Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1844 E. 2022/2361 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1844
KARAR NO: 2022/2361
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
NUMARASI: 2022/7 Esas – 2022/639 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 28/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde kasko sigortası bulunan … İnş. Ltd. Şti adına kayıtlı … (sigortalıya ait) plaka sayılı araca 11/01/2015 tarihinde dava dışı … A.Ş adına kayıtlı ve davalı şirketin uzun süreli kira sözleşmesiyle işleteni bulunduğu … plaka sayılı aracın çarpması sonucu, hasara maruz kaldığını, kaza sonrasında taraflarca tutulan kaza tespit tutanağında da görüldüğü üzere tali yoldan hızlıca müvekkilinin bulunduğu yola çıkan davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinden dolayı 8/8 kusurlu olduğunu, kaza sebebiyle müvekkili şirketin 18/02/2015 tarihinde araç hasarına ilişkin olarak 35.840,00TL ödediğini, bu bedelin davaya konu miktarı dışında kalan kısmının davalı aracın ZMMS sigortasını yapmış olan … Sigorta A.Ş tarafından müvekkili şirkete geri ödendiğini, ancak dava konusu miktarın davalılarca ödenmemiş olduğundan dava yoluna gidildiğini, … plaka sayılı aracın ZMSS poliçesinin … Sigorta A.Ş. tarafından yapılmış olup ilgili sigorta şirketinin teminatı dahilindeki miktarı ödediğini ancak bakiye dava miktarı ödenmemiş olduğu için işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davanın kabulünü, 6.814,00 TL tazminat alacağının ödeme tarihi olan 18/02/2015 tarihinden itibaren hesap edilecek kısa vadeli kredilere uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin yerinde olmadığını, davacı vekilinin de belirttiği üzere kaza yapan aracın … A.Ş. ile birleşen … A.Ş’den kiralandığını, öncelikle … plakalı aracın kasko sigortası olup olmadığının araştırılması ve varsa davaya dahil edilmesi gerektiğini, hem araç sahibi hem de kasko sigortası yaptırmadan aracını kiraya veren … A.Ş, şirketinin de davaya dahil edilmesi gerektiğini, aracı kasko yaptırmadan kendilerine kiralamış olup kusurlu olduğunu, oysa aracın kasko sigortası olsaydı bakiye hasar bedelinin kasko sigortasından ödeneceğini ve iş bu davanın kendilerine açılmayacağını, kiralanan aracının sürücüsünün 8/8 kusurlu olduğu iddiasının da yerinde olmadığını, kaldı ki davacı tarafından talep edilen hasar bedelinin de fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … dosyaya cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; alınan bilirkişi raporunda dava konusu kazanın AVM içerisinde meydana geldiği belirtilerek, otopark içerisinde anayol tali yol işaretlemesi yapılmadığından bahisle, dava konusu kazanın meydana geldiği yerin kontrolsüz kavşak olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, hatalı bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğunu, … plakalı araç sürücüsünün %75 oranında asli kusurlu olduğu, davalı araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğu yönündeki bilirkişi görüşünü kabul etmediklerini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, ekspertiz raporunda … plaka sayılı aracın %100 kusurlu olduğu halde mahkeme tarafından bu hususun dikkate alınmadığını, İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/209 esas sayılı dosyasında mübrez bilirkişi raporunda davalının %75 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, aynı olaya ilişkin çelişkili iki farklı rapora istinaden hüküm kurulmasının mümkün olmadığını, aynı kazaya ve aynı kaza tespit tutanağına ilişkin birbirine taban tabana zıt iki farklı kusur oranının tespit edilmesinin adaletin güvenilirliğini sarsıcı nitelikte olduğunu, bu noktada haksız yapılan değerlendirmenin hükme esas alınamayacağının da açıkça ortada olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 29/11/2021 tarih, 2019/ 2244 Esas ve 2021/2071 Karar sayılı kararı ile ” …Davacının sigortalısının aynı kaza nedeniyle değer kaybı ve kazanç kaybı nedeniyle davalılar aleyhine İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada alınan bilirkişi raporunda davalı sürücünün %75, davacı sürücünün %25 oranında kusurlu olduğu belirlenerek bu doğrultuda karar verildiği anlaşıldığından bu kez çelişkinin giderilmesi için bilirkişi …’dan 2. rapor alınmıştır. Bilirkişi ilk rapor ile aynı doğrultuda kusur belirlemesi yapmıştır. Alınan her bilirkişi raporda tek bilirkişiden alınmıştır. Aynı olay nedeni ile farklı kusur belirlemesi olduğuna göre ihtilafın halli için ATK Trafik İhtisas Dairesi, Karayolları Trafik Fen Heyeti ya da İTÜ Otomotiv kürsüsünden seçilecek bilirkişi heyetinden rapor alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. O halde Mahkemece yapılması gereken, İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasından alınan bilirkişi kök ve ek raporun davalılara tebliğ belgeleri ile varsa itiraz dilekçelerinin bir örneğini istemek, ilgili dosyanın kesinleşip kesinleşmediğini araştırmak sonucuna göre, ATK Trafik İhtisas Dairesi, Karayolları Trafik Fen Heyeti ya da İTÜ Otomotiv kürsüsünden seçilecek bilirkişi heyetinden dosyada tarafların süresinde sundukları delillerin incelenmesi suretiyle raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek rapor alıp sonucuna göre karar vermekten ibarettir. ….” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturularak kusur rapor alınmış ve bu rapor hükme esas alınarak 30/04/2019 tarihli ilk karar gibi karar verilmiştir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, hükme esas alınan Karayolları fen heyetince düzenlenen kusur raporunda ” …davacının % 75 kusurlu bulunduğu, İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/209 Esas sayılı dosyasında alınan kusur raporundaki değerlendirmeye iştirak edilmediği, 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde tanımı yapılan anayolun işaretlerle belirlenmesi gerektiği belirtilmiş olup dava dosyası içerisinde kaza mahalli kavşakta böyle bir işaretlemenin olduğu kesime rastlanılmadığı, yine 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde tanımı yapılan tali yolun ise bağlandığı yoldan daha az önemde olması gerektiği ancak dava dosyasındaki fotoğraflardan kazanın meydana geldiği otopark içi yolların oluşturduğu kavşakta böyle bir durumun olmadığı, otopark içi yollarının oluşturluğu kontrolsüz kavşakta, … plakalı aracın solunda bulunan … plakalı aracın, … plakalı araca, KTK’nın 57-c-2 maddesi “Motorlu araçlardan soldaki, sağdan gelen araca, yol vermek zorundadır.” kuralı uyarınca yol vermesi gerektiği, … ve … tarafından hazırlanan raporlardaki kusur dağılımına iştirak ederek davacı tarafa sigortalı araç sürücüsü …’ın % 75 oranında kusurlu bulunduğu…” yönündeki tespitin, kaza mahalli ve olayın oluş şekline uygun düşmesine, hükme esas alınan Karayolları fen heyetince düzenlenen kusur raporu ile daha evvel alınan ilk kusur raporunun birbiriyle örtüşmesine ve Mahkemece alınan ilk kusur bilirkişi raporu ile aynı kaza nedeniyle değer kaybı ve kazanç kaybı nedeniyle davalılar aleyhine İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada alınan kusur bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmiş olmasına göre İlk Derece Mahkemesince Karayolları fen heyetince düzenlenen kusur raporunda belirlenen kusur oranının hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.28/12/2022