Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2681 E. 2023/981 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/2681
KARAR NO: 2023/981
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
NUMARASI: 2021/313 Esas – 2021/1061 Karar
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2016/466 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 18/05/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’a ait ve davalı … yönetimindeki …plakalı aracın 26.11.2010 tarihinde davacı yönetimindeki … plakalı araca çarparak müvekkilinin yaralanmasına neden olduğunu, davalı sürücünün tam ve asli kusurlu olduğunu, davacının olay nedeniyle sakat kaldığını, 18 aydır geçim sıkıntısı çektiğini, maddi zarara uğradığı gibi psikolojik travma yaşadığını ileri sürerek 20.000,00 TL manevi tazminat ve 18 aylık iş göremeyerek uğradığı 5.000,00 TL zarar tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili birleşen dava da vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Aynı trafik kazası nedeni ile İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2014/1762 E. nolu davasında müvekkilinin % 26,2 oranında kazanma gücü kaybı olduğunun bilirkişi incelemesi ile tespit edildiğini belirterek 10.000,00 TL iş gücü kaybı zararının, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Meydana gelen trafik kazasında davalı Murat’ın kusuru olmadığını, kazanın davacının kusuru sebebiyle gerçekleştiğini, Kartal 8. Sulh Ceza hakimliğinden alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının faiz başlangıcına ilişkin taleplerinin kabul edilemeyeceğini, davacının manevi tazminat talebinin trafik sigorta poliçesi teminatı dışında olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Asıl dava yönünden;Maddi tazminat davasının kabulü ile, 6.061,02TL geçici iş görmezlik tazminatının; davalı … Sigorta AŞ’den dava tarihinden, diğer davalılar … ve …’den 26/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, Manevi tazminat davasının davalılar … ve … yönünden kabulü ile 20.000,00TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den 26/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Davalı … Sigorta AŞ’ye açılan manevi tazminat davasının reddine,
Birleşen dava yönünden; Maddi tazminat davasının kabulü ile, 86.033,47TL sürekli iş görmezlik tazminatının; davalı … Sigorta AŞ’den dava tarihinden, diğer davalılar … ve …’den 26/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili ve davalılar … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının maluliyetine ilişkin alacaklarının %20’sine tekabül eden kısmını dava dışı üçüncü kişilere devir ve temlik etmesi nedeniyle bu kısım yönünden davacı lehine hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, dava konusu alacağın %20 oranındaki kısmının dava dışı üçüncü kişilere devir ve temlik edildiğinden, davacının anılan oranda tazminat hakkının düştüğünün kabul edilmesi, davacının tazminat taleplerinin %20’si yönünden tenzil edilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunu ve kusur oranlarını kabul etmediklerini, raporda hesaplama hataları yapıldığını, geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin SGK tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmediğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; geçici iş göremezlik tazminatı bakımından davanın kısmen reddedilmesine rağmen reddedilen kısım yönünden vekalet ücretine hükmedilmediğini, mahkemenin gerekçeli kararında davalı müvekkili …’in şerit ihlali yaparak kazaya sebebiyet verdiği ve % 100 kusurlu olduğunun belirtildiğini, kararın dayanağı olan bilirkişi raporundaki kusur yönünden yapılan değerlendirmelerin hatalı olduğunu, şerit ihlalini yapanın … plakalı aracın sürücüsü değil, … plakalı aracın sürücüsü olan davacı olduğunu, dinlenen tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, yeni elde edilen delile göre davacı ile dava dışı … Dan. Hiz. Ltd. Şti. arasında dava konusu tazminat alacakları hakkında temlikname düzenlendiğinin tespit edildiğini, temlik eden kişinin temlik ettiği bedel üzerinde tasarruf yetkisi bulunmadığını, davacının tazminat alacağının %20’si oranındaki miktarı … Dan. Hiz. Ltd. Şti.’ne temlik ettiğinden davacı için hesaplanan tazminat miktarının %20’si olan tutar yönünde davanın reddi gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece verilen 2014/1762 Esas, 2018/906 Karar sayılı 02/10/2018 tarihli ilk hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2019/452 Esas ve 2021/521 Karar sayılı 24/03/2021tarihli ilamı ile “… Bilirkişi raporunda yıllara göre dökümlü hesap yapılmaması nedeniyle, raporun denetime elverişli olmadığı, bu açıdan ek rapor alınmadan karar verilmesinin doğru olmadığı, 6.061,09 TL geçici işgöremezlik zararına hükmedilmesi gerekirken, 7.273,29 TL geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığı, kabule göre davalı sigorta şirketinden de manevi tazminat talep edilmiş ve talep reddedilmiş olmakla birlikte davalı sigorta şirketi yararına vekalet ücreti takdir edilmemesinin doğru olmadığı” gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece, Daire kararı doğrultusunda aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından hazırlanan 19/09/2021 tarihli raporda davacının geçici iş görmezlik zararı 6.061,02TL, sürekli iş görmezlik zararı 104.280,11TL olarak hesaplanmış, rapor kaldırma kararı öncesi rapor tarihindeki verilere göre hazırlanmadığından aynı bilirkişiden yeniden ek rapor alınmasına karar verilmiş, aynı bilirkişi tarafından hazırlanan 02/11/2021 tarihli ek raporda, davacının geçici iş görmezlik zararı 6.061,02TL, sürekli iş görmezlik zararı 86.033,47 TL olarak hesaplanmıştır. İlk Derece Mahkemesince usulüne uygun şekilde alınan bilirkişi ek raporları ve kaldırma kararı doğrultusunda karar verilmiştir.Davalılar … ve … vekili kusur yönünden itirazlarda bulunmuş ise de bu itirazlar ilk istinaf incelemesinde karşılanmış olup yeniden inceleme konusu yapılmamıştır. Dosya kapsamında davaya konu trafik kazasının davacı yönünden trafik iş kazası olup olmadığı, davacıya SGK tarafından iş kazası nedeni ile sürekli iş göremezlik geliri bağlanıp bağlanmadığı, bağlandı ise ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi olup olmadığının saptanması gerekli olup dairemiz tarafından SGK ya yazılan müzekkere cevabına göre davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığının saptanması karşında bu yöne değinen istinaf talepleri yerinde değildir. Davalılar vekilleri, davacının maluliyete ilişkin alacaklarının %20’sine tekabül eden kısmını dava dışı üçüncü kişilere devir ve temlik ettiğini bildirmişlerdir. Temliknamenin ilk derece mahkemesine yargılama devam ederken davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından sunulduğu, yazılı olarak düzenlendiği, davaya konu tazminatın %20’sinin devir ve temlik edildiği, temlik eden olarak davacının imzasını taşıdığı ancak tarih içermediği ve temlik alanın imzasının da bulunmadığı, mahkemece yeterince açık olmadığından dikkate alınmadığı görülmüştür. Dairemizce davacı vekiline bu hususta beyanda bulunmak üzere mehil verilmiş olup davacı vekili tazminatın bir kısmının temlik edildiğini ancak istinaf aşamasında nazara alınamayacağını beyan etmiştir. Hukuki bir işlem (tasarrufi işlem) olan alacağın temliki sonrasında alacak üçüncü kişiye intikal etmektedir. Bu andan itibaren üçüncü kişi, borçlu karşısında alacaklı sıfatını kazanmaktadır. Niteliği itibariyle alacağın temliki, alacaklının tasarruf işlemidir. Temlik, alacağın tamamı için yapılabileceği gibi bir kısmı için de yapılabilir (somut olaydaki gibi). Tam temlikte alacağın aslı ve fer’ileri temlik alana geçmekte olup, alacaklı borç ilişkisinde taraf olmaktan çıkar. Kısmi temlikte ise temlik edilen asıl alacak ve bu oranda fer’ilerinin temlik alana geçmesi söz konusudur. Temlik edilmeyen kısım itibariyle borçlunun temlik eden alacaklıya karşı sorumluluğu devam eder. Temlik alan, temliki ve alacağın varlığını ispat ederek borçludan talepte bulunur. Temlik ile birlikte temlik alan, alacağın aslı ve fer’ileriyle birlikte, alacağa bağlı rüçhan haklarını da iktisap eder. Dolayısıyla temliğe konu alacak itibariyle dava ve takip hakkı da temlik alana geçer. Alacağın temlikinde esasen borç değişmez, sadece onu talep edecek taraf değişmiş olur.(Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2022/10730 E. – 2022/14990 K. sayılı kararı). 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’na 22.07.2020 tarihinde eklenen Ek madde 6 ile sigorta şirketlerinden talep edilebilecek tazminat alacaklarının devredilemeyeceği düzenlemiştir. Alacağın temliki halinde alacağın temlik edilen miktarın alacaklısının yerine yeni bir alacaklı geçeceğinden bu kısım için davacının, davacı sıfatı sona erecektir. Sıfat dava şartlarından olup HMK’nın 115/1. maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında resen göze alınacaktır. Bu halde davacı vekilinin alacağın bir kısmını temlik edildiğini kabul etmiş olması karşısında taraflara temliknamenin aslını sunmak üzere mehil verilmesi, temlik tarihinin belirlenmesi, sigorta alacağını temlik yasağını getiren yasal düzenlemenin yapıldığı tarihten önce ( 22.07.2020 tarihinden) yapılmış olması halinde sonuçlarını doğurmuş olan temlikin geçerliliğini koruyacağı gözetilerek davacı tarafın temlik edilen alacak kısmı (tazminatın %20’si) için aktif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, 22.07.2020 tarihinden yapılan temlik var ise kanunen temlik yasağı getirildiğinden geçerli kabul edilmeyerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta A.Ş vekili ve davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta A.Ş vekili ve davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/05/2023