Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2129 E. 2022/2134 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/2129
KARAR NO: 2022/2134
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
NUMARASI: 2022/47 Esas – 2022/852 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 25/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesi ile; Müvekkilinin babası …’nin 08/07/2016 tarihinde davalı …in kullanmakta olduğu aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, olay tarihinde müteveffa’nın 40 yaşında olduğu, geriye kalan müvekkili olan oğlunun ise 5 yaşında olduğunu, babasının maddi-manevi desteğinden mahrum kaldığını, kazaya sebep olan aracın sürücüsü … ve kazaya sebep olan aracın sigortacısı … Sigorta A.Ş’nin meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu belirterek maddi-manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile; Görev itirazında bulunduklarını, davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, dava konusu kazada asli ve tam kusurlunun davacının desteği olan müteveffa olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olduğunu, kusur hesabının yapılması gerektiğini, destek tazminatı hesaplamasının genel şartlarda belirlenen usul ve esaslara göre yapılması gerektiğini, faiz tarihinin kuruma başvurudan 8 iş günü sonrasında olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalı … vekilinin cevap dilekçesi ile; ceza dosyası kapsamında aldırılan Adli Tıp kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi raporu gereğince anılan olayda müvekkilinin tali oranda müteveffanın ise asli oranda kusurlu bulunduğunu, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, olay anında müvekkilinin tüm trafik kurallarına riayet ettiğini, fren ve manevra da yapmış olmasına karşın kazanın gerçekleşmiş olduğundan dolayı müvekkiline izafe edilecek bir kusurun bulunmadığını, davacı tarafın tazminat taleplerini kabul etmediklerini, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, müvekkilinin kazaya karışan aracının kasko poliçesi ile teminat altına alındığını, kasko sigortacısı olan … Sigorta A.Ş.’ye davanın ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. ve 115. maddeleri ile Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2022/509 Esas 2022/2410 Karar sayılı ilamı gereğince Mahkememizin görevsizliğine, davanın görev nedeniyle usulden reddine, Görevli Mahkemenin Saray Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kurulmasına ilişkin kararın 01/09/2021 tarihi itibariyle uygulanacağını, mahkemelerin görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğunu ve her aşamada re’sen gözetilmesi gerektiği hususunun da birlikte değerlendirildiğinde görevli mahkemenin Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, TTK’nın 4. maddesi ve 5/2. maddesiyle, özel yasalarda hangi davaların ticari dava olduğunun açıkça yazıldığını, mutlak ticari davalarda tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari nitelikte olduğunu kabul edilen davalar olduğunu, nispi ticari davaların ise her iki taraf için ticari sayılan konulardan doğan davalar olduğunu, nispi ticari davadan söz edebilmesi için iki koşulun bir arada olması gerektiğini, birinci koşulun her iki tarafın da tacir olması, ikinci koşulun ise davaya konu uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerektiğini, bu sebepten dolayı Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesince verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dosya incelendiğinde Saray Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) 08/12/2021 tarih, 2019/541 Esas ve 2021/732 Karar sayılı kararı ile “Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle görev yönünden reddine, Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dosyasının görevli Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir. Bu karar üzerine dosya Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilerek 2022/47 Esas sırasına kayıt edilmiştir. Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesince de 30/06/2022 tarih, 2022/47 Esas ve 2022/852 Karar sayılı kararı ile karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Uyuşmazlık davayı görmeye hangi mahkemenin görevli olduğu konusundadır. Davanın açıldığı 04/06/2014 tarihinde yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK ‘nın 5. maddesi ile Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi haline getirilmiştir. 8 Temmuz 2021 tarihli 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararıyla Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinin, Tekirdağ ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ve bu kararın 01/09/2021 tarihinde yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Bu kararda Ticaret Mahkemelerinin görevine giren ancak başka mahkemelerde görülmekte olan derdest davaların devredileceğine ilişkin düzenlemeye yer verilmemiştir. Benzer şekilde karşılıklı verilen görevsizlik kararlarının istinaf edilmesi üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairelerinin kesin kararları arasındaki görüş ve uygulama uyuşmazlıklarının giderilmesi için inceleme yapan Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 21/02/2022 tarih, 2022/1073 Esas ve 2022/2686 Karar sayılı kararı ile “Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek, asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığı, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların görülmeye devam edilmesi gerektiği” yönünde karar verilmiştir. Şu halde somut uyuşmazlıkta Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi 01/09/2021 tarihinde faaliyete geçtiği, davanın ise (Tekirdağ ilinde Ticaret Mahkemesinin faaliyete geçtiği tarihten evvel) 29/11/2019 tarihinde Saray Asliye Hukuk Mahkemesine açıldığı, yukarıya aktarılan Yargıtay 5. Hukuk Dairesi kararında da vurgulandığı üzere müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların görülmeye devam edeceği gözetildiğinde Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesince yazılı gerekçe ile verilen görevsizlik kararında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.25/11/2022