Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2173 E. 2023/15 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/2173
KARAR NO: 2023/15
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/05/2022
NUMARASI: 2014/753 Esas – 2022/515 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 06/11/2012 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMSS sigortalı davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın davacılardan …’e çarparak nitelikli sakat kalmasına sebebiyet verdiğini belirterek kazazede davacı … yararına 50.000,00 TL manevi tazminat, davacı baba … yararına 20.000.00 TL manevi tazminat, davacı anne … yararına 20.000,00 TL manevi tazminat, davacı kardeş … yararına 15.000,00 TL manevi tazminat, davacı kardeş … yararına 15.000,00 TL manevi tazmirat olmak üzere toplamda 120.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle birlikte davalı … dan tahsiline, davacı … yararına olmak üzere belirsiz ikame edilen şimdilik 5.000 TL maddi tazminat miktarının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ile davalı … Sigorta A.Ş’den müşterek ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacılar ıslah dilekçesi ile talebini 40.880,45 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sigortalının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla sorumlu olduğunu, maluliyet ve kusur durumunun hesaplanması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; ceza dava dosyasında dinlenen gerek tanıklarının, hatta gerekse bizzat davacı …’ün beyanları ile de sabit olduğu üzere trafik kazası olayının, dava dilekçesinde çarpıtılarak açıklandığının tam aksine olduğunu, ceza davasının 20/06/2013 tarihli duruşması sırasında alınan beyanında da davacı …’in açıkça, “arkamdan birinin tuttuğunu hatırlıyorum” demek suretiyle, yolun karşı tarafına geçmekte aceleci davrandığını zımnen itiraf ettiğini, davacı …’in bu olay nedeniyle uğradığı her hangi bir organ kaybı ve hatta zafiyeti dahi bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “maddi tazminat davasının kabulü, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 45.880,45 TL maddi tazminatın, davalı … yönünden kaza tarihi olan 06/11/2012 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 24/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, davacı … için 40.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL ve davacı … için 3.000,00 TL olmak üzere toplam 66.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak yukarıda belirtildiği şekilde davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin davacı istemlerinin ayrı ayrı reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı …’in % 3.3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmesine rağmen anne, baba ve kardeşleri lehine de manevi tazminata hükmolunmasının hatalı olduğunu, hükmolunan manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maddi tazminata ilişkin uyuşmazlık tarafların dava sırasında serbest iradeleri ile imzalamış oldukları 26.12.2018 tarihli “sulh protokolü ve ibraname” başlıklı belge ile tamamen sona ermiş olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, gerçekleştirilen sulh ödemelerinin KTK’nın madde 111.uyarınca makbuz hükmünde değerlendirilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, müteselsil borçluluk hükümleri uyarınca müvekkili şirket dahil tüm davalılar için maddi tazminat yönünden uyuşmazlığın sona erdiğini, davacı vekili tarafından sunulan bedel arttırım dilekçesi ile maddi tazminatın yalnızca davalı …’dan tahsili talep edilmiş ise de mahkemece taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde maddi tazminat yönünden müşterek ve müteselsil hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının taleplerinden fazlasına karar verilemeyeceğini, müvekkili şirket yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, aksi kanaatte olunması halinde sulh nedeniyle maddi tazminat yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiklerini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 06/11/2012 tarihinde davalı … Sigorta A.Ş.’ye ZMSS poliçesi ile sigortalı davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya olan ve yolda karşıdan karşıya geçmekte olan davacı …’e çarpması ile meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralandığı, Adli Tıp Kurumu, 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 31/08/2021 tarihli raporunda % 3,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, kusur raporunda davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde tam ve asli derecede kusurlu olduğunun belirtiltildiği anlaşılmıştır. Yargılama sırasında davalı sigorta şirketi ile davacılar vekili arasında 26/12/2018 tarihinde sulh protokolü ve ibraname düzenlenmiştir. İncelenmesinde sigorta şirketinin asıl alacak, işlemiş faiz, yargılama giderleri, dava vekalet ücreti, icra vekalet ücreti olmak üzere toplam 48.500,00 TL üzerinden anlaşma yapıldığı, sürücü ve işleten dahil olmak üzere davalıların kayıtsız ve şartsız ibra edildikleri görülmüştür. Davacı vekili 11/03/2019 tarihli celsede “Maddi tazminat yönünden zararımız karşılanmıştır bu nedenle maddi tazminat yönünden davanın konusuz kaldığına dair karar verilsin, her iki davalı yönünden de bu talebimiz yoktur, manevi tazminat talebimiz yönünden de müvekkilin yaşının genç olması, birden fazla ameliyat geçirmiş olması nedeniyle bu hususlar göz önünde bulundurularak karar verilsin ” beyanında bulunmuştur. Bu tarihten sonra alınan bilirkişi raporunda ödenen asıl alacağın rapor tarihine kadar faiz uygulanmak sureti ile düşülmesi ile tazminat miktarı bakiye 45.880,45 TL olarak belirlenmiş ve davacı vekilince bu miktar üzerinden 09/04/2022 tarihinde bedel arttırım dilekçesi verilmiştir. Davacı … vekili ile davalı sigorta şirketi arasında 48.500,00 TL ödenmesi karşılığında davalının ibra edildiği, ibra sözleşmesi ve taraf vekillerinin beyanlarından anlaşılmaktadır. Daha yüksek tazminat alacağı olduğu halde, daha düşük bedel üzerinden anlaşma yoluyla alacağını tahsil edip davalıyı ibra eden davacı yan, artan bölüm için talebinden zımnen vazgeçmiştir. Bu itibarla; yargılamanın devamı sırasında ve alacak miktarı belli olduktan sonra, daha düşük bedelin ödenmesi üzerine davalının tamamen ibra edildiği, yapılan ödemenin teminat limitinin altında kaldığı, davacıların, davanın açıldığı tarih itibariyle dava açmakta haklı oldukları, yargılamanın devamı sırasındaki ödeme nedeniyle davanın konusuz kaldığı hususları göz önünden bulundurularak, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebinin kabulü ile hüküm düzeltilmiştir. Ancak bedel arttırım dilekçesinde bakiye tazminat sadece davalı sürücüden talep edilmiştir. Davalı sürücünün bedel arttırım talebine itirazı olmadığı gibi hükmedilen maddi tazminata ilişkin istinaf talebi bulunmadığından yapılan ödemenin düşülmesi ile kalan kısım üzerinden kurulan ve kesinleşen hüküm yeni kurulan hükme aynen aktarılmıştır. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Davacı yayanın yaralanmasının basit tıbbi muayene ile giderilebilecek nitelikte olmadığı, kalıcı maluliyet oluştuğu anlaşıldığından bu yasal hüküm gereğince değerlendirilmesi gerekmektedir. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı). Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, davacı …’in kalıcı maluliyeti oluşması, maluliyet oranı ve iyileşme süresi, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacılar lehine Mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince reddine, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince REDDİNE, B-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: Davalı … hakkında açılan maddi tazminat davasının kabulü, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 1-45.880,45 TL maddi tazminatın, davalı …’dan kaza tarihi olan 06/11/2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle alınarak davacı …’e verilmesine, -Davalı … Sigorta A.Ş. hakkında açılan dava maddi tazminat davası konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacı … için 40.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL ve davacı … için 3.000,00 TL olmak üzere toplam 66.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak yukarıda belirtildiği şekilde davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin davacı istemlerinin ayrı ayrı reddine, 3-Maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 3.134,09-TL ‘nin davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-Manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 4.508,46-TL ‘nin davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 5-Maddi tazminat davası yönünden davacı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 6.764,46-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınıp bu davacıya verilmesine, 6-Manevi tazminat davası yönünden davacı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınıp bu davacıya verilmesine, 7-Manevi tazminat davası yönünden davacı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınıp bu davacıya verilmesine, 8-Manevi tazminat davası yönünden davacı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 6.000,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınıp bu davacıya verilmesine, 9-Manevi tazminat davası yönünden davacı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.000,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınıp bu davacıya verilmesine, 10-Manevi tazminat davası yönünden davacı …’e velayeten … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.000,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınıp bu davacıya verilmesine, 11-Davacı … tarafından açılan ve kısmen reddedilen manevi tazminat davasında, davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınıp davalı …’a verilmesine, 12-Davacı … tarafından açılan ve kısmen reddedilen manevi tazminat davasında, davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınıp davalı …’a verilmesine, 13-Davacı … tarafından açılan ve kısmen reddedilen manevi tazminat davasında, davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınıp davalı …’a verilmesine,14-Davacı …’e valeyeten … tarafından açılan ve kısmen reddedilen manevi tazminat davasında, davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 3.00,00-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınıp davalı …’a verilmesine, 15-Davacı …’e velayeten … tarafından açılan ve kısmen reddedilen manevi tazminat davasında, davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 3.00,00-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınıp davalı …’a verilmesine,16-Davacılar tarafından yapılan 510,54-TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine, 17-Bilirkişi ücretinin suç üstünden karşılandığı anlaşılmakla, 1.700,00-TL bilirkişi ücretinin ve 3.461,50-TL İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı faturaları olmak üzere toplam 5.161,50-TL giderin davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 18-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
C-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-a-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,b-Davalı … yönünden; alınması gereken 4.508,46 TL harçtan peşin alınan (80,70+702,82+1.127,11=)1.910,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.597,83 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2-a-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş.’ne verilmesine, b-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/01/2023