Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2025 E. 2023/109 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/2025
KARAR NO: 2023/109
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/06/2022
NUMARASI: 2014/875 Esas – 2022/473 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/07/2008 tarihinde Ceyhan/Adana da birden fazla aracın karıştığı trafik kazasında … plakalı motorsikletde yolcu olan … vefat ettiğini, kazaya karışan araçlardan birinin plakası ve sürücüsünün tespit edilemediğini, bu nedenle kazada …nın sorumluluğunun doğduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihinde yürürlülükte olan zorunlu mali sorumluluk sigortasının davacı şirkette olduğunu, davacı şirketin aktüerya hesabı yaptırarak vefat edenin anne ve babasının destekten yoksun kalma zararının 16.661,00 TL olarak tespit edildiğini, davacı şirketin 16.661,00 TL destek tazminatının tamamının hak sahiplerine 21/05/2009 tarihinde ödendiğini ve ibraname alındığını, davacı şirketin meydana gelen zarardan sigortalı aracın kusuruyla sınırlı sorumlu olduğu halde müteselsil sorumluluğun varlığı nedeniyle destek tazminatının tamamının davalıdan talep ettiğini, bu nedenlerle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takibe konulan 12.495,00 TL asıl alacak ve 782,00 TL yasal faiz alacağına vaki itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketinin dava konusu istemle ilgili …na rücu talebinde hakkı bulunmadığını, davacı sigorta şirketinin hak sahibi üçüncü kişilere yanlış veya fazla ödeme yaptığı iddiasındaki tutarının, tekrar hak sahiplerinden istirdadını istemesi gerektiğini, dolayısıyla Güvence Hesabının hak sahipleri dışında kalan üçüncü kişilere ödeme yapma yükümlülüğü bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın Kabulü İle, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 12.495,00 TL asıl alacak 782,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.277,00 TL üzerinden devamına, asıl alacak yönünden takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar yasal faizi işletilmesine, şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu olaya karışan ve plakası tespit edilemeyen aracın kusuru oranında, İstanbul Anadolu 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Eski Üsküdar 2.Asliye Hukuk Mahkemesi) 2009/126 E. sayılı dosyanın yargılaması sırasında ve dosya karara çıktığında mağdur vekilinin banka hesabına, 06.08.2012 tarihinde destek tazminatı yönünden 17.254,77 TL anapara olmak üzere, ödeme yapıldığını, kaldı ki İstanbul Anadolu 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/126 E. sayılı dosyası, Yargıtay incelemesinden geçtiğini ve onandığını, müvekkili şirket yönünden usulü kazanılmış hak doğduğunu, müvekkili kurum, plakası tespit edilemeyen aracın kusuru oranında, ödeme tarihi itibarıyla, dava konusu edilen yükümlülüğünü yerine getirdiğinden, davanın reddi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü ve birden fazla yaralı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen tazminatın kusur oranında rücu için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 13/07/2008 tarihinde Ceyhan/Adana da birden fazla aracın karıştığı trafik kazasında davacıya zmm ile sigortalı … plakalı motorsikletde yolcu olan …’nın vefatı nedeniyle anne ve babasının destekten yoksun kalma zararının 16.661,00 TL olarak tespit edildiğini ve davacı şirketin 16.661,00 TL destek tazminatının tamamının hak sahiplerine 21/05/2009 tarihinde ödendiğini ve ibraname alındığını, kazaya karışan araçlardan birinin plakası ve sürücüsünün tespit edilemediği bu nedenle kazada …nın sorumluluğunda olan miktarın müteselsil sorumlu olan davalıya rücu için başlatılan takibe itirazın iptali istemi olduğu anlaşılmaktadır.Kaza nedeniyle düzenlenen kaza tespit tutanağında kazaya sebebiyet veren sürücü tespit edilemediğinden kusur dağılımı yapılamadığı belirtilmiştir. Ödemeden sonra mirasçılar tarafından bu dosyanın davacısı ile birlikte … ve diğer sigorta şirketi aleyhine açılan Üsküdar 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2009/126 Esas sayılı dosyada davalı …nın sorumluluğunda bulunan araç sürücüsü %75, davacıya sigortalı olan … plakalı motorsiklet sürücüsü %25 kusurlu olduğu tespit edilerek, davacının davadan önce yaptığı ödemenin güncellenerek hesaplanan 23.006,37 TL destekten yoksun kalma tazminatının davacı ve davalıdan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Bu karar temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Mahkemece çok sayıda bilirkişi raporu alınmış ve hükme esas aldığı son bilirkişi raporunda mükerrerlik iddiası ve dosya incelenerek faiz yönünden ve davacının ödemesinin hesaplanarak gerçek zararı aşan ödemesi bulunmadığı tespit edilmiş olup buna göre; işbu davada rücuya konu ölüm olayının, destekten yoksun kalma tazminatının %100 kusur üzerinden hesaplanarak, rücuya esas tutarın plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsünün yasa gereği sorumlusu olan …na %75 oranında rücu talep edildiği, davacı sigorta şirketinin sigortalısına davadan önce 21/05/2009 günü ödeme yaptığı, ödemede anne yönünden 8.086,50TL ve baba yönünden 8.574,50TL olmak üzere toplam 16.661,00 TL olduğu, davacının ödeme yaptığı tarih itibariyle hesaplanan tutardan çok yüksek olduğu, hal böyle olunca davacı sigorta şirketinin ödemesinin gerçek zararı aşan ödemesi bulunmadığı, zararın tamamını ödeyen davacının %75 rücu hakkı bulunduğu, bu tutarın %75 oranında kusura karşılık gelen tutarın 12.495,75TL olduğu, mükerrerlik oluşabilmesi için, davalının da aynı kapsamda ödeme yapması gerekeceği; Üsküdar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/126 Esas sayılı dosyasından asıl dava yönünden (…’ın ölümü sebebiyle açılan destekten yoksun kalma davası) … Sigorta A.Ş.’nin ödemesinin tenzilinden sonra kalan miktarın karar altına alındığı; dolayısıyla işbu davaya konu rücu ödemesinin zaten düşülerek davalılardan tahsiline karar verildiğinden, anılan davada karar altına alınan tutarın işbu rücuya konu tutarla mükerrerlik teşkil etmesinin söz konusu olmadığı, zira mahkemece zaten bu tutarın |indirilmesinden sonra kalan miktarın karar altına alındığı ödemeye konu tutar dışındaki karar altına alınmakla yapılan ödemenin mükerrerlik oluşturmadığı yani davacının talebinin dava öncesi ödenen miktara ilişkin olduğundan mahkemece davanın kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 906,95 TL harçtan peşin alınan 227,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 679,95 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.26/01/2023