Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1913 E. 2022/1612 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1913
KARAR NO: 2022/1612
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 11/05/2022
NUMARASI: 2022/332 Esas (Derdest Dosya)
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi ara kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Trafik kazası nedeniyle halefiyet haklarına dayanarak ödemiş olduğu bedelin rucuen tahsili için davalı aleyhine başlattığı takibe itiraz edilmesi üzerine açtığı itirazın iptali davasında ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince 11/05/2022 tarihli ara karar ile “… dava konusu kazada rücu şartlarının oluşup oluşmadığının, davalının kusurlu olup olmadığı, kusurlu ise sorumlu olduğu miktarın belirli olmaması sebebiyle davacının talebini yaklaşık ispat ile ispatlayamadığı, ve ihtiyati hacze konu bedelin yargılamayı gerektirmesi sebebiyle şartları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: İİK’nun 257/1. fıkrasına göre “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hüküm gereğince alacaklı, bir para alacağı için ancak vadesinin gelmesi hâlinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. İİK’nun 258/1. fıkrası gereğince “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….”. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi gerekmez. Bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Başka bir anlatımla ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat kuralı gereğince mahkemenin alacaklının alacağı hakkında kanaat sahibi olması yeterlidir. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili trafik kazasından kaynaklanan hasar bedelini ödediği beyanı ile halef olduğunu belirterek rücuen tazminat talebinde bulunmuştur. Somut olayda, zararın haksız eylemden kaynaklandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminatın olayın gerçekleştiği tarihte, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olması anlamında muaccel hale geldiği kabul edilmektedir. Bununla birlikte trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat davası yönünden zararın miktarı; araçta oluşan hasarın niteliği, kusur oranı gibi birçok ölçütün bir arada değerlendirilmesi gerekmektedir. Dava dilekçesinde ileri sürülen hususlar açıklamaya muhtaç olup haksız eylemin gerçekleştiği anlaşılmakla birlikte oluşan dosya kapsamına göre yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada oluşmadığı anlaşıldığından Mahkemece açıklanan gerekçe ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas numarası ve ara karar tarihi belirtilen İlk Derece Mahkemesi ara kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.14/09/2022