Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2584 E. 2023/569 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/2584
KARAR NO: 2023/569
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/09/2022
NUMARASI: 2020/507 Esas – 2022/519 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 29/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Zorunlu Mali Mesuliyet poliçesi ile sigortalı olmayan … plakalı aracın, 21/9/2012 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeyken, sürücünün kusuruyla direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde, sürücünün idaresindeki … plakalı araça çarpması sonucu çift taraflı, maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sebebiyle … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilleri … ve …’in yaralanarak sürekli sakat kaldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik … için 2.000,00 TL ve … için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL sürekli sakatlık tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların alkollü sürücü tarafından sevk ve idare edilen araca bilerek bindiklerini, müterafık kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacıların tedavi süresi boyunca hiç çalışmadıklarını, iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceklerini, bu sebeple müvekkili kurumun geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, …nın sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacılar tarafından açılan davanın Kabulüne, davacı … için belirlenen 225.000,00 TL maddi tazminat ile davacı … için belirlenen 140.031,49 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 21/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan alınarak davacılara verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin kök rapora itiraz etmemiş olup kurum lehine usuli kazanılmış hak doğmuş olduğunu, davada alınmış olan ilk kök bilirkişi raporuna davacı tarafça itiraz edilmediği için raporun kesinleşmiş olup usuli kazanılmış hakkı doğduğunu ancak son mahkeme kararında bu oranların esas alınmadan hüküm kurulmuş olduğunu, kazaya karışan araçta yolcu olarak bulunan davacıların hatır için taşındığı dosyanın münderecatından anlaşılmakta olduğunu, başvuru konusu trafik kazasında hatır taşıması söz konusu olduğundan, indirim yapılmasının yasa gereği olduğunu, SGK’nın ödemiş olduğu tazminat varsa tespit edilerek ödenecek tazminattan düşülmesi gerektiğini, …ının temerrüdü bulunmadığını, temerrüt tarihinin hatalı olduğunu, kaza tarihinden itibaren değil, dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, güncel Yargıtay Kararı doğrultusunda yapılacak olan hesaplamada 1,65 teknik faizin esas alınmasını talep ettiklerini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 23/06/2020 tarih, 2018/ 1839 Esas ve 2020/728 Karar sayılı kararı ile ” … Somut uyuşmazlıkta; kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine uygun olarak maluliyet raporunun alınması gerektiği halde İlk Derece Mahkemesince hükme dayanak yapılan maluliyet raporunun yönetmelik belirtilmeden ve Adli Tıp Şube Müdürlüğünde görevli tek hekim tarafından hazırlanmış olması, bu rapor esas alınarak karar verilmiş olması doğru olmamıştır. 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde hakimin, tazminatın kapsamını, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiştir. Dosya içerisinde davalı vekilinin cevap dilekçesi ile hatır indirimi yapılması gerektiğine ilişkin beyanı bulunmasına rağmen gerekçeli kararda dosya kapsamında bulunan deliller değerlendirilerek hatır indirimi şartları bulunup bulunmadığı tartışılmadan karar verilmesi de doğru olmamıştır. Yine dosya kapsamında müterafik kusur yönünden davacıların alkollü araç sürücüsünün aracına binmesi nedeni ile tazminat hesabında bu nedenle indirim yapılması doğru olmakla birlikte, Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre müterafik kusur indirim oranının % 20 olduğu da dikkate alınmak suretiyle bu oranda indirimle tazminatın belirlenmesi gerekirken, eksik incelemeyle ve % 10 müterafik kusur indirimine göre hüküm tesisi de hatalı olmuştur. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken ATK ya da bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında adli tıp uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine uygun olarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu ve tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte maluliyet raporu alınıp, tespit edilecek maluliyet oranına göre tazminat hesabı yapılması için aktüer bilirkişiden ek rapor alınması, belirlenen tazminattan % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması ayrıca dosyada ki mevcut delillere göre hatır indirimi şartları bulunup bulunmadığı tartışılarak koşulları oluşmuş ise % 20 oranında hatır indirimi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir…” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.İlk Derece Mahkemesinin 01/02/2018 tarih, 2015/429 Esas ve 2018/22 Karar sayılı kararına karşı davalı tarafından verilen istinaf dilekçesinde SGK ödemesine ilişkin istinaf talebi bulunmadığından karşı taraf lehine bu hususlarda usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Ödeme iddiası her zaman ileri sürebilir ise de ödemeyi ispat eder yazılı belge sunulmadığından istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda maluliyet raporu aldırılmış,%20 hatır, %20 müterafik kusur indirimi yapılarak ıslah edilen miktar kadar davanın kabulüne karar verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14/09/2021 tarih, 2021/2403 Esas 2021/4658 Karar sayılı bozma ilamında özetle; Mahkemece verilen ilk hüküm davacı tarafından temyiz edilmemiş, davalılardan … Sigorta A.Ş.’nin temyiz istemi üzerine karar maluliyet yönünden eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle anılan davalı yararına bozulmuştur. Bozmadan sonra yürütülen yargılamada alınan 09/03/2020 tarihli aktüer raporunda; rapor tarihindeki güncel (2020) verilere göre hesaplama yapıldığı; mahkemenin bu raporda belirlenen miktar üzerinden hüküm tesis ettiği görülmektedir. Dairenin önceki bozma ilamı dikkate alındığında, mahkemenin anılan bu kabulü yerinde değildir. Şöyle ki ilk hükmün sadece, davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından temyiz edildiği, bozma ilamının kapsamında belirtilen yön dışında 01/12/2014 tarihli raporda hesaplamaya esas alınan veriler yönünden anılan davalı taraf lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınmalıdır. İlk hükmü temyiz etmeyen davacı lehine olacak biçimde, asgari ücrette gerçekleşen artış esas alınarak, yeniden hesap yaptırılıp tazminatın belirlenmesi, davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakları ihlal edecektir.” şeklinde karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince verilen ilk karar davacı tarafından istinaf edilmediğinden tazminat miktarı, hesaplamaya esas yöntem, ücrete ilişkin veriler ve temerrüt tarihi bakımından davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince dairemiz ilamının kapsamında belirtilen yön dışında ilk kararda hükme esas alınan aktüerya raporunda hesaplamaya esas alınan veriler yönünden davalı taraf lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeden aldırılan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi ve temerrüt faizinin kaza tarihinden itibaren başlatılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/03/2023