Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1825 E. 2022/2200 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1825
KARAR NO: 2022/2200
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
NUMARASI: 2021/506 Esas – 2022/367 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … 20.12.2012 tarihinde yan yol yaya kaldırımında beklerken İETT işletmesine bağlı … plakalı özel halk otobüsü üzerinde bulunan onlarca kilo ağırlığındaki metal kapağın yerinden fırlayarak hızla davacıya çarptığını sol kolunun parçalanarak koptuğunu, vücudunda kemik kırıkları oluştuğunu daimi iş gücü kaybı mevcut olduğunu fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik iş gücü kaybı nedeniyle 5.000,00 TL, gelir kaybı nedeniyle 1.000,00 TL, tedavi masrafları nedeniyle 15.500,00 TL olmak üzere toplam 21.500,00 TL maddi, kusurları olmadan maruz kaldıkları acı, üzüntü ve ızdırap nedeniyle davacılardan … lehine 100.000,00 TL, … için 30.000,00 TL, davacı çocuklar …, … ve … lehine 10.000,00’er TL olmak üzere toplam 160.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 16.101,00 TL tedavi gideri, 461.720,86 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 477.821,86 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; işleten sıfatının bulunmadığını, dava konusu kazanın sürücü hatası olarak değil, engellenmesi mümkün olmayan bir teknik arıza nedeniyle meydana geldiğini bir kusuru olmadığı gibi alabileceği bir tedbir de bulunmadığını, işleteni olmadığı sadece sürücüsü olduğu aracın teknik arıza ve bakımlarından sorumlu tutulmasının da mümkün olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; otobüste bulunan ve kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan kapağın, otobüsün sol yanında bulunmakta olup kilitli bulunduğunu, kazaya sebebiyet veren müvekkili şirkete ait aracın 2012 model … Tic. Ltd. Şti.’den satın alınmış olup yine aracın periyodik bakımları yetkili servise zamanında ve tam olarak yaptırıldığını, davacının kazadan önce aylık 1.650,00 TL ücret ile çalıştığı kabulünün mümkün olmadığını manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava öncesinde davacının müvekkili şirkete başvurusunun bulunmadığını müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, zarar hesabında asgari ücretin esas alınması gerektiğini, davalı müvekkil şirketin herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, davacıların talep etmiş oldukları manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; manevi tazminat talebinin müvekkiline hasredilmiş bulunduğunu, müvekkil sigortacının azami sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın manevi tazminat talebi talebinin yüksek olduğunu, olay tarihinden faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın müvekkil idare açısından husumet yokluğundan reddi gerektiğini, olayın oluş şeklinin davalı şoförün kusurlu olduğuna dair bir emare barındırmadığını, bu hususun diğer davalı şoför hakkında Bakırköy 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/107 Esas sayılı kovuşturması kapsamında netlik kazanacağını, ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının tazminat taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; Maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden kabulü ile taleple bağlı kalınarak 461.720,86 TL maddi tazminatının davalı …, İETT Genel Müdürlüğü’den olay tarihi olan 20/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı … yönünden 20/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya verilmesine, mahkememizin önceki hüküm tarihinden sonra yapılan ödemelerin infaz aşamasında dikkate alınmasına, 2-Davacının tedavi giderleri talebi yönünden yargılama sırasındaki ödeme nedeniyle konusuz kalan talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 3-Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile … yönünden 60.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 20/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …, …, İETT Genel Müdürlüğü’den tahsili ile davalı … (…) A.Ş yönünden dava tarihi olan 06/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …’ya verilmesine, 4-Diğer davacılar …, …, … ve … yönünden ise Manevi tazminat yönünden taleplerinin kısmen kabulü ile davacı … için 20.000,00 TL diğer davacılar için ise 10.000,00 ‘er TL manevi tazminatın takdiri ile ZMMS … sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihi olan 20/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …, …, İETT Genel Müdürlüğü’den tahsili ile davalı … (…) A.Ş yönünden dava tarihi olan 06/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …’ya verilmesine şeklindeki kısa kararda geçen bu ibarenin maddi hata olması nedeniyle hükümden çıkarılarak ”davacılara verilmesine hüküm tarihinden sonra sigorta şirketi tarafından ( …) ödenen bedelin infazda dikkate alınmasına, 5-Davacıların, davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açtığı davanın feragat nedeniyle reddine, 6-Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili, davalı … vekili, davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı … ve … lehine hükmedilen manevi tazminatın düşük olması, zaman içerisinde Türk lirasının değerindeki azalma, paranın alım gücünün düşmesi hususları dikkate alındığında hükmedilen tutarın çok düşük kaldığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; eksik ve hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, cevap dilekçesinde dayanılan keşif delilinin dikkate alınmadığını, davacının beklediği alanın esasen yayalar için uygun olmayan bir yer olduğunu, bu halde kaza mahallinde keşif yapılmamasının kusurun tespiti için önemli olduğunu, davacının ücretinin belli olduğunu, gerçek ücretin dosyada yazılı delil ile sabit olduğunu, tanık delilinin de bunu desteklediğini, müvekkilinin kazanın oluşumunda kusurlu olmadığını, kazanın oluşumunda haksız fiilin unsurlarından uygun illiyet bağının bulunmadığını, sürücünün araçla sefere çıkmadan önce ön kısımdaki sigorta kutusu kapağının sağlamlığının kontrol yükümlülüğünün de söz konusu olmadığını, olayın sürücünün seyir halindeyken durağa geldiğinde yavaşlamak için fren yaptığı sırada meydana geldiğini, sigorta kutusu kapağının, aracın frenleme etkisiyle yavaşlaması sırasında yerinden çıkmasına zorlayan atalet kuvvetine dayanacak sağlamlıkta olması gerekirken bu özelliğe sahip olmamasının, araçtaki mekanik bir arıza halini gösterdiğini, kazanın meydana gelişi şoförün inisiyatifi ve kontrolü dışında, beklenmeyen ve sık da karşılaşılmayan, araca ait teknik bir arıza halinden dolayı meydana geldiğini, ATK tarafından bildirilen maluliyet oranının oldukça yüksek olduğunu, maluliyet oranına itirazlarının değerlendirilmediğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … Tic. A.Ş. ‘de İETT ile birlikte KTK’nun 3. maddesi uyarınca araç üzerinde fiili tasarrufta bulunduğundan sorumlu tutulması gerektiğini, heyet raporu alınmaksızın yalnızca bilirkişi raporu ile %78 oranında meslekte kazanma gücü kaybı olduğunun tespiti ile ve buna göre manevi tazminat oranının belirlenmiş olduğu göz önüne alındığında manevi tazminatın hatalı ve eksik inceleme ile belirlendiğini, davacının davalı … Sigorta A.Ş.’nden 17.09.2014 tarihinde 50.249,00 TL ve 20.10.2017 tarihinde 174.571,00 TL olmak üzere toplam 225.000,00 TL tutarında maddi tazminat ödemesi aldığını, mahkemece yapılan yargılama sırasında adli yardım kararının kaldırılması gerektiğini, müvekkiline atfedilen kusur ile davacıya atfedilen kusur oranları gerçeği yansıtmadığını, ayrıca müvekkiline atfedilen kusur oranı ile diğer davalı …’a atfedilen kusur oranının da gerçeğe aykırı olduğunu, davacı …’nun 4/a kapsamında 01.05.2014’den beri yaşlılık aylığı aldığı bilirkişi tarafından hesap yapılırken göz önüne alınmadığını eğer davacı yaşlılık aylığı alıyor ise pasif devre zarar hesabı yapılmaması gerektiğini, davacının almış olduğu ücret hukuka aykırı olarak, hiçbir delile dayanılmaksızın 1.650,00 TL olduğu kabul edilmiş ve 22.02.2022 tarihli bilirkişi raporunun bu ücret miktarını baz alarak hesaplama yaptığı 2.ihtimale göre hüküm kurulduğunu, ıslah edilen maddi ve manevi tazminat alacakları için istenen faizin haksız fiilin işlendiği tarihten itibaren işleyeceğine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul ili sınırları içerisinde toplu taşıma yetkisi esasında İETT ye değil, İBB’ne ait olduğunu, müvekkili İETT ile … A.Ş.’nin esasında İBB’ye ait olan toplu taşıma görevinin bir kısmını ifa eden ve aralarında hiyerarşik bir ilişki bulunmayan iki ayrı kuruluş olduğunu, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen aracın müvekkili idare bünyesinde değil, ihbar olunan “… A.Ş.” bünyesinde faaliyet gösterdiğini, müvekkili idareden bağımsız faaliyet gösteren işbu araçların verdikleri zararlardan, müvekkilinin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, kazanın tamamen üretim hatasından kaynaklandığını, başkaca bir kusurdan söz etmenin mümkün olmadığını, olay mahallinde keşif yapılması ve kusur oranlarının yeniden belirlenmesi gerektiğini, olay otobüs durağına gelmeden önce, otobanın üst tarafında, yalnızca otobüslerin yolcu almak için girdikleri, yayaya tamamen kapalı ve yayalar için tehlikeli olan yan yolda gerçekleştiğini, kusur dağılımında bu hususun göz ardı edildiğini, davacının kazada maluliyet oranının oldukça yüksek hesaplandığını, yıllar içerisinde iyileşme meydana gelip gelmeyeceğinin dikkate alınmadığını ayrıca davacının kaza tarihinden sonraki SGK kayıtlarının da tazminat hesabında dikkate alınmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar tarafından müvekkili şirketin 13.02.2019 tarihinde ibra edildiğini, müvekkili şirket tarafından 30.000,00 TL manevi tazminat, 14.624,38 TL işlemiş faizi, 3.600,00 TL dava vekalet ücreti, 4.241,01 TL icra vekalet ücreti olmak üzere toplam 52.465,39 TL manevi tazminat ve ferilerine ilişkin bedel ile Kasko İhtiyari Mali Mesuliyet (İMM) teminatları dahilinde bakiye 70.000,00 TL maddi tazminatı davacılara vekaleten avukatlarının hesabına yatırıldığını, müvekkili yönünden davanın konusuz kaldığını, müvekkili şirket yönünden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmesi ve müvekkili şirket aleyhine yargılama ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün davacılar vekili, davalı İETT vekili, davalılar … Tic Ltd. Şti. ve … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 07/05/2021 tarih, 2019/1206 Esas ve 2021/854 Karar sayılı kararı ile “… Davalı İETT, her ne kadar özel halk otobüsünün maliki olmasa da, özel halk otobüsleri İETT’den aldıkları çalışma ruhsatı ile çalışmakta, bu otobüslerde akbil kullanılabilmekte ya da İETT’nin sorumluluğunda bilet kesilmektedir. Başka bir deyişle özel halk otobüsleri tamamen bağımsız değil, davalı İETT’nin denetim ve kontrolündedir.Bu nedenlerle davalı İETT, halk otobüsünün sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi ve otobüsün maliki ile birlikte işleten sıfatı ile sorumlu olacağı gözetilerek tazminattan sorumlu tutulmasında isabetsizlik görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/5513 Esas ve 2019/1755 Karar sayılı kararı ile 2014/3127 Esas ve 2015/12334 Karar sayılı kararları). Ayrıca davacının yaralanması nedeniyle kaza tarihinde geçerli olan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” yönetmelik hükümlerine göre Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu tarafından 05/07/2017 tarihli rapor düzenlenmiş ve iyileşme sürelerinin de belirlenmiş olmasına göre hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Bu nedenle davalı İETT vekilinin maluliyet raporuna değinen itirazının da reddi gerekmiştir. Dosya kapsamında 16/03/2015 tarihli tek kişinin düzenlediği kusur raporunda özetle; aracın muayenesinin zamanında yapılmadığı, davalı … Sigorta A.Ş.’ne zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı davalı … Sigorta A.Ş.’ye genişletilmiş ticari kasko poliçesi kapsamında ihtiyari mali sorumluluk sigortası ile sigortalı, … plakalı aracın davalı maliki … Ticaret A.Ş.nin %75 oranında, aracın diğer davalı sürücüsü …’ın %25 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nun meydana gelen yaralanmalı trafik kazasında kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir. 03/09/2015 tarihli İTÜ den alınan üç kişilik heyet raporunda ise özetle kazanın teknik arızadan kaynaklandığı, aracın işletmeye uygunluğunu kontrol eden ve denetleyen kurum ile bakım ve onarımından sorumlu olan kişi veya kurumlarda asli ve %75 oranında kusurlu oldukları, sürücü …’ın tali ve %25 oranında kusurlu oldukları, 25/04/2016 tarihli ek raporda da kök raporda belirtilen görüşü değiştirecek bir durum olmadığı belirtilmiştir. Kaza nedeniyle davalının yargılandığı ceza dosyasında alınan kusur raporunda iki ihtimalli düzenlenmiş her iki ihtimalde de( teknik arıza veya davalı sürücünün sigorta kapağında işlem yaptıktan sonra kapağı kapatmadan seyrine devamı halinde davalıların sürücü tam veya birinci halde tali kusuruna göre) davacı yayaya kusur verilmediği görülmüş ancak kesin nitelikte para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura, kaza ile yaralanma arasında illiyet bağı bulunmadığına yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir… davacı vekili, davacının kazadan önce kalıp atölyesinde montaj elemanı olarak çalıştığını ve aylık kazancının 1.650,00 TL olduğunu belirtmiş ve bu konuda tanık beyanı ile emsal araştırması delillerine dayanmıştır. Mahkemece dinlenen davacı tanıkları davacı ile aynı iş yerinde çalıştıklarını ve aylık ortalama 1.700,00 TL -2.000,00 TL kazanç sağladığı beyanında bulunmuşlar yine yapılan emsal araştırmasında ise net 3.800,00 TL civarı aylık kazanç olacağı bildirilmiş ve bilirkişi raporunda ise davacı beyanı esas alınarak hesaplama yapılmış ise de yukarıda açıklanan ve yerleşik içtihatlara göre bu hesaplama davacının net gelirine göre yapılmadığından doğru olmamıştır. Bu durumda mahkemece davacının kaza tarihinde çalıştığı iş yerinden aldığı ücretler gelir olarak kabul edilmesi gerektiğinden araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gereklidir.TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Somut olayda davacı …’nun kazada yaralanması nedeniyle Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapora göre %78 oranında maluliyeti bulunduğu belirlenmiş, uzun süre tedavi görmüş ve operasyonlar geçirmiştir. Bu şekilde bir yaralanmaya maruz kalan ve tedavi gören davacının çocukları ve eşinin bu yaralanma nedeniyle büyük üzüntü çekmiş olduklarının mutlak olmasına ve davacının durumunun ruhsal bütünlüklerini etkilediğinin kabulü ile bu davacılara da yukarıda anılan ilkelere göre hak ve nasafet ilkeleri gözetilmek suretiyle uygun miktarda manevi tazminat taktir edilmesi gerekirken aksine düşünce ile manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Aynı gerekçe ile davacı davacı … için de belirlenen tazminatın bir miktar düşük olduğu değerlendirilmiştir. Davacılar vekilinin istinaf itirazı bu yönden yerindedir.Davalı tarafın istinafı ise yerinde görülmemiştir. …” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı … vekilinin kusur, illiyet bağı ve maluliyet oranına yönelik istinaf itirazları yine davalı İEET vekilinin husumet, kusur ve maluliyet oranına ve davalı … Ltd. Şti. vekilinin kusur ve maluliyet oranına yönelik istinaf itirazları Dairemizce verilen ilk kararda incelenerek istinaf itirazlarının reddine karar verilmiş olmakla yeniden inceleme konusu yapılmamıştır. Kazaya sebebiyet veren … plakalı özel halk otobüsü, davalı … Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı olup kaza anında davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunduğu, davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde 27.10.2012 / 20l3 başlangıç ve bitiş tarihli ZMMS poliçesi ile trafik sigortası, davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) nezdinde 14.11.2013 / 2014 vadeli Genişletilmiş Ticari Kasko poliçesi ile ihtiyari mali sorumluluk sigortası bulunduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03/10/2019 tarih, 2016/19993 E. ve 2019/8923 K. sayılı kararında açıklandığı üzere “Trafik kazası sonucu iş göremezlik nedeniyle ortaya çıkan zararın tayininde zarar görenin elde ettiği gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Kişinin herhangi bir işi yoksa, zarar gören kişinin geliri asgari ücret kabul edilerek bu miktar üzerinden hesaplanacaktır. Zarar gören kişi gelirinin asgari ücret üzerinde olduğunu, bir başka anlatımla herhangi bir iş yerinde çalıştığı yada bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia ediyorsa bunu ispat etmesi gerekmekte olup yerel mahkemede bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır. Bu nedenle zarar gören davacı asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia etmiş ise çalıştığı iş yerinden trafik kazasının olduğu tarihteki ücret ve tüm gelirlerini gösterir ücret bordrolarını getirtilmelidir. Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın, mesleğini icra eden kişilerden ise ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır. Zarar görenin kaza tarihinde çalıştığı iş yerinde aldığı ücretler gelir olarak kabul edilebilir.” Gerçek zararın belirlenmesi için, davacının kaza tarihindeki işinin ve gelir durumunun net ve ispata yarar somut delillerle ortaya konulması gerekmektedir. İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda davacının işyerine yazı yazılmış, dava dışı işyeri … Tic. Ltd. Şti.’nin 31.12.2021 tarihli yazısı ile gönderilen tahakkuk listelerinde davacının 2012/10 ve 11 döneminde AGİ hariç net 687,26 TL, 2012/12 döneminde 18 günlük AGİ hariç net 412,36 TL, 2014/4 döneminde 2 günlük AGİ hariç net 52,42 TL olduğu bildirilmiştir. Esenyurt SGM tarafından gönderilen SGK hizmet döküm belgesinde yer alan brüt ücretlerin dava dışı işyeri tarafından gönderilen bordro tablosundaki brüt ücretlerle uyumlu olduğu bilirkişi raporunda belirtilerek iki ihtimalli rapor hazırlanmıştır. Bilirkişi raporunda mahkemenin ilk kararında hükme esas alınan rapor tarihine kadar hesaplama yapılması gerekirken usuli kazanılmış haklar ihlal edilerek, Dairemiz kaldırma kararından sonra 20.02.2022 tarihine kadar hesaplama yapılması doğru olmamıştır ancak mahkeme ıslahla bağlı kalınarak ilk karardaki miktara hükmedildiğinden sonuca etkili görülmemiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekilinin ihbar olunan … Ltd. Şti.’nin de sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği yönündeki itirazı hakkında her ne kadar ilk istinafı Dairemizce karşılanmamış ise de ihbar olunan davada taraf olmadığı hakkında hüküm kurulamayacağı için istinaf itirazı yerinde değildir. Yine kazadan sonra sigorta şirketince yapılan ödeme nedeniyle adli yardım talebinin kaldırılması gerektiğine ilişkin daha önce istinaf itirazı olmadığı, mahkemece yargılama sırasında adli yardım kararı verildiğinden itirazının değerlendirilemeyeceği, tazminat hesaplanırken faizin davacı tarafın vermiş olduğu 18/10/2018 tarihli ıslah dilekçesinden itibaren işlemeye başlaması gerektiğine ilişkin itirazlarının da daha önce itiraz etmediği kaldı ki, haksız fiilde tarihinde alacak muaccel olduğundan itirazının yerinde olmadığı, davacı …’nun 4/a kapsamında 01.05.2014’den beri yaşlılık aylığı aldığı bilirkişi tarafından hesap yapılırken göz önüne alınmadığına ilişkin itirazında ise kaza tarihi itibariyle zarar görenin gerçek geliri tespit edilmesi gerektiğinden, sonraki değişiklikler dikkate alınamayacaktır ayrıca bilirkişi hesap raporunda ibraname ile ödenen miktarlar tazminattan indirilerek hesaplanmasına göre … Ltd. Şti. vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesi ve 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, davacının yaralanması, kazanın oluş şekli, kusur durumu ve tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında talep edilen ve mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarının usul, yasa ve hakkaniyete uygun ve makul olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin itirazlarına gelince; İlk Derece Mahkemesince yargılamanın önceki safhasında verilen 20/12/2918 tarih, 2014/791 E. ve 2018/849 K. Sayılı ilamına dayanılarak davacı … vekilince Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmıştır. Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından poliçenin teminatı olan “İhtiyari Mali Sorumluluk” klozu dahilinde davacılara 70.000,00 TL maddi tazminat ödemesi ile 30.000,00 TL manevi tazminat, 14.624,38 TL işlemiş faizi, 3.600,00 TL dava vekalet ücreti, 4.241,01 TL icra vekalet ücreti olmak üzere toplam 52.465,39 TL manevi tazminat ve ferilerine ilişkin ödeme yapılması üzerine davacılar vekili ve davacı … tarafından düzenlenen ve imzalanan, 13.02.2019 tarihli ibraname ile ibra edilmiştir. Ödeme ya da ibra borcu sona erdiren işlemlerden olup, hüküm kesinleşinceye kadar taraflarca her zaman ileri sürülebilir. Davalı vekilinin müvekkili şirket yönünden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği yönündeki istinafı yerinde değil ise de İlk Derece Mahkemesince icra dosyasında yapılan ödemelerin infaz aşamasında dikkate alınmasına karar verildiği ancak yapılan ödemelerin tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması doğru olmamış ve istinaf talebi yerinde görülerek hüküm bu yönden düzeltilmiştir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/16451 E. – 2021/5404 K., Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/3096 E. – 2021/83 K. sayılı kararları). Bu nedenle; davacılar vekili, davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili, davalı … vekili, davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davacılar vekili, davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili, davalı … vekili, davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurularının REDDİNE, B-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; Maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden KABULÜ ile taleple bağlı kalınarak 461.720,86 TL maddi tazminatının davalı …, davalı İETT Genel Müdürlüğü’den olay tarihi olan 20/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … yönünden 20/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya VERİLMESİNE, Önceki hüküm tarihinden sonra davalı … Sigorta A.Ş. tarafından İMMS poliçesi kapsamında ödenen 70.000 TL maddi tazminatın TAHSİLDE TEKERRÜR OLMAMAK KAYDIYLA HÜKMÜN İNFAZI İNFAZ AŞAMASINDA DİKKATE ALINMASINA, 2-Davacının tedavi giderleri talebi yönünden yargılama sırasındaki ödeme nedeniyle konusuz kalan talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 3-Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜ ile … yönünden 60.000,00 TL ‘nin kaza tarihi olan 20/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …, …, İETT Genel Müdürlüğü’den tahsili ile davacı …’ya VERİLMESİNE, Davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) bakımından yapılan ödeme ve ibra nedeniyle dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Önceki hüküm tarihinden sonra davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) tarafından İMMS poliçesi kapsamında ödenen 30.000,00 TL manevi tazminat, 14.624,38 TL işlemiş faizi, 3.600,00 TL dava vekalet ücreti, 4.241,01 TL icra vekalet ücreti olmak üzere toplam 52.465,39 TL manevi tazminat ve ferilerine ilişkin ödemenin TAHSİLDE TEKERRÜR OLMAMAK KAYDIYLA HÜKMÜN İNFAZI AŞAMASINDA DİKKATE ALINMASINA, 4-Davacı …’ın manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, Davacılar …, … ve …’nun manevi tazminat taleplerinin KABULÜNE, Davacı … için 20.000,00 TL manevi tazminatın, diğer davacılar …, … ve … yönünden ise her biri için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı … sigorta şirketi dışında kalan davalılar …, …, İETT Genel Müdürlüğü yönünden kaza tarihi olan 20/12/2012 tarihinden itibaren, davalı … (…) A.Ş yönünden dava tarihi olan 06/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile belirtilen miktarlarda adı geçen davacılara ödenmesine, (davalı … Sigorta A.Ş.’nin (… A.Ş.) kalan poliçe limiti 70.000,00 TL sorumlu olmak kaydıyla) Davacı …’nun fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE, 5-Davacıların, davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açtığı davanın feragat nedeniyle REDDİNE, 6-Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE, 7-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 31.540,15 TL ilam ve karar harcının, önceki hüküm ile tahsiline karar verildiğinden, harç alınmasına yer olmadığına, 8-Maddi tazminat talebinin ıslah edilmiş miktar üzerinden kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 40.136,04 TL vekalet ücretinin davalılar …, İETT Genel Müdürlüğü, …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya verilmesine, 9-Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜ yönünden; -Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 7.514,10 TL ilam ve karar harcından, önceki hüküm sonrasında tahsiline karar verilen ve harç tahsil müzekkeresi yazılan 2.049,30 TL’ nin mahsubu ile bakiye 5.464,80 TL harcın davalılar …, …, İETT Genel Müdürlüğü, … Sigorta A.Ş.’den (… A.Ş.) müştereken ve müteselsilen tahsili hazineye gelir kaydına, 10-Manevi tazminat talebinin kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 14.400,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü, … Ltd.Şti, davalı … Sigorta A.Ş.’den (… A.Ş.) alınarak kendisini vekille temsil eden davacılara verilmesine, 11-Manevi tazminat talebinin reddedilen kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar davalılar …, İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü, …Ltd.Şti, … Sigorta A.Ş. yararına tayin ve takdir olunan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil eden davalılar …, İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü, … Tic.Ltd.Şti, davalı … Sigorta A.Ş.’ye (… A.Ş.) verilmesine, 12-Davacılar tarafından sarf edilen 829,20 TL tebligat gideri, 137,50 TL müzekkere gideri, 2.650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.821,02 TL’nin davanın kabul-red oranı dikkate alınarak takdiren 2.023,90 TL’sinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, 13-Davalı … tarafından yapılan 75,00 TL tebligat ve müzekkere giderinin davalı … yönünden davanın ret oranı dikkate alınarak takdiren 17,18 TL’sinin davacılardan alınarak davalı …’a verilmesine, kalan kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına, 14-Davalı İETT tarafından sarf edilen 50,00 TL tebligat ve müzekkere giderinin davalı İETT yönünden davanın ret oranı dikkate alınarak takdiren 11,45 TL’sinin davacılardan alınarak davalı İETT’ne verilmesine, kalan kısmın davalı İETT üzerinde bırakılmasına, 15-Davalı … tarafından sarf edilen 65,00 TL tebligat gideri, 25,00 TL müzekkere gideri, 1.350,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.440,00 TL yargılama giderinin davalı … yönünden davanın ret oranı dikkate alınarak takdiren 329,85 TL’sinin davacılardan alınarak davalı …’ya verilmesine, kalan kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına, 16- Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
C-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-Davacılar yönünden; Harçlar Yasasına göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan (80,70+80,70=)161,40 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 80,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatırına iadesine, 3-Davalı … Tic. Ltd. Şti. yönünden; Harçlar Yasasına göre alınması gereken 31.540,15 TL harçtan peşin alınan 9.763,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 21.776,59 TL harcın davalı … Tic. Ltd. Şti.’nden tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-Davalı … yönünden; Harçlar Yasasına göre alınması gereken 31.540,15 TL harçtan peşin alınan 9.763,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 21.776,59 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 5-Davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü yönünden; Harçlar Yasasına göre alınması gereken 31.540,15 TL harçtan peşin alınan 9.763,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 21.776,55 TL harcın davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nden tahsili ile Hazineye irat kaydına, 6-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 6,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 220,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye verilmesine, 7-Davacılar, davalı … Tic. Ltd. Şti., davalı … ve davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 8-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 9-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/11/2022