Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2079 E. 2023/47 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/2079
KARAR NO: 2023/47
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
NUMARASI: 2021/391 Esas – 2022/343 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 20/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31/08/2014 tarihinde … yönetimindeki motosikletin tek taraflı trafik kazası yapması sonucu yolcu konumunda bulunan davacıların oğlu …’in öldüğünü, sürücü …’e ait motosikletin sigortasının olmadığını bu sebepten Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince …nın sorumlu olduğunu, trafik kazasında evlatlarını yitiren davacıların 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesi uyarınca toplanacak delillere göre destekten yoksun kalma tazminatı olarak şimdilik her bir davacı için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL’nin davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava sebebine göre kanunda, ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılacağını, haksız fiile ilişkin iş bu davanın kazanın vuku bulduğu ceza yargılamasının yapıldığı … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, davanın belirsiz davası şeklinde açıldığını, 6100 sayılı HMK 109/2 maddesi kapsamında bu davanın kısmi dava olarak açılması mümkün olmadığını, … Yönetmeliği’nin 9. ve 15. maddelerine göre de zarar ile zarar sebebinin irtibatlandırılması ve ilgililerin zararlarının tazmini için gerekli evraklarla birlikte usulüne uygun şekilde …na başvurulması gerektiğini, hatır indirimi yapılması gerektiğini, araç malikinin araştırılması gerektiğini, dava açmadan önce başvuru yapılması hukuki bir ön koşul olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile, davacı … için 134.431,55 TL davacı … için 79.968,46 TL maddi tazminatın 19/12/2014 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Islaha esas bilirkişi raporunda kusur indirimi yapılmış olmasına rağmen mahkeme tarafından müterafik kusur denilmek sureti ile 2. kez kusur indirimi yapılmasının hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda müteveffanın evleneceği ve çocuk sahibi olacağı varsayımına dayalı indirim yapılmasının kabul edilemeyeceğini, Yerel Mahkemece hükme esas alınan 04/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda bilinen döneme ait kazançların 21/11/2014-04/02/2022 tarihleri arasında hesaplanmış olduğunu ancak bilinen işlemiş dönemin, hesap tarihi itibari ile bilinen veriler olduğunu, 31/12/2022 tarihine kadar asgari ücret bilindiğini, bu nedenle 31/12/2022 tarihine kadar bilinen işlemiş dönem hesabı yapılması gerektiğini, yeni raporun tanzim tarihinde 31/12/2022 tarihine kadar asgari ücret bilindiğinden hesaplamada bu hususa göre işlem yapılması gerektiğini, müteveffanın yaşanan kazada kusuru bulunmadığını, kusur indirimini kabul etmediklerini, hatır taşımacılığının olmadığını, taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığını ayrı ayrı nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 20/05/2021 tarih, 2019/1297 Esas ve 2021/875 Karar sayılı kararı ile ” …Mahkemece hükme esas alınan tazminat raporunda destek payları hesaplanırken davacı anne ve babaya ayrılan destekten yoksun kalma pay oranları Yargıtay 17. hatalı tespit edilmiştir. Şöyle ki, hayatın olağan akışına göre trafik kazası sonucu ölen küçük çocuk ölmeseydi 18 yaşına gelmesi ile birlikte gelir elde edeceği ve ana ve babaya bakması muhtemeldir. Desteğin ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babaya %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay vererek yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14’er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya %12,5’er pay verilmesi gerektiği, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekirken ilk 23 yıl desteğin gelirinin 1/7 ‘şer annesi ve babasına, sonraki 5 yıl da sadece annesine ayıracağının kabulüyle hesaplama yapılması doğru olmayıp bu yöndeki bilirkişi raporunun hükme esas alınması isabetli değildir. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52. md.) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Dosya kapsamına alınan Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/2730 esas sayılı dosyasında düzenlenen 10/09/2014 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağında desteğin beyin zarları arasında kanama,beyin-beyin sapında intraventriküler ve intraparankimal, iç organ yaralanması, tedavisinde gelişen bradikardi ve hipotansiyon nedeni ile öldüğü belirtilmiştir. Bu nedenle yaralanan bölgenin kafa bölgesi olması nazara alındığında desteğin kask takmamasının zarara etkili olduğu değerlendirildiğinde hesaplanan tazminattan Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatları da göz önüne alınarak %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/16975 E. ve 2019/9179 K. sayılı kararı). Dosya kapsamı içerisine alınan Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığı 2014/2730 esas sayılı dosyası kapsamında sürücü …’in alınan ifadesinde motosikleti destek Mazlum ile ortak aldıklarını beyan ettiği görülmüş, aksi yönde davalı tarafından bir delil sunulmamıştır. Bu kapsama mahkemece şartları oluşmamasına rağmen hatır indirimi uygulaması doğru olmamıştır…” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda aktüerya bilirkişiden Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına uygun destekten yoksun kalma pay oranları gözetilerek bilirkişi raporu alınarak karar verilmiş olmasında, isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin tazminat hesabına yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda bilinen dönem sonunun rapor tarihi olan 04/02/2022 tarihine kadar hesaplandığı, bu hali ile rapor tarihindeki güncel asgari ücrete göre hesaplama yapıldığı görülmekle bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. Kaldı ki yapılan hesaplama sonucunda tespit edilen tazminat miktarı dahi kaza tarihindeki trafik poliçe limitinin üzerinde olduğu, bu nedenle garameten paylaştırma yapıldığı anlaşıldığından sonuç olarak bilinen dönem 31/12/2022 tarihine kadar alınsa dahi davalı poliçe limiti ile sorumlu olduğundan tazminatın daha fazla çıkacak olması sonuca etkili olmayacağından istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Dairemiz kararı ile müterafik kusur ve hatır indirimi yönünden değerlendirme yapıldığı görülmekle aynı yöne ilişkin istinaf talepleri değerlendirilmemiştir. Ancak mahkemece hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raparunda desteğin kasak takmamasından dolayı %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak tazminatın belirlendiği gözetilmeden tekrardan aynı gerekçe ile %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak karar verilmesi doğru olmamıştır. İlk Derece Mahkemesinin ilk kararına karşı davacılar vekili tarafından vekalet ücretinin her bir davacı için ayrı ayrı verilmesi gerektiği yönünde istinaf talebi bulunmadığından davalı yararına bu yönden usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetildiğinde davacılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Bu nedenle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın kabulü ile, davacı … için 168.039,43 TL davacı … için 99.960,57 TL maddi tazminatın 19/12/2014 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Alınması gereken 18.307,08 TL harcın (34,20 TL peşin harç + 653,45 TL tamamlama harcı ve 193,60 TL ıslah harcından )= 881,25 TL mahsubu ile bakiye 17.425,83 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafça yatırılan başvuru harcı, peşin harç, tamamlama harcı ve ıslah harcının toplamı olan 906,45 TL ‘nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 40.520,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan 2.788,53 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 85,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 220,70 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/01/2023