Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/2005
KARAR NO: 2023/292
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
NUMARASI: 2021/391 Esas – 2022/381 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/06/2014 tarihinde Sultanbeyli yakınlarında meydana gelen trafik kazasında davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırımda bulunan müvekkili …’e çarptığını, meydana gelen kazada müvekkilinin ağır yaralandığını, kaza tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, davaya konu kaza ile ilgili olarak daha önce İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1572 Esas sayılı dosyasının ikame edildiğini, iş bu dava dosyasına fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak bir kez bedel arttırım, bir kez ıslah dilekçesi sunulduğunu, sunulan bu dilekçelerden sonra dava dosyasından alınan 3. bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalar doğrultusunda dava dosyasına tekrar ıslah dilekçesi sunduklarını ancak mahkemece son sunulan ıslah dilekçelerinin mahkemece dikkate alınmayarak 114.021,33 TL iş görememezlik, 2.000,00 TL bakıcı gideri tazminatına hükmedildiğini, 2. Islah dilekçelerinde belirttikleri 19.106,40 TL iş göremezlik, 822,40 TL bakıcı gideri yönünden hüküm kurulmadığını beyan ederek hüküm altına alınmayan 19.106,40 TL iş göremezlik, 822,40 TL bakıcı gideri zararı olmak üzere toplam 19.928,80 TL maddi tazminatın 09/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın hukuki menfeat yokluğundan reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1572 E. Sayılı dosyasından tanzim ettirilen maluliyet raporları doğrultusunda dosyada birden fazla aktüer rapor düzenlendiğini, bu süreçte fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak bir kez bedel artırım, bir kez de ıslah yapıldığını ancak Mahkemece tanzim ettirilen 07/09/2020 tarihli 3. bilirkişi raporu ile müvekkilinin 2,5 ay başkasının desteğine ihtiyacının bulunduğu ve 2.822,40 TL bakıcı gideri ile 133.127,73 TL iş gücü kaybı tazminatına hak kazandığının tespit edildiğini, her ne kadar dosyaya 07/09/2020 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 3. kez bedel artırım dilekçesi sunulmuşsa da, daha önce bir kez bedel artırım, bir kez de ıslah dilekçesi sunulduğundan, usul hukuku gereği 3.bedel artırım dilekçesi Mahkemece dikkate alınmadığını, bu kapsamda ikinci bedel artırım dilekçesinin ıslah kabul edilerek 114.021,33 TL iş göremezlik, 2.000,00 TL bakıcı gideri tazminatına hükmedildiğini, Anadolu 6. ATM dosyasında fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu dikkate alındığında davacı müvekkilinin tespit edilmiş ancak hüküm altına alınmamış bakiye maddi zararları bakımından eldeki davayı açtıklarını, İlk Derece Mahkemesi kararında bakiye tazminatın ilk açılan davada tartışılarak reddedilmiş olduğu kabul edilmişse de, ilk açılan dava dosyasında usul hukuku gereği dava değerinin 2. kez artırılamaması ve ıslah edilememesi sebebiyle ikinci bedel artırım dilekçesi ıslah kabul edilerek karar verildiğini, bu kararın esasa değil usule ilişkin olduğunu, Anadolu 6. ATM kararına karşı taraflarınca istinaf kanun yoluna başvurulmamasının bakiye zararlardan feragat edildiği anlamına da gelmediğini, Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1572 E. sayılı dosyasının hem tespit, hem de eda taleplerini içerdiğini, eldeki davanın ise önceki dosyada tespit edilen ancak hüküm altına alınmayan bakiye alacak meblağı yönünden eda davası niteliğinde ikame edildiğini, böyle bir durumda zamanaşımı süresi içerisinde ek dava açılmasında herhangi bir yasal engel bulunmadığını, zira doktrinde ve Yargıtay uygulamasında eda davalarında davacının hukuki yararının bulunduğu karine olarak kabul edildiğini, öte yandan davacının dava açmaktan başka bir yolla alacağına kavuşması mümkün olmayıp bir mahkeme kararına muhtaç ise, dava açmakta hukuki yararının bulunduğunun da tartışmasız olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Belirsiz alacak davasında davacı, alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra HMK’nın 107.maddesine dayalı olarak bir kez alacağını artırabilir. Ayrıca davasını HMK’nın 176. ve devamı maddelerine göre bir kezde ıslah edebilir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/19844 Esas ve 2019/8286 Karar sayılı kararı). Dosya kapsamında, dava konusuna dayanak İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1572 Esas sayılı dosyasında mahkemece; davacı tarafın davasını HMK 107. Maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açtığı, bedel artırım açıklamasıyla üç defa talep sonucunu artırdığına dair dilekçelerini sunduğu, Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre de birinci defa artırım, ikinci defa yapılanın ıslah kabul edilebileceği, üçüncü defa artırımın mümkün olmaması nedeniyle ikinci dilekçe üzerinden talebin kabulüne karar verilmiştir. Davacılar vekili İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1572 E. Sayılı dosyasında davalı tarafın itirazı üzerine alınan 3.bilirkişi raporunda belirlenen tazminata 3.kez bedel arttırım talebinde bulunduğu bu talebin kabul edilmediğinden eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Yine bu dosyada alınan 2.bilirkişi raporuna karşı davacılar vekilinin itirazı bulunmadığından, davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu da dikkate alınarak mahkemece 2.bilirkişi raporuna göre ikinci kez arttırılan talebe göre karar verilmiştir. Bu durumda, asıl davada davacılar vekilinin bilirkişi raporuna itirazı olmadığından 2.raporda belirlenen tazminat miktarı bakımından davalılar yararına usuli kazanılmış hak oluşması nedeniyle davacıların 3.raporda belirlenen tazminat talep hakkı bulunmadığından mahkemece; “… yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre de birinci defa arttırım, ikinci defa yapılanın ıslah kabul edileceği, üçüncü defa arttırımın mümkün olmaması nedeniyle ikinci dilekçe üzerinden talebin kabulüne karar verilerek fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş olup; ilk açılan davada davacının talebi değerlendirilmiş reddine ilişkin gerekçe açıklanmış olup davacı yanca karara itiraz edilmemiş ve itiraz edilmeyerek kararı bu şekilde kabul ederek bakiye kalan tazminat yönünden iş bu dava açılmış ise de; ilk açılan dava da talebi tartışılarak gerekçelendirilmiş ve reddedilmiş bir konuda tekrar dava açmasında hukuki menfaat bulunmadığı ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.23/02/2023