiği tehlikeye attığı sürücü … sevk ve idaresindeki minibüs ile traktörüne takılı bulunan tarım aletine çarpması sonucu meydana gelen olayda, dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketiyle asli kusurludur. ” belirlemesinde bulunmuştur.İlk Derece Mahkemesince ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda da aynı gerekçelerle traktör sürücüsü % 75, minibüs sürücü … %25 kusurlu bulunmuştur. Ceza Mahkemesince traktör sürücüsünün aslı kusurlu bulunduğu ATK Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı raporuna itibar edilerek karar verildiği görülmüştür. Kusur raporları her ne kadar kaza tespit tutanağı ile çelişki oluştursa da birbirini doğruladığı, ceza mahkemesince kabul gören ve hukuk mahkemesini de bağlayan maddi olgular esas alınarak olayın oluşu değerlendirildiği anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesince Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 31/03/2021 tarihli kusur raporunun hükme esas alınmasında isabetsizlik görülmemiştir. Yolcunun istiap haddi aşılarak seyahat etmesi sürüş ve trafik akışı kusurlarından olmayıp, hakim tarafından tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilecek hususlardandır. İstiap haddi aşılarak seyahat edilmesi halinde müterafik kusur indirimi yapılabilmesi için kazanın oluşumunda istiap haddinin aşılmasının etkisinin olması gerekir. Dosyada bulunan bilirkişi raporlarında minibüste çok sayıda sebze bulunması, yükün fazla olması vs nedenler ile kazanın meydana gelmesi arasında bir illiyet bağı olduğuna dair bir delil bulunmadığı gibi kazanın nasıl oluştuğu da açıkça belirlenmiş olduğundan kazanın istiap haddinin aşılmasından meydana gelmediği anlaşılmakla bu yöndeki istinafların reddi gerekmiştir. Olay yeri inceleme tutanağında, “Traktörün 3.5 metre uzağında … transit marka minibüsün olduğu, minibüs içerisinde arka kısmında| çok sayıda sebze kasalarının olduğu, bu kasalarda bulunan domateslerin bir çoğunun kaza sonrasında| etrafa dağılmış vaziyette olduğu, minibüsün sağ ön kaportasının ön taraftan arkaya doğru uzanan büyük bir| açılmanın olduğu, araç kaportası ve kapısının parçalanmış ve yerinde olmadığı araç sağ tarafında asfalt zemin üzerinde üzeri örtülmüş Bulgu Numarası:5 de gösterilen sırt üstü cansız yatar vaziyetle maktül …’in olduğu görüldü. Minibüs içerisinde mavi renkli bir adet pulluk demirinin olduğu, maktülün yan tarafında araç içerinden dışarı çıkmış yerinden kırılmış ve sökülmüş vaziyette minibüs sağ ön yolcu koltuğu olduğu değerlendirilen bir adet koltuğun olduğu, koltuk baş kısmı üzerinde saç parçalarının olduğu görüldü.” belirlemesinin bulunduğu keza ölü muayene ve otopsi başlıklı belgede, “… Yapılan incelemede … … marka aracın sağ ön kapısının hemen önünde yatar vaziyette bayan şahsın olduğu, bayan şahsın … olduğunun tespit edildiği, jandarma ekiplerince üzerine beyaz bir örtü örtüldüğü görüldü. Örtü kaldırıldığında altında şalvarlı bayan şahsın kafasının sağ tarafının büyük ölçüde parçalandığı, kafatasının parçalandığı beyninin görüldüğü hasarın boynuna kadar ulaştığı kaza yerinde şahsın vefat ettiğinin anlaşıldığı, sağ ön yolcu koltuğunun yerinden çıkmış vaziyete asfalt üzerinde durduğu pulluğun büyük bir parçasının minibüsün sağ ön yolcu koltuğunda durduğu …” belirlemesi bulunduğundan maktülün yerde olmasının fırlama ile değil kazayı yapan kardeşinin de ifadelerinde yer aldığı gibi sonradan indirildiğini gösterdiği, sağ ön yolcu koltuğunun başlık kısmında saç parçalarının bulunması gibi hususlardan koltukta otururken pulluk bıçağının çarptığı izlenimini verdiği bu halde de emniyet kemerinin olay anında takılı olup olmadığı belli değil ise de takılı olsa dahi kafatasından aldığı darbeye göre ölümün gerçekleşmesinde bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmakla bu yöndeki istinafın yerinde kanaatine varılmıştır. Mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Davalı … Sigorta şirketinin, süresinde dosyaya sunulan cevap dilekçesinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığına göre İlk Derece Mahkemesince hatır indirimi yapılmamış olmasında bir isabetsizlik yoktur. Yine müterafik kusur ve hatır indirimi ile ilgili olarak gerekçeli kararda yapılan açıklamalar dosya kapsamına uygun düştüğü gibi hukuki değerlendirmede içerdiğinden aksi yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir. HMK’nun 357/1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Davacı vekili tarafından yargılama safahatı sürecinde asgari ücret değiştiğinden tekrar hesap raporu alınması gerektiği yönünde talepte bulunmamış ve bu suretle hesaplamaya esas alınan asgari ücret miktarı bakımından davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden asgari ücret değiştiğinden tekrar hesap raporu alınması gerektiğine ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2017 tarih, 2016/11886 E. ve 2017/6732 K. Sayılı emsal kararında da “… Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesiyle, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasının benimsendiği, davacı kusursuz olduğundan zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebileceği, açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemeyen davacı yönünden dava dışı kişinin de kusurunun bulunmasının davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı; somut olayda davalı sürücünün %25 oranında ve dava dışı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu; davalı ve dava dışı 3. kişinin kusur oranlarının birbirlerine karşı açılacak rücu davasında önem taşıyacağı ve dava dilekçesinde davacının kusursuz olduğu belirtilerek zararın müştereken ve müteselsilen tahsili talep edildiğinden davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken KTK 88. ve TBK 61. maddesine aykırı olarak davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmalarının hatalı olduğu” yönünde karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan zararlardan kusuru ile sebebiyet veren … plakalı aracın işleten, sürücü ve trafik sigortacısı ile kazaya karışan diğer araç olan … plakalı traktörün sürücüsü, işleteni ve ZMMS bulunmadığından davalı … zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacılar, TBK’nın 162 ve 163. maddesi gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davalıların zararın tamamından sorumlu tutularak karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. İlk Derece Mahkemesinin hükme esas aldığı aktüer bilirkişi raporunda desteğin kaza tarihindeki yaşına göre muhtemel yaşam süresinin, davacıların kaza tarihinde yaşlarına göre destek süreleri belirlenerek desteğin geliri asgari ücret üzerinden kabul edilerek destek, eş, çocuklar, sağ olan anne ve babaya Yargıtay 4. (kapatılan 17. Hukuk) Dairesinin kabul görmüş pay esasına göre pay verilerek, sağ kalan eşin evlenme ihtimali de değerlendirilerek (Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararından sonra Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarih, 2021/3033 Esas ve 2021/1560 Karar sayılı güncel kararında benmsendiği şekilde) TRH 2010 tablosu ve prograsif rant tekniği uygulanarak yerleşik yargıtay içtihatlarında benimsenen yöntem ve ilkelere göre tazminat hesaplaması yapılmış olmasında ve İlk Derece Mahkemesince de bu rapora göre karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı … vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. KTK’nın 99.maddesine göre, ZMSS Genel Şartları ile belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda; davacı tarafça dosyaya sunulan, dilekçe örneklerine davalı …na başvuruda bulunulduğu, … tarafından kaza tespit tutanağı esas alınarak ödeme yapılmayacağının 04/10/2019 tarihli cevap ile bildirildiği, davalı … Sigorta A.Ş.’ye ise 27/09/2019 tarihinde başvuru yapıldığı ancak başvuru belgelerinin eksik olduğuna ilişkin geri dönüş yapıldığı anlaşıldığından başvuru koşulunun yerine getirildiği, davalıların dava tarihinden evvel temerrüde düşürüldüğü anlaşılmakla temerrüt tarihine; kabul edilen tazminatlara zaten yasal faiz uygulandığından faizin türüne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesinde, sigorta şirketlerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde maddi tazminattan sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Birden fazla kişi zarar görmüşse sigortacı, poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağından zarar gören üçüncü kişiler oranlama yoluyla (garameten-oranlı eşit paylaştırma esasına göre) tazminat isteyebileceklerdir. Tazminata konu trafik kazası iki aracın çarpışmaları ile meydana gelmiş olup davacılar için belirlenen toplam tazminat miktarı kaza tarihinde geçerli olan 390.000,00 TL limiti aştığı anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda 390.000,00 TL limite göre hesaplama yapılmış, gerekçede de tazminat miktarı sigorta limitini aştığından davacılar için ayrı ayrı olmak üzere toplam 390.000,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verildiği açıklanmış ve bu yönde de hüküm kurulmuştur. Bu halde davalı … Sigorta A.Ş. ile davalı …’nın ayrı ayrı kaza tarihindeki limitleri üzerinden sorumluluklarına göre hüküm kurulmuş olduğuna göre davacılar vekilinin bu yöne değinen istinaf talebi yerinde değildir.Bu nedenlerle; davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- Davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, 2-a) Davacı yönünden; peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, b)Davalı … yönünden; harçlar yasasına göre alınması gereken 26.640,90 TL harçtan peşin alınan 6.660,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 19.980,58 TL harcın davalı …ndan tahsili ile hazineye irad kaydına, c) Davalı … Sigorta A.Ş yönünden; harçlar yasasına göre alınması gereken 26.640,90 TL harçtan peşin alınan 6.660,23 TL harcın mahsubu ile bakiye 19.980,67 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş tahsili ile hazineye irad kaydına, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin istinaf eden taraf üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/09/2022