Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1827 E. 2023/43 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1827
KARAR NO: 2023/43
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/03/2022
NUMARASI: 2019/730 Esas – 2022/214 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 20/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/12/2010 tarihinde … plakalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan …’in ağır yaralandığını, kalıcı olarak sakat kaldığını, maddi zararın giderilmesi için davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, sigorta şirketinin 19.388,00 TL kısmi ödemenin davacının hakkettiği tazminat alacağının çok altında olduğundan düzenlenen ibranamenin makbuz hükmünde olduğunu, davacı zararı yapılan ödeme miktarından fazla olduğundan davalının bakiye tazminat alacağı için sorumluluğunun devam ettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik 800,00 TL kalıcı ve geçici maluliyet tazminatı ile 200,00 TL tedavi gideri (bakıcı/refakatçi tazminatı) olmak üzeri 1.000,00 TL tazminatın, temerrüt tarihinden işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davaya konu olan trafik kazası 12/12/2010 tarihinde meydana geldiği, 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkil şirket tarafından davacı tarafa 13/03/2014 tarihinde 19.388,00 TL tazminat ödemesi yaptığını, iş bu ödeme yaptıktan sonra da 1,5 yıl davacı tarafından bu ödemeye ilişkin bir itirazda bulunulmadığını, davacı meydana gelen trafik kazası nedeniyle tedavi ve bakım giderleri talebininde bulunduğunu ancak trafik kazalarına bağlı giderlerin SGK tarafından karşılandığını, kazaya karışan aracın ticari araç olmadığından avans faiz talep edilemeyeceğini, olayda hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, tedavi ve bakıcı giderlerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; 2.666,41 TL geçici iş göremezlik, 58.316,73 tl daimi iş göremezlik ve 3.164,40 tl bakıcı gideri olmak üzere toplam 64.147,54 TL’nin ilk ödeme tarihi olan 13/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talepleri ile bakıcı taleplerinin poliçe teminatı kapsamı dışında olup bu giderlerden SGK’nın sorumlu olduğunu, bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsü …’a %100 oranında kusur atfedildiği, davacının ise yolcu olması nedeniyle kusursuz olduğunun belirlendiğini ancak bilirkişi raporunda yapılan kusur dağılımının hatalı olduğunu, dosyanın kusur oranları bakımından Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek kusur raporu alınması gerektiğini ancak mahkemece talep değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, davacı kazaya karışan araçta yolcu olarak bulunduğundan tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 01/11/2019 tarih, 2017/2087 Esas ve 2019/3521 Karar sayılı kararı ile ” Dosya kapsamından, davalı … Sigorta tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın tek taraflı gerçekleşen trafik kazası neticesinde, davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle geçici ve kalıcı iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır. … davalı vekilinin zaman aşımına ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, … kazaya sebebiyet veren aracın hususi araç olması ve olayın haksız eylem niteliği dikkate alınarak temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesinde ve dosya içeriğinde davalı tarafından 13/03/2014 tarihinde ödeme yapıldığı ihtilafsız olmakla davalı yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihinin ödeme tarihi kabul edilmesinde ayrıca bilirkişi raporunda bakıcı giderinin bürüt asgari ücretten hesaplanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, …mahkemece gerekçeli kararda hatır taşıması ve müterafik kusur şartlarının dosya kapsamına göre mevcut olup olmadığı gerekçeleri ile tartışılmadan, davacıya rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığı yönünde SGK’ na yazılan müzekkere akıbeti araştırılmadan, bilirkişi raporu denetlemeden, davalı iddiaları ve bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmeden, hatalı bilirkişi raporu hükme esas alınarak eksik inceleme ve eksik delil ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken davacıya rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığı yönünde SGK’ na yazılan müzekkere akıbeti araştırılarak sonucunun dosya kapsamına alınması, davacı tarafından rapor kapsamına itiraz edilmediği ve istinaf talebinde bulunulmadığı gözetilerek davalı lehine usuli kazanılmış hak niteliğinde olan hususlar gözetilerek bilirkişi raporundaki maddi hataları giderecek şekilde başka bir bilirkişiden denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak, dosya kapsamında hatır taşıması ve müterafik kusur durumu şartlarının mevcut olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesidir.” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.Davalı vekilinin zamanaşımına yönelik istinaf talebinin Dairemiz kararı ile değerlendirilmiş olması nedeniyle aynı yöne ilişkin istinaf talebi tekrar değerlendirilmemiştir. TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan iyileşme sürecindeki geçici bakıcı gideri, geçici işgöremezlik ve belgesiz tedavi giderlerine ilişkin zarardan sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine aittir. Geçici ve kalıcı bakıcı giderleri zararlarının, poliçedeki tedavi giderleri teminatından, kalıcı işgöremezlik zararının ise sakatlık ve ölüm teminatından karşılanması gerektiğinden davalıların sorumluluklarının sona erdiğine ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/13975 E. – 2022/7544 K. ve 2021/15255 E. – 2022/7709 K. sayılı kararları). Davacının tek taraflı kaza yapan sigortalı araçta yolcu konumunda bulunduğu dosya kapsamından anlaşıldığından kusurun tespiti yolcu olan davacı için sonuca etkili olmadığından ATK’dan kusur raporu alınması gerektiğine; Kazaya ilişkin tutulan trafik kazası tespit tutanağında davacının emniyet kemeri takmadığına ilişkin bir saptama bulunmadığından müterafik kusura yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde hakimin, tazminatın kapsamını, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiştir. Dosya içerisinde mevcut olan kolluk ifadelerine göre araçta yolcu olarak bulunan davacı ile araç sürücüsünün arkadaş oldukları anlaşılmakta ise de sürücü ile taşınanın sadece arkadaş olmaları hatır taşımasının kabulü için yeterli olmayıp taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda, davacı ile sürücünün arkadaş oldukları anlaşılmakta ise de dosya ve UYAP sisteminden dosyaya aktarılan emniyette alınan ifade tutanakları içeriğinden, taşımanın desteğin veya sürücünün çıkarına olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Taşımada sürücünün menfaatinin bulunmadığı iddiası davalı tarafça ispat edilememiştir. Bu halde, belirlenen tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmamasında yargısal uygulamalara, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.Trafik kazaları, nitelikleri itibariyle haksız fiillerdendir. Haksız fiillerde temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarihtir. Ancak KTK’nın 99.maddesine göre, ZMSS Genel Şartları ile belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinin 8.günden itibaren davalı Sigorta Şirketinin temerrüdünden söz edilebilir. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça, davadan önce davalı Sigorta Şirketine yapılan başvuru üzerine 13/03/2014 tarihinde ödeme yapılmıştır. Bu durumda, davalı Sigorta Şirketi, ödeme tarihinde temerrüde düşmüş olacağından dava ve ıslah dilekçesinde talep edilen tazminat miktarlarına faiz başlangıç tarihinin ödeme tarihi olarak belirlemesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 4.381,92 TL harçtan peşin alınan (1.014,80 TL+80,70 TL)=1.095,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.286,42 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.20/01/2023