Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2024 E. 2023/46 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/2024
KARAR NO: 2023/46
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
NUMARASI: 2021/228 Esas – 2022/446 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 20/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkillerinin müteveffa …’nin anne,baba,eşi ve çocuğu olduğunu,maliki davalı …, sürücüsü … olan … plakalı kamyonun 15/11/2013 günü saat 03:59’da yol kenarındaki emniyet şeridinde duraklayan araca çarparak,davacılar murisi 33 yaşındaki …’nin vefatına sebep olduğunu, davalı … Sigorta şirketinin … araç için ZMMS sigortacısı, davalı … Sigorta’nın ise aracın kasko sigortacısı olup, ihtiyari mali mesuliyet teminatından dolayı zarardan müşterek ve müteselsil sorumlu olduğunu, müvekillerinin maddi ve manevi olarak destekten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili … ve doğmamış çocuğu (sağ doğum sonucu …) için ayrı ayrı 10.000,00 TLer olmak üzere 20.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren %18 ve artan oranda avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, … ve … için yine fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile ayrı ayrı 10.000,00 TL’er olmak üzere 20.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren %18 ve artan oranda avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili … ve doğmamış çocuğu için ayrı ayrı 100.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın, davacılar … ve … için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 75.000,00’er TL’den toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren %18 ve artan oranda avans faizi ile birlikte davalı …, davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş.’den poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu … plakalı aracın Motorlu Kara Taşıt Araçları Tüm Oto sigortası ile sigortalı olduğunu, poliçe gereğince zarar ilişkin limitin 50.000,00 TL olduğunu, KTK’nın 86.maddesi gereğince araç işletenin ve sürücüsünün kusursuz olduğu taktirde sigortacının da tazminatı ödeme yükümlülüğünün olmayacağını, davacıların talep ettiği tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu … plakalı aracın sigortacı şirket olarak tanzim edilen 09/04/2013-09/04/2014 vadeli poliçe ile ZMMS ile sigortalı olduğunu, araç sürücüsünün kusurunun tespiti halinde ortaya çıkacak zarardan kaynaklanan tazminatın hesaplanması için dosyanın aktüer bilirkişisine tevdini talep ettiğini, ayrıca davacının avans faiz talebine de itiraz ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza mahallinde emniyet şeridi olmadığını, olay yerinde emniyet şeridi olduğunu gösteren herhangi bir tabelada bulunmadığını, söz konusu olayda davacılar ve … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ; Davalının düzenlediği ZMM Sigorta limiti 250.000,00 TL ve … plakalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olmak üzere davacı … için 134.253,00 TL, davacı … için 50.699,00 TL, davacı … için 24.547,00 TL, davacı … için 40.501,00 TL’nin tahsilde tekerrür olmamak üzere dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınıp davacılara verilmesine, Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden; 50.000,00 TL maddi ve manevi tazminatı sigorta limiti ve … plakalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olmak üzere davacı … için 26.850,00 TL, davacı … için 10.139,00 TL, davacı … için 4.909,00 TL, davacı … için 8.100,00 TL’nin tahsilde tekerrür olmamak üzere dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınıp davacılara verilmesine,Davalılar … plakalı araç sahibi işleten … ve araç sürücüsü … yönünden; araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olmak üzere davacı … için 322.021,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi, davacı … için 121.608,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi, davacı … için 58.878,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi, davacı … için 97.145,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın tahsilde tekerrür olmamak üzere dava tarihinden itibaren maddi tazminatlar için avans faizi ile manevi tazminatlar için yasal faiz yürütülerek davalılardan alınıp davacılara verilmesine, Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin zamanaşımı def’nin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar …, … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalılar…, … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kusur oranları arasında çelişki bulunduğunu, bu çelişkinin giderilerek hüküm kurulması gerektiğini, dava konusu trafik kazası sebebiyle istanbul 18.Ağır Ceza Mahkemesinin 20124/192.E sayılı dosyası ile ceza davası açılmış ve ceza yargılamasında olay yerinde uygulamalı olarak keşif yapılarak kazaya karışanların gerçek kusur oranları belirlenmesi gerekirken kusur raporları arasında çelişki giderilmeden karar verildiğini, destekten yoksun kalma tazminatının hesaplamasının hatalı olduğunu, takdir edilen manevi tazminat miktarının fahiş ve yüksek olduğunu, davacıların davalılardan … Sigorta A.Ş. ile anlaştıkları ve bu sigorta şirketinden ferileri ile birlikte ödeme almış olduğunun sigorta şirketi vekilinin karardan sonra dosyaya sunduğu dilekçeden anlaşıldığını, kararın hüküm kısmının açık ve net infazda tereddüt yaratmayacak şekilde olması muallak olmaması gerekirken hüküm kısmı karmaşık anlaşılabilir olmadığından davacılar sigorta şirketlerinden alacakları ve aldıkları maddi tazminatların mükerrer olarak müvekkilin tahsili de mümkün olacağından kararın düzeltilmesini veya kaldırılmasını talep ettiklerini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 23/02/2021 tarih, 2019/288 Esas ve 2021/308 Karar sayılı kararı ile kusur yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalılar vekilinin hesap bilirkişi raporuna ilişkin istinaf taleplerinin Daire kararımız ile değerlendirildiği anlaşıldığından aynı yöne ilişkin istinaf talebi değerlendirilmemiştir. İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda ceza mahkemesi dosyasının sonucu beklenmiş, sonucuna göre bilirkişi raporu aldırılmış, ilk kararın davacı tarafından istinaf edilmemesi nedeni ile usuli kazanılmış haklar gözetilerek davalı lehine olan ilk hükümde kabul edilen kusur raporuna göre karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığından davalılar vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı). TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesi ve 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından manevi tazminata ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamına davalı … Sigorta tarafından karar tarihinden sonra sunulan sulh dilekçesinin mahkemece davacı tarafa tebliğ edildiği davacılar vekili tarafından davalı Sigorta Şirketi ile sulh olunduğunun kabul edildiği görülmektedir. Davalı sigorta vekili tarafından sunulan sulh dilekçesinin 20/11/2018 tarihi olduğu görülmekle birlikte ödemenin ne zaman yapıldığına ilişkin belgeler sunulmamıştır. Mahkemece taraflardan sulhe ilişkin yapılan ödemenin tam olarak tespiti sağlanarak sulh sözleşmesi kapsamında diğer davalıların durumu da tartışılarak karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalılar …, … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalılar … , … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalılar …, … vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/01/2023