Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1935 E. 2023/1067 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1935
KARAR NO: 2023/1067
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/05/2022
NUMARASI: 2021/745 Esas – 2022/434 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 06/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.04.2012 tarihinde saat 16.00 sıralarında davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı minibüs ile seyir halindeyken virajı geniş alarak karşı şeride geçtiğini ve şerit ihlali yaptığını, bu esnada aksi istikametten kendi şeridinde seyir halinde olan müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletine minübüsün sağ tarafından çarpması sonucu müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ve malul kaldığını, kazanın oluşumunda davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 06.05.2021 tarih ve 2223 sayılı rapora göre müvekkilinin çalışma gücü ve meslekte gücü sürekli kayıp oranının %15,2 olduğunun tespit edildiğini, 120 gün geçici iş göremezliğe, 60 günde başka birinin sürekli bakımına ihtiyacı olduğu ve 4.000,00 TL fatura edilemeyen tedavi gideri olduğunun tespit edildiğini, maluliyet tespiti yapıldıktan sonra sigorta şirketine 17/05/2021 tarihinde başvuru yapıldığını ancak sigorta şirketinin müvekkiline ödeme yapmadığını belirterek fazlaya ilişkin dava ve hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, 1.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının, 1.000,00 TL bakıcı gideri tazminatının sigorta şirketi için şirkete bildirim tarihinden itibaren, diğer davalı için kazanın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile tahsiline, 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi hariç olmak üzere diğer davalı …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsilini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davada zamanaşımının geçtiğini davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine Sigorta Tahkim Komisyonuna 2021.E.149362, 2021.E.135837, 2021.E.131215 sayılı 3 ayrı başvuru yapıldığını, 3 ayrı dosyada da Uyuşmazlık Hakem Kararı ile başvurunun reddine karar verildiğini dolayısıyla Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Kararları nedeniyle kesin hüküm oluştuğunu iş bu davaya kesin hüküm itirazında bulunduklarını, davacının zararını arttırıcı etkisi tespit edilerek tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacının sürücü belgesiz (A2) olarak motorsiklette kask ve dizlik koruyucu tedbirleri olmadan seyahat ederken kazaya karıştığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduğunu, zamanaşımı ve hakdüşürücü süre itirazlarının olduğunu, davacı tarafın sadece daimi sakatlık için sigorta şirketine başvurduğunu ancak geçici iş göremezlik ve tedavi giderleri için usule uygun bir başvuru yapmadığını, kusur isnadı ve maluliyet raporunu kabul etmediğini, kaza anında davacının kask ve koruyucu malzemesinin olmadığını, davacının faiz talebinin hatalı olduğunu, uzlaşma yapıldığından tazminat talep edilemeyeceğini, davacının manevi tazminat talebinin haksız ve fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yazılı şekilde mahkemeye sunulan rapor ve tedavi evraklarını Yargıtay kararlarına aykırı şekilde daraltıcı yorumla yazılı şekilde yerel mahkemenin hüküm kurduğunu, zira davacı meydana gelen kaza sonrası belli periyotlarla Bartın Devlet Hastanesi ve Düzce Üniversitesi Rektörlüğü Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde tedavilerine devam ettiğini ve artan şikayetleri sonrası İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde muayene olarak Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı 06/05/2021 tarihli adli tıp raporu aldığını, yani davacının sonradan ortaya çıkan, beklenmeyen ve önceden kestirilemeyen sakatlığı nedeniyle ilk defa 06.05.2021 tarihinde rapor alarak kaza ile illiyet bağı olan sakatlığını öğrendiğini, mahkemenin zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar vermesinin hukuki mesnetten yoksun olduğunu, trafik kazasından doğan bedensel hasarlarda zamanaşımı süresinin borçlar kanununda belirtildiği üzere zararın öğrenildiği tarihten başlamak üzere 2 yıl ve her halükarda 10 yıl olduğunu, zamanaşımı süresinin başlangıcı ise olay tarihi ya da tazminat sorumlusu ile zararın öğrenilme günü değil, sürekli sakatlığa ilişkin kesin raporun ortaya çıktığı ve öğrenildiği tarih olduğunu, zamanaşımının başlangıcının, davacının sakat kaldığını öğrendiği tarih olduğunu, müvekkili tarafından İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından alınan 2223 numaralı adli tıp raporu uyarınca müvekkilinin sakatlığını öğrendiğini, ilgili rapor tarihi 06/05/2021 olduğundan bahisle zamanaşımından bahsetmenin mümkün olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından,19.04.2012 tarihinde davalı sürücünün yönetimindeki davalı … şirketine ZMMS sigortalı bulunan … plakalı aracı ile davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet arasında meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanması nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır.2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmü, yine aynı Kanun’un 109/2. maddesinde ise “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından, sürücü ve diğer sorumlular arasında bir ayrım yapılmamış, kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. Ceza Kanunu’nda öngörülen daha uzun ceza zamanaşımı (uzamış zamanaşımı) süresi, olay tarihinden itibaren işlemeye başlar. Sürenin işlemeye başlaması için zarar görenin zararı ve onun failini öğrenmesi gerekmez. Ancak zarar ve onun faili, uzamış zamanaşımı süresinin bitmesinden sonra öğrenilmiş ise davanın, öğrenme tarihinden itibaren 2 yıllık süre içerisinde açılması gerekir. Zararın ve failin uzamış zamanaşımı süresinin bitmesinden sonra öğrenilmesi halinde, tazminat talebinin, öğrenme tarihinden itibaren 2918 sayılı yasanın 109. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Öğrenme tarihinden itibaren, yeni bir uzamış zamanaşımı süresi işlemez (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 16/04/2008 Tarih 2008/4-326 E. 2008/325 K.).Eyleme uyan taksirle yaralama suçunun ceza davası zamanaşımı süresi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e maddesine göre 8 yıl olduğundan açılan dava 8 yıllık dava zamanaşımı süresine tabidir.Somut uyuşmazlıkta trafik kazası 19.04.2012 tarihinde gerçekleşmiş dava ise 24/12/2021 tarihinde açılmıştır. Dava dilekçesine ekli kaza nedeniyle davacının tedavi evraklarının ve ameliyatının Bartın Devlet Hastanesi ve Düzce Üniversitesi Rektörlüğü Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde 2012 yılına ait olduğu en son İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı 06/05/2021 tarihli maluliyete ilişkin sağlık kurulu raporu alınmış ise de bu raporda tedavi süreci yapılan ameliyatlar açıklanmış ve maluliyet oranı belirlenmiş fakat raporda kaza ve tedavi tarihlerinden bu yana gelişen bir durumdan bahsedilmediği gibi davacı da dava dilekçesinde gelişen durumu ileri sürmediği anlaşılmıştır. Bu durumda 8 yıllık zamanaşımı süresinin 19/04/2020 tarihinde dolduğu ve davanın 24/12/2021 tarihinde açıldığı davalıların süresinde zamanaşımı itirazında bulundukları anlaşılmakla davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/06/2023