Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/207 E. 2022/169 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/207
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
NUMARASI: 2021/341 Esas – 2021/707 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/01/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05.02.2019 tarihinde; Müvekkiline ait … plakalı aracın davalı yanca sigortalı olan … plakalı aracın şoförünün kusurlu olması sebebiyle oluşan kazada hasar gördüğünü, ortaya çıkan hasar sebebi ile araç onarımda kaldığını, bu süre içerisinde, müvekkilinin aracını kullanmadığını, aracının olmaması nedeni ile araç mahrumiyetine ilişkin alacak oluştuğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile henüz belirsiz olan alacaklarının şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı yanlardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 05.02.2019 tarihinde … plakalı araç ile … plakalı araç arasında çift taraflı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacı tarafından maddi tazminata ilişkin dava tutarı miktarının belirsiz alacak davası şeklinde açılmayacağını, davacı tarafın araç mahrumiyeti zararının tazmini talebi poliçe teminat kapsamı dışında olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “1-Davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın 6100 sayılı HMK nun 114-1-h 107/1 maddeleri uyarınca hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, ” karar verildiği görülmüştür. Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece usulden reddedilecek nedenin görülmesi halinde davalıya tebliğ ettirerek taraflarına zarara sebebiyet verdiğini ve dosyanın ilk celsesinde dosyanın usulsüzlük nedeni ile davanın reddine karar verdiğini, bu hususun hem kanun koyucunun amacına hemde ruhuna ters düşmesi nedeni ile öncelikle belirsiz alacak davasının tensip ile usulden reddedilmesi gerekirken duruşma açılarak reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile tarafları aleyhine vekalet ücretinin hükmedilmemesinin gerektiğini, aksi kanaatte olunması halinde ise davayı açmış oldukları bedelin 100- TL olup yerel mahkeme tarafından müvekkili aleyhine hükmetmiş olduğu vekalet ücretinin 4.080,00- TL olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ayrıca mahkeme tarafından gerekçeli kararının 4 nolu bendinde ”1.320- TL arabuluculuk ücretini ” adalet bakanlığın bütçesinden ödenen” denmek sureti ile herhangi bir araştırma yapmaksızın; yani arabulucuya iş bu bedelin ödenip ödenmediğinin araştırması yapılmaksızın bu şekilde hüküm kurulmasının da hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Mahkemece ön incelemede dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek karar verilmelidir (HMK’nın 137/1 ve 140/1 maddeleri). Ancak ön inceleme dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılabilecektir (HMK’nın 137/1, 139/1 ilk cümle). Bu durumda Mahkemece dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verilebilmesi için dilekçe teatisi aşmasının tamamlanması zorunludur. HMK’nun 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Bu nedenlerle mahkemece taraf teşkili sağlandıktan sonra dava şartı yokluğu nedeni ile karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemenin karar tarihinde yürürlükte olan 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümleri 13/2. maddesine göre hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. Somut olayda davacı davasını belirsiz alacak davası olarak açmış ve dava dilekçesinde talep miktarı toplamda 100,00 TL olduğu ıslahta bulunmadığına göre, davanın reddine dair verilen kararda davalı lehine 100,00TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13, 18/14 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326. maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır. Bu nedenle eldeki dava yönünden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın reddine karar verilmesi nedeni ile davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına dair karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın 6100 sayılı HMK nun 114-1-h 107/1 maddeleri uyarınca hukuki yarar yokluğundan usulden REDDİNE, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 3-Yeteri kadar harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 5- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesine göre belirlenen 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 45,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.31/01/2022