Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2239 E. 2023/387 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/2239
KARAR NO: 2023/387
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 28/03/2022
NUMARASI: 2020/147 Esas – 2022/309 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 28/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 26.12.2018 günü davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı şehirler arası yolcu otobüsü ile Kırklareli ili istikametinden Kırşehir İli istikametine seyir halindeyken … Köyü mevkiinde şoförün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği ve söz konusu kaza neticesinde otobüsün içerisinde yolcu olarak seyahat eden davacı müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. Maddesi uyarınca şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın ve 30.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden, diğer davalılar açısından kaza tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ve sigorta şirketi açısından poliçe limitleri sınırlı olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın HMK 150/6 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı …. Sigorta Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yargılama aşamasında davacı vekili ile müvekkil şirket arasında sulh anlaşması imzalandığını, davacı … vekili Av. … ile 06/01/2021 tarihinde ibraname ve sulh anlaşması kapsamında dosyadaki taleplere ilişkin anlaşma sağlandığını, yargılama aşamasında mahkemeye sunulan davacı vekili tarafından imzalanan ibraname ve sulh anlaşmasında İstanbul Anadolu 13.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/147 E. Sayılı dosyadaki tüm haklarından feragat ettiği hususunun açıkça görüldüğünü, tarafların uyuşmazlığı sona erdirebilmelerine imkan sağlayan kurumlardan birinin de sulh olduğunu, mahkeme tarafından sulh anlaşması doğrultusunda davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 06/09/2021 tarihli celsede taraflarca takip edilmeyen davanın HMK 150/4 maddesine göre davacı tarafça yenileninceye kadar HMK 150/1 maddesine göre işlemden kaldırılmasına dair karar verilmiş, dava 06/12/2021tarihinde yenilenmiş ve duruşma günü 28/03/2022 tarihine bırakılmıştır. Belirlenen duruşma günü gelmeden davacı vekili ile davalılardan … Sigorta Şirketi arasında İbraname ve Sulh anlaşması 24/12/2021 tarihinde imzalanmıştır. Sözleşmenin araç işleteni ve sürücüsünü de kapsadığı görülmüştür. Sulh, 6100 sayılı HMK’nın 313 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 313/1. maddesine göre sulh; “görülmekte olan bir davada, taraflar arasındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dahil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.” Aynı Kanunun 314. maddesine ise; sulhun hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği hükme bağlanmıştır. Yine anılan Kanunun 315. maddesi gereğince sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme dışı sulh ise, borçlar hukukunun konusu olduğundan düzenleme dışı bırakılmıştır. Madde gerekçesinde, taraflardan birinin, mahkeme dışı sulh sözleşmesi yapıldığı ve bu sözleşmeye uygun mahkemece bir karar verilmesi gerektiği yolundaki iddia ve talebinin, diğer tarafın kabulüne bağlı olduğu belirtilmiştir. Mahkeme taraflar sulha göre karar verilmesini isterlerse sulh sözleşmesine göre karar verir (Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2021/6752 Esas ve 2022/7024 Karar sayılı kararı). Yine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2022/7764 Esas 2022/9438 Karar sayılı kararında; “… Sulh, bir sözleşme olarak mahkeme dışında da yapılabilir; buna, mahkeme dışı sulh denir. HMK’da mahkeme dışı sulh düzenlenmemiştir. …HMK’nın “Sulhun etkisi” başlığı altında düzenlenen 315. maddesinde ise ; “Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hallerinde sulhun iptali istenebilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. … ” belirlemesinde bulunmuştur. Somut olayda; Davacı vekilinin 28/03/2022 tarihinde bu sözleşmeyi ibraz ederek Sulh protokolü nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiği, davalı sigorta şirketinin de aynı tarihli dilekçe ile sulh anlaşması nedeni ile davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesini talep ettiği, diğer bir deyişle sulh sözleşmesi yaptıkları iradesini mahkemeye açıkladıkları, Mahkemece Sulh Protokolünden ve taleplerden haberdar olunduğu halde davacı vekilinin davayı takip etmediği gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi HMK’nın 315. maddesinde belirtilen “Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur…” emredici hükme aykırı olduğundan usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenlerle; davacının Mahkemeye verdiği dilekçe ile sulh protokolü nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiği açıkça feragat beyanında bulunmadığı anlaşıldığından davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek HMK’nın 315. maddesinin emredici hükmü gereğince sulh sözleşmesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine, davacı vekilinin istinaf talebi bulunmadığından yargılama gideri ve vekalet ücreti bakımından davalılar yarına oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:A-Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1- HMK’nın 315/1 maddesi gereğince sulh nedeniyle karar verilmesini yer olmadığına, 2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 119,93 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 105,89 TL harçtan mahsubu ile kalan 14,04 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4- Davalılar … ile …. San. ve Tic. Ltd. Şti. kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine, 5- Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin talebi doğrultusunda lehine vekalet ücretin hükmedilmesine yer olmadığına, 6-Davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan 32,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, diğer davalılar tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 7- Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına, 8- 6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davalı … Sigorta şirketi tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta şirketi tarafından yapılan 66,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 220,20 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta şirketi verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/02/2023