Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2772 E. 2023/1171 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/2772
KARAR NO: 2023/1171
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
NUMARASI: 2021/588 Esas – 2022/866 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 15/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 02/07/2013 tarihinde davalı …’ın kullanmakta olduğu … plakalı aracıyla … Mahalesi … Caddesinde ters yönde seyir halinde iken karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkili … ve kucağındaki 2010 doğumlu kızı …’a çarptığını ve çarpma neticesinde müvekkili …’ın hayati tehlike içerir şekilde yaralanmasına, kızı …’ın ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasına neden olduğunu, müvekkilinin fiziksel rahatsızlığı nedeniyle tüm doktor kontrollerine gidiş-gelişlerinde taksi kullanmak mecburiyetinde kalındığım, taksi ile ulaşım için müvekkilinin toplamda 819 TL zarar uğradığını, müvekkilinin kaza sonrası uzun süre bakıma muhtaç olması nedeniyle, Antalya’da yaşayan annesi ve babasının müvekkilinin bakımı sağlamak üzere yanına geldiğini, Antalya’daki işleri nedeniyle dönmek zorunda kalınca da müvekkilinin bakımı ile ilgilenecek başka yakını bulunmadığından müvekkilleri ile birlikte Antalya’ya gitmek zorunda kaldıklarını, bu yolculukların bir kısmının otobüs bir kısmının ise uçak ile gerçekleştirilmiş olup, ilgili biletlerin dilekçe ekinde sunulduğunu, müvekkilinin bu yolculuklar nedeniyle toplamda 1.044TL zarara uğradığını, müvekkilinin tedavisinin bir kısmının … Hastanesi, Dr. …’ün özel muayenehanesinde, bir kısmının ise Doktorlar Merkezi Polikliniği’nde gerçekleştiğini, müvekkilinin muayene ve tahlil ücretlerine ilişkin şimdilik 2.800 TL maddi zarar taleplerinin bulunduğunu, ilaçların kullanımı nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarara karşılık şimdilik 337 TL talep ettiklerini, müvekkilinin yaşadığı manevi sıkıntılar için 30.000 TL manevi tazminat taleplerinin olduğunu, müvekkili …’ın yaşadığı manevi zararlara ilişkin olarak da 15.000TL manevi tazminat taleplerinin bulunduğu belirterek fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL maddi, 30.000 TL müvekkili …, 15.000 TL müvekkili … için manevi tazminat talep edilmiştir. Davalı …Sigorta Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın husumeti SGK’ya yöneltmek durumunda olduğunu, davacı tarafından ambulans (yol), fizik tedavi, ulaşım, protez, ilaç, muayene ücreti gibi çeşitli kalemler talep edildiğini, bunların tümünün Genelge’de açıkça belirtildiği gibi SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Maddi Tazminat Talebi Yönünden Davanın Kabulüne; 5.212,79TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı … yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müşterek ve müteselsil tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, Manevi Tazminat Talebi Yönünden Davanın Kısmen Kabulüne; davacı … yönünden 20.000,00 TL, davacı … yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı …’tan tahsil edilerek kişilere ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” dair karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ve davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Somut olay bakımından hükmedilen işbu karar ile manevi tatmin duygusunun oluştuğundan söz etmenin mümkün olmadığını, geçirdiği kaza nedeniyle beyin kanaması geçirdiğini, uzun süre yoğun bakımda kaldığını, hayati tehlike atlattığını ve de uzun süren ve halen devam eden tedavi sürecinin müvekkilini oldukça yıprattığını, kaza sonrası gerek hastanede yoğun bakımda devam tedavisi, gerekse hastaneden çıktıktan sonra evde devam eden tedavisi nedeniyle müvekkilinin uzun süre başkalarının bakımına muhtaç kaldığını, fiziksel aktivitelerinin kısıtlandığını, şiddetli baş ağrıları, fiziksel acılar, spazmlar, kabızlık, kortizon kullanımı nedeniyle aşırı kilo alma, sese karşı aşırı hassasiyet, depresyon gibi birçok rahatsızlıkla baş etmek zorunda kaldığını, 3 yaşında olan kızına karşı annelik görevlerini ve eşine karşı kadınlık vazifelerini uzunca bir süre yerine getiremeyen müvekkilinin kendisini eksik hissettiğini, müvekkili …’ın kaza tarihinde henüz 3 yaşında olduğunu, kaza anında yola savrulan minik …’nın şans eseri kazadan hafif sıyrıklarla kurtulduğunu, ne var ki daha küçücük yaşında acı bir olayla karşılaşan minik … için de kaza anı ve sonrası oldukça elem verici geçtiğini, annesinin hastanede kaldığı süreçte annesini göremediğinden dolayı yaşadığı huzursuzluğun minik …’yı yıprattığını, manevi tazminat yönünden kararın kaldırılarak haklı davalarının tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmedilen maddi tazminat miktarının fahiş olduğunu, yaşanan kaza sebebiyle davacı anne ve kızının hastaneye götürüldüğünü ve hastanede müvekkili tarafından para alındığını, ayrıca kaza sonucu meydana gelen hasarın kalıcı olmayıp herhangi bir maluliyetin söz konusu olmadığını, hastane masraflarını ödemek istediğinde vakıa acile geldiğinde devlet tarafından karşılandığında şeklinde hastane personeli tarafından bilgilendirildiğini ve ücret alınmadığını, davacıların acilde herhangi bir masraf ödemedikleri gibi sonrasında da sürekli muayeneyi gerektirecek bir cismani zarar da mevcut olmadığını, davacıların vücudunda kalıcı bir iz yahut herhangi bir kemik kırığı olmayıp yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderebilecek nitelikte olduğunu, söz konusu kazanın hayat kalitelerinde bir eksilmeye sebebiyet vermediğini, bu anlamda manevi tazminata hükmedilmesine yer olmadığı gibi manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin28/05/2021 tarih, 2019/ 1203 Esas ve 2021/1010 Karar sayılı kararı ile ” … Mahkemece, tedavi giderlerine ilişkin faturaların hizmet ile uyumlu ve gerekli olup olmadığı konusunda SUT kapsamında bir değerlendirme yapılmaksızın kaza ile illiyet bağı bulunan ve 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan tüm belgeli tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olacağı, 98. madde kapsamına girmeyen belgesiz / paramedikal giderlerden ise aracın işleteni, sürücüsü ve ZMSS sigortacısı olan davalıların sorumlu olacağı tutarın hesaplanması, yol gideri taleplerinin tedavi ile bağlantılı olup olmadığı konusunda uzman doktor bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmadığından davalı … şirketinin ve davalı sürücünün bu yöndeki istinaf talebinin kabulü gerekmiştir. Kazanın oluş şekli, davacıdaki yaralanmanın niteliği ve maluliyet oranı ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesi’nce hükmedilen manevi tazminat miktarının bir miktar yüksek olduğu, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uymadığı kanısına varıldığından, davalı …’ın, manevi tazminat miktarının fahiş yönündeki istinaf itirazı yerindedir.” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda bilirkişi raporu alınarak karar verilmiştir. HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4. maddesinde de “alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üçbin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” düzenlemesi mevcuttur. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2022 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 8.000,00 TL olacaktır. Bu halde, davacı için kabul edilen toplam maddi tazminat miktarı karar tarihine göre uygulanması gereken 2022 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından davalı …’ın HMK’nın 341/4.maddesi gereğince maddi tazminata ilişkin istinaf hakkı bulunmadığından maddi tazminata ilişkin istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacıların yaralanmaları, maluliyet bulunmaması, basit tıbbi muamele ile iyileşebileceği ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/1.maddesi kapsamında davacılar lehine belirlenen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olup olduğu anlaşılmakla davacılar ve davalı vekilinin istinafları yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekili ve davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı manevi tazminat bakımından yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davalı… vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince REDDİNE, 2-a-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan (80,70 TL + 80,70 TL) 161,44 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,46 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına, b-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2..049,00 TL harçtan peşin alınan 602,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.447,00 TL harcın davalı …’tan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.15/06/2023