Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/315 E. 2023/93 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/315
KARAR NO: 2023/93
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
NUMARASI: 2014/1273 Esas – 2021/990 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan kayden …’e ait, haricen …’a satılan, … Sigorta AŞ’ye ZMM poliçesi ile sigortalı, … plaka sayılı aracın müvekkillerinin murisi olan yaya …’e çarpması sonucunda ölümüne sebebiyet verdiğini, kaza mahallinde yeterli ve gerekli levhalama işaretlerinin bulunmaması nedeniyle davalı GOP Belediye Başkanlığının da kazadan sorumlu olduğunu, müvekkillerinin murisi olan …’ün kaza tarihi itibariyle aylık net gelirinin 2.000,00 TL olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla her bir müvekkili için 1.000,00 TL olmak üzere 4.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan; davacılar … ve Işıl için ayrı ayrı 100.000 TL, İsmail için 50.000 TL olmak üzere toplam 350.000 TL manevi tazminatın da sigorta şirketi dışındaki tüm davalılardan ticaret avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 310.484,62 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle kazanın oluşumunda tarafların kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, maddi tazminatın da aktüerya bilirkişisi tarafından hesaplanması gerektiğini, müvekkili yönünden ticari faiz talep edilemeyeceğini, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı GOP Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı tarafın iddia ettiği şekilde levhalama işaretlerinden kaynaklı eksiklik nedeniyle müvekkili idareye kusur izafe edilecek ise bu durumda görevli mahkemenin İdare Mahkemesi olduğunu, bu bağlamda müvekkili yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracı işletmiş olduğu kiralama şirketi aracılığıyla davalı …’e 1 aylık kiraladığını, meydana gelen kazada kendisinin herhangi bir dahili bulunmadığını davanın reddini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kendisinin kazaya karışan aracın ruhsat sahibi olduğunu, aracı haricen diğer davalı …’a sattığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesi ile; kazanın meydana gelmesinde kendisinin herhangi bir kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” 1-Davacılar tarafından davalı GOP Belediye Başkanlığına açılan davanın HMK 114/1-b ve 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, 2-Davacılar tarafından davalı … aleyhine açılan davanın pasif husumet nedeniyle reddine, 3-Davacılar tarafından davalılar …, … ve … Sigorta AŞ aleyhine açılan maddi tazminat talepli davanın arttırım kapsamında kısmen kabulü ile davacı … için 133.925,91 TL, … için 11.009,59 TL, davacı … için 16.355,42 TL, davacı … mirasçıları için 14.404,63 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle sorumlu olmak koşuluyla iş bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, hükmedilen tazminata davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 06/11/2014 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 18/01/2014 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, 4-Davacılar tarafından davalı … ve … aleyhine açılan manevi tazminat talepli davanın kısmen kabulüne, davacı … için 30.000 TL, davacı … için 20.000 TL, davacı … için 20.000 TL, davacı … mirasçıları için 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iş bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ve davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kazaya karışan aracı işleten, kiralayan olan davalı … hakkındaki davada pasif husumet nedeniyle reddinin hatalı olduğunu, araç işleteninin sorumluluğunun kabulü halinde araç ticari bir faaliyet için kullanıldığından kaza nedeniyle belirlenen tazminatlara adi yasal faiz değil ticari avans faiz işletilmesi gerektiğini, Yerel mahkemenin kusur yönünden ceza dosyasındaki karar ve raporla yetindiğini, fakat ceza dosyasındaki raporlarda çelişki bulunduğunu çelişkili raporlar neticesinde, gerek iş arkadaşının duruşmadaki beyanı gerekse emsal ücret araştırmasına ilgili kurumun vermiş olduğu cevabi yazı müteveffanın gelirini ispatladığını, müteveffanın gelirinin ispatladığı şekliyle 2.000,00 TL olduğu sigorta kaydının bulunmaması nedeniyle gerçek gelirine göre değilde asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, kusur raporunun belirlenirken yapılan hatanın sonucunda manevi tazminatta en alt seviyeden belirlendiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin araç üzerinde her hangi bir hakimiyetinin bulunmadığını aracı sattığını buna ilişkin ön satış sözleşmesinin de bulunduğunu bu hususta davalı …’ın da ikrarının bulunduğunu davalı …’ın bu aracı kiraladığını buna ilişkin beyanlar ve tutanakların mevcut olduğunu bu nedenle müvekkili hakkında verilen kısmen kabul hükmünün kaldırılması gerektiğini, davanın red karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 18.01.2014 günü saat 17.04 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile İmamhatip Bulvarı Caddesini takiben Yeşilpınar istikametinden Karayolları istikametine seyir halinde iken seyir istikametine göre sol tarafından, orta refüjdeki demir bariyerler arasında bulunan boşluktan kaplamaya girerek geçiş yapmak isteyen maktul yaya …’e çarpması neticesinde ölümlü, tek araçlı ve maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Davacılar vekilinin kusura ilişkin istinaf talebi bakımından değerlendirme yapıldığında; Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporuna göre sürücü … %35, müteveffanın ise %65 oranında kusurlu olduğu, aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı Gaziosmanpaşa 6.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/62 Esas-2016/270 Karar sayılı dosyasına sunulan hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre kazanın meydan gelmesinde davalı sürücün üst düzeyde tali, müteveffanın ise asli kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Bu durumda Mahkemece aldırılan kusur raporu ile Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Mahkemece Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi gereği, tescilli aracın noterden resmi şekilde satımının yapılması gerektiği, davacıyı bağlayacak nitelikte resmi devir olmadığı için kaza tarihi itibariyle kayıt maliki olan davalının işleten sıfatının devam ettiğine ilişkin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, desteğin ölüm tarihindeki gelir durumunun ve malul olan davacının kaza tarihi itibariyle gelir durumunun davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Bunun kanıtlanmaması halinde ise maddi destek tazminatının hesabında asgari ücretin esas alınacağı kabul edilmektedir. Sadece tanık beyanları ile kazanç tespiti mümkün olmayıp bunun bir takım belge ve kayıtlarla desteklenmesi gerekmektedir.(Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/910 Esas ve 2019/12325 Karar sayılı ilamı). Somut uyuşmazlıkta desteğin kaza tarihi itibariyle sigortalı çalışmadığı, SGK’nın cevabi yazısına göre en son 2003 yılında sigortalı olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Desteğin geliri tanıkla ispat edilemeyeceğinden İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçe ile desteğin geliri asgari ücret üzerinden kabul edilerek yapılan hesaplamaya göre karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir. Kazaya karışan aracın kullanımının hususi olduğu anlaşılmakla belirlenen tazminat için yasal faize hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesi ve 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından manevi tazminata ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacılar vekili ve davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-a-Davacılar yönünden;Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına, b-Davalı … yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 17.807,93 TL harçtan peşin alınan 4.452,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.355,93 TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.26/01/2023