Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2207 E. 2023/705 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/2207
KARAR NO: 2023/705
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/03/2022
NUMARASI: 2018/1396 Esas – 2022/197 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31/12/2017 tarihinde dava dışı …’nun sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketinde Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortası bulunan … plakalı araç ile müvekkil …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç arasında meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığını, ağır maluliyeti nedeniyle işgücü kaybına uğradığını ve meslekle kazanma gücünü kaybetmiş olduğu belirterek dava konusu talep tam olarak belirlenemediğinden şimdilik 1,000 TL sürekli sakatlık tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru koşulunun yerine getirilmediğini, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olduğunu, kusur durumunun ve maluliyet derecesinin tespit edilmesi gerektiğini, SGK tarafından yapılan ödeme varsa tazminattan düşülmesi gerektiğini, dava tarihi itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; 218.125,60 TL kalıcı işgöremezlik tazminatının dava tarihi olan 21/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hesaplamaya esas alınan maluliyet oranının hatalı olduğunu, davaya konu trafik kazasının oluşumunda sigortalı aracın kusuru bulunmadığını, müvekkili şirketin ilgili poliçede belirlenen teminat tutarlarından yalnızca sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, somut olayda kusuru bulunmayan sigortalı nedeniyle müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan herhangi bir sorumluluğu doğmayacağını, SGK’ya yazı yazılarak, öncelikle söz konusu kazanın iş kazası olup olmadığının, davacı tarafa peşin sermaye değerli gelir bağlanıp bağlanmadığının, herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun sorulması, ödeme yapılması durumunda ödenen miktarın tazminat bedelinden düşülmesi gerektiğini, başvuru sahibinin uğradığı maluliyetin oranının tespiti gerektiğini, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin tespiti gerektiğini, tazminat hesaplaması yapılması halinde, bu hesapta özürlülük ölçütüne göre belırlenmış maluliyet oranı ve asgari ücretin baz alınarak TRH-2010 mortalite tablosu ile 1,8 teknik faizin kullanılmasını talep ettiklerini, yürürlükteki genel şart hükümleri gereğince geçici bakıcı, tedavi ve geçici iş göremezlik tazminatı bakımından müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, zarar ve kusur miktarlarına ilişkin olarak yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, hesaplanan zarar miktarının fahiş oluğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Mahkemece davacı vekilinin istinaf istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmadığından davacı istinafları yönünden değerlendirme yapılmamıştır. Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları). İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 29/01/2020 tarihli maluliyet raporunda davacının, 31/12/2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği hükümleri kapsamında, davacının tüm tedavi belgelerini incelemek suretiyle ve kaza ile yaralanma arasında illiyet bağını da açıklar şekilde olay tarihi itibari ile yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre maluliyet belirlendiğinden maluliyete ilişkin istinafın yerinde görülmemiştir. Trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat ya da ölüme bağlı destekten yoksun kalma tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararından sonra Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarih, 2021/3033 Esas ve 2021/1560 Karar sayılı güncel kararında tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması gerektiği yönünde karar verilmiştir (Aynı yönde 14/01/2021 tarih, 2020/2598 E. ve 2021/34 K. sayılı kararı). Bu nedenle 1,8 teknik faiz uygulanması gerektiği yönündeki istinaf talebi yerinde değildir. Dosya kapsamında dava dilekçesinde sadece sürekli iş göremezlik tazminatı talep edildiği, geçici, bakıcı, tedavi ve manevi tazminata yönelik usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı gibi İlk Derece Mahkemesince de hüküm altına alınmadığı anlaşıldığından bu yöne değinen istinaf talepleri yerinde değildir. Mahkemece kabul edilen tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine göre faiz başlangıç tarihine; SGK ‘ya yazılan müzekkere cevabına göre davacyıa rücuya tabi ödeme yapılmadığı görülmekle rücuya tabii ödemenin mahsubuna ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi gereğince, hukuk hakimi ceza hakiminin tespit ettiği kusurla bağlı değil ise de Ceza Mahkemesince tespit edilen fiilin hukuka aykırılığı ve illiyet bağını saptayan maddi vakalar yönünden Ceza Mahkemesi kararı ile bağlıdır. Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince Ceza dosyasında alınan rapor ile yetinilerek, tarafların kusur oranlarını belirleyen kusur raporu alınmadan tazminat belirlenerek eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır. O halde Mahkemece yapılması gereken; Ceza dosyasının getirtilerek TBK’nın 53. maddesi hükmü de gözetilerek meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için ATK yada Üniversitelerin Trafik Kürsüsünden kusur raporu alınarak sonucuna göre usuli kazanılmış haklar gözetilerek tazminata hükmedilmesidir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/04/2023