Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/299 E. 2022/1025 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/299
KARAR NO: 2022/1025
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/10/2020
NUMARASI: 2014/342 Esas – 2020/486 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan davalı …’ya ait ve davalı sigorta şirketine zorunlu sigorta poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın müvekkili …’in maliki ve sürücüsü olduğu … plaka sayılı araca arkadan çarpmak suretiyle araçta meydana gelen ve karşılanmayan 7.375,00 TL değer kaybına ilişkin tazminatın davalıların tamamından, müvekkillerinin yaralanması nedeniyle her biri için ayrı ayrı olmak üzere 3.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar dosyaya sunmuş oldukları cevap dilekçeleri ve beyanlarında; Kazanın oluşumunda davacı tarafın tamamen kusurlu olduğunu, istenilen tazminatın fahiş olduğunu bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davacı … tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat isteminin Kabulü ile, 7.375,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile iş bu davacıya verilmesine, hükmedilen alacağa davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 09/07/2013 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 08/05/2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 2-Davacılar tarafından davalılar … ile … aleyhine açmış oldukları manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile, davacı …, … mirasçılarının tamamı (Bakırköy …Noterliği’nin 27/02/2017 tarih, … yevmiye numaralı mirasçılık belgesine göre …, …, …, …) ve … için ayrı ayrı olmak üzere 1000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iş bu davalılardan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalılardan … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Gerek yargılamanın yapıldığı mahkemece alınan 05.08.2017 tarihli bilirkişi raporunda ve gerekse müvekkilinin yargılandığı Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinde 2013/463 E. sayılı ceza davasında alınan kusur raporlarında davacı …’in %75, davalı …’ın ise %25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmişse de sadece son alınan ve kazadan 5 yıl gibi uzunca bir dönem sonra sadece bir kaç fotoğraf üzerinden müvekkile kusur izafe edilmesi ve bu kusur raporuna göre tazminat verilmesinin doğru olmadığını, raporlar arasındaki çelişkiyi gidermek üzere ATK’dan rapor alınması gerektiğini, hasar raporunun hatalı olduğunu, sigortadan alınan bedelin mahsubu gerektiğini, manevi tazminat talebinin usule aykırı olduğunu, manevi zararın oluşmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 08.05.2013 tarihinde, davacı malik ve sürücü … yönetimindeki … plakalı araç ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı, davalı …’a ait, davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Yargılama aşamasında sonucu beklenen Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/47 Esas 2016/517 Karar nolu, davacısı … Sigorta A.Ş, davalısı … olan, aynı kazaya ilişkin rücuen tazminat konulu itirazın iptali davasında, “davalının kullanmış olduğu … plaka sayılı araçla … tarafından Çobançeşme caddesini takiben geldiği yavaş ilerleyen davalının aracına dava dışı sigortalının kullanımında olan … plakalı aracına arkadan çarptığı hızlı olduğundan davalının aracının takla attığı İTÜ Trafik Kürsüsü Öğretim elemanlarının raporu ile bu durumda davalı kusurlu olmadığı rapor edilmekle davanın reddine” karar verildiği, kararın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince 2017/720 Esas 2018/1708 karar sayılı karar ile istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine de Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/5183 Esas 2020/1806 Karar sayılı ilamıyla kararın onanmasına karar verilmiştir.Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/47 Esas 2016/517 Karar sayılı dosyasında, aynı kaza nedeniyle yargılama yapılmış ve davacı sürücü … davalı sıfatıyla yer almakta olup, bu davada alınan kusur raporu ve verilen karar eldeki dava bakımından kuvvetli delil niteliğindedir. Kuvvetli delil niteliğindeki karar ve rapora göre davalı vekilinin kusura değinen istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Bilirkişi raporunda aracın hasarsız piyasa rayici 23.000,00 TL üzerinden hasarlı piyasa rayici 9.100,00 TL nin düşümü ile 13.900,00 TL zarar hesaplaması yapılmış olup, dava dilekçesinde davacı, aracının kaza tarihindeki değerinin 16.000,00 TL olduğu, değer kaybının 9.000,00 TL olduğu açıklanmıştır. Dava dilekçesindeki aracın değerine yönelik bu beyan ve taleple bağlılık ilkesi gözetilerek değer kaybı hesabının (16.000,00 TL – 9.100,00 TL =) 6.900,00 TL olarak hesaplanması gerekmektedir. Yine dava dilekçesinde sigorta şirketince yapılan 1.625,00 TL ödeme düşümüyle 7.375,00 TL talep edilmiş olup, bu ödeme miktarının düşülmesi ile (6.900,00 TL – 1.625,00 TL =) 5.275,00 TL’nin kabulün karar verilmesi gerekirken, 7.375,00 TL’nin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin bu hususa değinen istinaf talebi yerindedir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, davacıların yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olması, kusur durumu ve tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının usul, yasa ve hakkaniyete uygun ve makul olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun maddi tazminat açısından kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacı … tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile, 5.275,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile iş bu davacıya verilmesine, hükmedilen alacağa davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 09/07/2013 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 08/05/2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Davacılar tarafından davalılar … ile … aleyhine açmış oldukları manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile, davacı …, … mirasçılarının tamamı (Bakırköy …Noterliği’nin 27/02/2017 tarih, … yevmiye numaralı mirasçılık belgesine göre …, …, …, …) ve … için ayrı ayrı olmak üzere 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iş bu davalılardan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, 3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 565,27 TL ilam harcından peşin alınan 279,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 285,62 TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacılar tarafından yapılan 1.843,65 TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 308,65-TL, tebligat-posta gideri ve bilirkişi ücreti: 1.535,00-TL” yargılama giderinin, kabule göre 780,46 TL’sinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, aşan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, 5-Davacılar vekili için maddi tazminat yönünden AAÜT’ne göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 6-Davacılar vekili için manevi tazminat yönünden AAÜT’ne göre belirlenen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine, 7-Davalılar … ve … vekili için reddedilen maddi tazminat yönünden AAÜT’ne göre belirlenen 2.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak işbu davalılara verilmesine, 8-Davalılar … ve … vekili için reddedilen manevi tazminat yönünden AAÜT’ne göre belirlenen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak işbu davalılara verilmesine, 9-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalılar … ve … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalılar … ve … tarafından yatırılan (162,10+162,10=) 324,20 TL istinaf başvuru harcının davacılardan müteselsilen tahsili ile davalılar … ve …’a verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/05/2022