Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1962 E. 2022/2430 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1962
KARAR NO: 2022/2430
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/10/2021
NUMARASI: 2021/820 Esas – 2021/891 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkil şirketin işletmiş olduğu TEM otoyolu HGS Ispartakule 10 nolu gişesinin kamerasına 20/03/2016 tarihinde davalı sigorta şirketinin sigortacısı olduğu … plakalı fort marka aracın geçişi esnasında HGS-KGS ve OGS ekipman bina ve kameralarına çarpmak suretiyle %100 kusurlu olduğu yaptığı kaza nedeniyle meydana gelen toplamda KDV dahil 12.991,49 TL’lik hasar meydana geldiğini, söz konusu hasar nedeniyle belirtilen meblağ harcanarak zarar giderilmesi neticesinde müvekkil şirketin zararlarının tahsilini teminen kaza tarihinde araç maliki ve sigortacısı aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine davalı tarafından yapılan itiraz ile icra takibinin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası takip dosyasının yetkisiz icra müdürlüğünde açılmış olduğunu, iş bu davanın usulden reddinin gerektiğini, zamanaşımının dolduğunu, meydana gelen kazadaki kusur durumunun yargılamayı gerektirdiği, icra inkar tazminatı şartlarının bulunmadığı belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu olayın davalı sigorta şirketince sigortalanan aracın davalı müvekkili şirketin HGS gişesine çarparak zarar vermesine ilişkin trafik kazası olduğunu, davaya konu kazanın olduğu ilçe olarak mahkemece işaret edilen Küçükçekmece İlçesi ile icra takibinin açılmış olduğu Büyükçekmece ilçesinin birbirlerine çok uzun sınırları bulunduğunu, kazanın olduğu yer olarak Büyükçekmece İlçesinin düşünülmesi ise o bölgede yargı çevresi tespitinde yaşanılan zorluktan kaynaklandığını, İstanbul gibi devasa bir şehirde adres ve yetkili yargı çevresinin tespitinde yaşanılan güçlüğün aşikar olduğunu, ancak zaten hal böyle olsa da Büyükçekmece İlçesinde bu icra takibinin açılmasının usule ve yasaya uygun olduğunu, ayrıca davacı müvekkili şirketin yurt genelinde binlerce işyeri ve idari birimleri olduğu gibi Büyükçekmece İlçesinde de onlarca işyerleri ve idari birimleri bulunduğunu, bu nedenle de icra takibinin yetkili olan yargı çevresinde başlatıldığını, internet üzerinden google davalı sigorta şirketinin Büyükçekmece’deki acenta ve temsilcilikleri ile alakalı olarak bir sorgulama yapıldığında pek çok acenta ve temsilciliğinin görülebileceğini, işte bunlar yapılmayarak doğrudan davalı adresinin Büyükçekmece’de olmadığından bahisle icra takibinin yetkili icra dairesinde açılmadığından bahsedilmesinin hem usule hem de yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: 6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. 6100 sayılı HMK’nın haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesinde HMK’nın 7/1-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetki sözkonusu değildir. Haksız fiil halinde HMK’nın 16. maddesi gereğince birden fazla mahkemenin (icra müdürlüğünün) yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanınmış olduğu gözönüne alındığında, davacı, bu mahkemelerden (icra müdürlüklerinden) birinde dava açmak hususunda seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemelerden (icra müdürlüklerinden) hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkeme de (icra müdürlüğünde) açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. İİK’nun 50/1.maddesi uyarınca para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile tatbik olunması gerekmektedir. 2918 sayılı KTK’nun “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde “Ortak Hükümler” ana başlığı altında “Yetkili Mahkeme” alt başlıklı 110. maddesinde ise; “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” ifadesine yer verilmiştir. Anlaşılacağı üzere sigorta şirketinin tüm acenteleri değil, poliçeyi düzenleyen acentesinin bulunduğu yer yetkilidir. Somut uyuşmazlıkta davada, haksız fiil niteliğinde trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talep edildiğinden kesin yetki kuralına tabii değildir. Haksız fiil Küçükçekmece adli yargı sınırları içerisinde meydana gelmiştir. İcra takibi Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından başlatılmıştır. Davalı borçlu tarafından icra müdürlüğünün yetkisine İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu belirterek itiraz edilmiştir. Davalı sigorta şirketinin merkezinin İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinin yetki çevresi içerisinde Ataşehir’de bulunduğu görülmektedir. Bu durumda birden çok icra müdürlüğünün yetkili olduğu ve kesin yetki kuralının bulunmadığı bu halde davacının yetkisiz olan Küçükçekmece icra takibi başlatması üzerine seçim hakkı süresinde yetki itirazında bulunan davalıya geçmiş olup davalı seçimini kendi ikametgahından yana kullanmış olması nazara alındığında takibin başlatıldığı icra müdürlüğü yetkisiz olacağından İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya bir aykırılık yoktur. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/12/2022