Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2272 E. 2023/135 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/2272
KARAR NO: 2023/135
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
NUMARASI: 2014/1078 Esas – 2022/598 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/03/2013 tarihinde davalılardan …’nın işleteni olduğu, davalı … Sigorta Şirketi tarafından ZMMS Sigorta poliçesi ile teminat altında olan ve davalı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın Maltepe, Altayçeşme, … sokak üzerinde müvekkilinin idaresindeki … plakalı araçla çarpışması ile gerçekleşen trafik kazasında müvekkilinin ağır yaralanarak malul kaldığını, davacının kaza tarihinde motor kurye olarak çalıştığını ve aylık net 1.500,00 TL gelirinin olduğunu, müvekkilinin uzun süre çalışamadığını, davalı sigorta şirketine yapmış oldukları yazılı başvurunun 10/03/2014 tarihinde tebliğ edildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik geçici iş göremezlik ve sürekli maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 50.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın (manevi tazminat yönünden sigorta şirketi hariç) kaza tarihinden itibaren işleyecek maddi tazminat yönünden ticari, manevi tazminat yönünden yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 487.947,20 TL’ye yükseltmiştir. Davalılar … ve … cevap dilekçelerinde özetle; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, kazada kusurlu olanın davacı taraf olduğunu, olaydan dolayı üzüntü yaşadıklarını ve manevi zarar gördüklerini, davacının tedavisinin bittiğini, davacının dilekçede de belirttiği gibi maaşının brüt 1.388,00 TL olduğunu beyan ederek bütün bu nedenlerle, davacı tarafın açmış olduğu maddi ve manevi tazminat davasının reddi ile kendilerinin belirsiz olan maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka nolu aracın müvekkili şirket nezdinde trafik sigortalı olduğunu ancak dava konusu olayda sürücünün kusurunun kanıtlanması, kazanın meydana geliş şeklinin, kusur durumunun ve maluliyet derecesinin tespit edilmesi ve kaza tarihindeki bilinen ücret üzerinden aktüerya raporu alınması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” 1-Açılan davanın kısmen kabulü ile, A-Maddi tazminat istemi yönünden; davanın kısmen kabulü ile; 152.594,45 TL sürekli iş göremezlik ve 1.619,91 TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 154.214,36 TL maddi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 16/03/2013 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta Şirketi için ise dava tarihi olan 10/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Aşan istemin reddine B-Manevi tazminat istemi yönünden; davanın kabulü ile; 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 16/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kesinleşmiş ceza dosyasında alınmış olan kusur raporu ile işbu dosyada hazırlanmış olan ilk kusur raporunda tarafların kusur durumları açıkça ortaya çıktığı halde İstanbul Anadolu 29. İş Mahkemesinin 2017/201 Esas sayılı dosyasında hazırlanmış olan kusur raporunun etkisi altında kalınarak kusur konusunda çelişki bulunduğu yanılgısına düşülerek yeni bir rapor alındığını, maaş bordrolarıyla yazılı gelir belgelerinin dosyada mevcut olduğunu, müvekkilinin kazadan bir süre sonra İrlanda’da çalışmaya başladığını ve yurt dışı gelir belgelerinin onaylı ve tercüme edilmiş örneklerinin dosyaya ibraz edildiğini, bilinen aktif dönem zararına temel teşkil edecek gelirin yazılı belgeler ile ispatlanmış olmasına rağmen asgari ücrete göre yanlış hesaplama yapıldığını, bilinmeyen aktif dönem maddi zarar hesabında davacının bilinen en son gelirinin temel alınması gerektiği halde yine asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığını, trafik kazası iş kazası niteliğinde olmadığından ve rücuya tabi olamayacağından SGK tarafından davacıya ödenmiş olan geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanan maddi tazminattan tenzil edilemeyeceğini, davalı … Sigorta Şirketi bakımından temerrüd başlangıç tarihi olarak dava tarihinin, faiz türü olarak da ticari faiz yerine yasal faizin belirlenmiş olmasının isabetli olmadığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, 18/04/2022 tarihli talep arttırım dilekçesin ile bedel artırımının yapıldığını ancak mahkemenin kararında talep arttırım dilekçesinden ıslah dilekçesi olarak bahsedildiği gibi miktar ve tarihinin de yanlış yazıldığını, davanın tüm taraflar için ortak tek bir olaydan doğduğu ve red sebebinin tüm taraflar için aynı olduğundan tüm davalılar lehine tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken her bir davalı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedildiğini, haricen ödenen ve ödeme belgeleri dosyaya ibraz edilen Adli Tıp Kurumu faturalarının yargılama giderlerine dahil edilmediğini, … Sigorta Şirketi’ne davanın ihbar edilmesine rağmen, hükümde bu şirketin ihbar edilen olarak yer almadığını belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde davanın kısmi dava olarak açıldığının belirtildiğini ve davacı tarafından bedel artırım talebinde bulunulan tarihte alacakların zamanaşımına uğradığını, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarındaki tazminat miktarlarının hatalı hesaplandığını ve maddi manevi tazminat taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğunu, müvekkilinin sorumlu olmadığını, davacının kaza tarihi olan 2013 yılından uzun bir süre sonra 2019 yılında yaptığı yurt dışı çalışmaları ile elde ettiği gelirin tazminat hesabında geriye dönük olarak hesaplama da nazara alınamayacağını, davacının çalışmadığı yılların hesaplanmasının asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, gelecek yılların hesabında ise davacının Türkiye’de aldığı en son ücret üzerinden asgari ücrete oranlanarak hesaplama yapılması gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 16/03/2013 tarihinde davalı … Sigorta Şirketi’ne ZMSS poliçesi ile sigortalı, davalı …’in işleteni olduğu, davalı sürücü …’nın sevk ve yönetimindeki … plakalı otomobil ile davacının kullandığı … plakalı motosikletin çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi ile manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Aynı olay nedeniyle ceza yargılaması aşamasında alınan kusur raporu, mahkemece alınan kusur raporu ve İş Mahkemesi’nden alınan kusur raporu arasında kusur oranları bakımından çelişki ortaya çıktığından İlk Derece Mahkemesince İTÜ Trafik Kürsüsü’nden seçilen üç kişilik bilirkişi heyetinden çelişkiyi gidermek amacı ile kusur raporu aldırılması ile alınan İTÜ kusur raporunun olayın oluşuna uygun düşmesi ve çelişkiyi gidermesi nedeniyle hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Zarar gören davacı, KTK’nın 85 ve 91. maddelerindeki düzenlemeler ile TBK’nın 61, 162 ve 163 maddeleri gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşı da tazminat davası açabilir. Davalı … zarara sebebiyet veren … plakalı aracın işleteni olduğuna göre işleten olarak kaza anında bu aracı kullanan sürücünün kusurundan dolayı doğan zarardan davacıya karşı müteselsilen sorumludur. Aracın bir başkası tarafından işletilmesi ya da trafik sigortası bulunması da bu sorumluluğu kaldırmayacaktır. Bu nedenle Mahkemece davalı … yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, desteğin ölüm tarihindeki gelir durumunun ve malul olan davacının kaza tarihi itibariyle gelir durumunun davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Bunun kanıtlanmaması halinde ise maddi destek tazminatının hesabında asgari ücretin esas alınacağı kabul edilmektedir. Somut uyuşmazlıkta; davacı tarafça ücret bordroları sunulmuş ise de kaza tarihine ait değildir. Davacının kaza tarihinden sonra 2019 yılında yaptığı yurt dışı çalışmaları ile elde ettiği gelir tazminat hesabında esas alınamaz. Davacının gelirinin, asgari ücretin üzerinde olduğu ispat edilemediğinden aktüerya raporunda bilinen ve bilinmeyen dönem için davacının ücreti asgari ücret düzeyinde kabul edilerek tazminat hesaplaması yapılmış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Kurye olarak çalışan davacının iş yeri için dağıtım yaptığı esnada kaza gerçekleşmiş olduğundan SGK tarafından yapılan geçici iş göremezlik ödemesinin rücuya tabii olduğunun kabulü ile tazminattan düşülmesinde; kazaya sebebiyet veren araç, ticari olmadığından İlk Derece Mahkemesince kabul edilen tazminat bakımından temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. KTK’nın 99.maddesine göre, ZMSS Genel Şartları ile belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda; davacı vekilinin delil listesi ekinde bulunan ihtarname üzerindeki davalı sigorta şirketine ait kaşeden 10/04/2014 tarihinde başvuruda bulunulduğu yine aynı tarihte eldeki davanın da açıldığı anlaşılmaktadır. Bu halde başvuru tarihi olan 10/04/2014 tarihinden sonraki 8. işgününün sonu 20/04/2014 tarihine tekabül etmekte olup İlk Derece Mahkemesince dava tarihi olan 10/04/2014 tarihinden itibaren faiz yürütülmesinde isabetsizlik bulunmadığı gibi davacının da lehinedir. Bu nedenle bu yöne değinen istinaf talebi yerinde görülmemiştir. … Sigorta Şirketi’ne birleşik sigorta poliçesi nedeniyle dava ihbar edilmiş olup aynı zamanda davalı olduğundan karar başlığında gösterilmemiş olması usulü eksiklik oluşturmayacaktır.Dava dilekçesinde açıkça dava, HMK’nın 107.maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak açılmamış, kısmi dava olarak açılmıştır. Bu nedenle 18/04/2022 tarihli dilekçede talep arttırım dilekçesi yazılı olsa dahi dava kısmi dava olarak açıldığından İlk Derece Mahkemesince ıslah dilekçesi olarak kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır. KTK’nın 109/2.maddesine göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” Dava konusu kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 89 ve 66 maddelerine göre, ceza dava zamanaşımı 8 yıldır.Somut uyuşmazlıkta yaralamalı trafik kazası 16/03/2013 tarihinde gerçekleşmiş, dava 10/04/2014 tarihinde açılmış, ıslah ise 18/04/2021 tarihinde (harcı da yatırılarak) yapılmıştır. Islah dilekçesinin tebliği üzerine davalı … vekili süresinde zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Bu itibarla, ıslah tarihi itibarıyla 8 yıl olan uzamış zamanaşımı süresi dolmuş olduğu gözetilerek davalı … yönünden ıslah edilen tutar bakımından zamanaşımı nedeniyle red kararı verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, istinaf talebinin kabulü ile hüküm düzeltilmiştir. İstinaf talep etmeyen diğer davalılar bakımından İlk Derece Mahkemesi kararı kesinleştiğinden hüküm de düzeltme yapılmamıştır. Davacı vekili, ATK rapor bedeli olarak ödenen 516,30 TL’nin yargılama giderine eklenmediğini belirtmiş ise de dosya kapsamı ve Uyap’tan kontrol edildiğinde “bilirkişi ücreti, ATK fatura ücreti ve posta ücreti olarak sarf edilen toplam 6.872,30-TL’nin” içerisinde 516,30 TL ATK rapor bedelinin de bulunduğu tespit edildiğinden aksi yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Ne var ki karar tarihinde uygulanması gereken AAÜT’nin 3/2.maddesi gereğince müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddi halinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından bu yöne değinen istinaf taleplerinin kabulüne ve hükmün düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Bu nedenle; davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE, A-Maddi tazminat istemi yönünden; davanın KISMEN KABULÜNE; 152.594,45 TL sürekli iş göremezlik ve 1.619,91 TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 154.214,36 TL maddi tazminatın 50.000,00 TL’sinin davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 16/03/2013 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta Şirketi için ise dava tarihi olan 10/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine; Geriye kalan 104.214,36 TL maddi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi olan 16/03/2013 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta Şirketi için ise dava tarihi olan 10/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Sigorta Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Aşan istemin reddine, Davalı … bakımından ıslah ile artırılan kısım yönünden davanın zamanaşımı dolduğundan REDDİNE, B-Manevi tazminat istemi yönünden; davanın kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 16/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 2-HARÇLAR a-Maddi tazminat davası yönünden alınması gerekli 10.534,38-TL harçtan, davacı tarafından dava açılışı sırasında yatırılan 239,10-TL peşin harç ve yargılama aşamasında ıslah harcı olarak yatırılan 374,00-TL olmak üzere toplam 613,10-TL harcın mahsubu ile eksik bakiye 9.921,28 TL’den 3.415,50 TL’sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen kalan 6.505,78 TL kısmının ise davalılar … ve … Sigorta Şirketi’nden tahsili ile hazineye irad kaydına, b-Manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 1.366,20-TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-VEKALET ÜCRETİ a-Maddi tazminat talebinin kabul edilen kısmı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 18.600,36-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine (Davalı … 9.200,00 TL’den müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla), b-Maddi tazminat talebinin red edilen kısmı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3 maddesine göre hesap ve takdir edilen 18.600,36-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara müteselsilen verilmesine, c-Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
4-YARGILAMA GİDERLERİ a-Davacı tarafından dava açılırken peşin harç olarak yatırılan 239,10-TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 374,00-TL’nin toplamda 613,10-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, b-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, ATK fatura ücreti ve posta ücreti olarak sarf edilen toplam 6.872,30-TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 2.357,04-TL’nin (davalı … Sigorta Şirketi’nin 744,93-TL’sinden, davalı … 241,52 TL’sinden sorumlu olacak şekilde) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan 4.515,26-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına, c-Davalı … Sigorta şirketi tarafından sarf edilen 45,70-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 31,26-TL’nin davacıdan alınarak davalı … Sigorta Şirketi’ne verilmesine, kalan 14,44-TL’nin davalı … Sigorta Şirketi üzerinde bırakılmasına, d-Davalılar … ve … tarafından sarf edilen 50,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 44,87 TL’nin davacıdan alınarak davalılar … ve …’e verilmesine, kalan kısmın davalılar … ve … üzerinde bırakılmasına, e-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı ve davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-a) İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 157,70 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, b) İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, davalı … yönünden, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin, davacı yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/01/2023