Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1779 E. 2023/42 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1779
KARAR NO: 2023/42
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/04/2022
NUMARASI: 2022/64 Esas – 2022/335 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 20/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalılardan …’nın sevk ve idaresindeki, diğer davalı … San. Tic. A.Ş.’ye ait … plakalı aracın 25/04/2014 tarihinde … İlçesi, … Cad. … durağında bisiklet ile gelmekte olan 17 yaşındaki …’a çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davalı …’nın asli kusurlu olduğunu, müvekkili …’un olay nedeni ile %99 özürlü olup felç geçirdiğini, iyileşme ihtimalinin bulunmadığını, olay nedeni ile müvekkillerinin ciddi bir acı ve ızdırap duyduklarını belirterek davacı … için 50.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, davacı baba … için 20.000 TL, anne … için 20.000 TL, manevi tazminat ve 10.000 TL bakım gideri olmak üzere toplam 200.000 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile 114.852,75 TL maluliyet maddi tazminat ile 147.052,88 TL bakıcı gider olmak üzere 261.910,63 TL tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Tramvayın yasal hız limitleri içerisinde seyir ettiğini, davacı …’ın kusurlu olduğunu, yayalar için kırmızı ışık yandığı halde tramvay yoluna paralel yoldan aynı yönde seyreden siyah minibüsün önünden tramvay yoluna girdiğini ve tramvayı kullanan vatmanın fren yapmasına rağmen çarpmanın gerçekleştiğini, müvekkili … hakkında olay nedeni ile kusuru bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, zarar görenin kendi kusuru bulunduğundan işleten sıfatıyla diğer müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını ayrıca müvekkilinin üçüncü şahıs mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunduğunu, tazminat istemlerinden sigorta şirketi sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Kooperatif vekili vekili cevap dilekçesinde özetle; Husumet itirazında bulunduklarını, müvekkili ile diğer davalı … A.Ş. arasındaki sözleşmenin mecburi mesuliyet sigortası olmadığını, sigortalının sorumluluğu nedeni ile doğabilecek zararları gidermeye yönelik ihtiyari mali sorumluluk sigortası olduğunu, zarar görenin doğrudan sigortacıya başvuramayacağını, davacı …’un kendi kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğini, kaza nedeni ile yürütülen soruşturmada da kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile,188.381,69 TL maddi tazminatın davalılar … San. ve Tic. A.Ş. ile …’dan olay tarihi olan 25/04/2014, davalı … Sigorta A.Ş.’den (poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere) dava tarihi olan 23/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, Davacı … için 40.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL ve davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … San. ve Tic. A.Ş. ile …’dan olay tarihi olan 25/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı… Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yeterli ve teknik kusur incelemesi yapılmaksızın kurulan hükmün hukuka aykırı olduğunu, makinist …’nın, tazminata konu olayda kusursuz bulunmasına rağmen yerel mahkemenin tazminata hükmetmesinin hukuka uygun olmadığını, tramvayın yasal hız limitlerine uygun olarak seyretmekte olup davacının trafik kural ihlali yaparak kazanın oluşumuna tam kusurlu olarak sebep olduğunu, davacının kaza sırasında dikkatsiz olup cep telefonu ile konuşmakta ve tek eli ile bisikleti kullanmakta olduğunu, davaya konu kazaya davacı zarar görenin ağır kusurunun sebep olduğunu, bu nedenle işleten sıfatıyla müvekkilin zarardan sorumlu tutulamayacağını, tazminat sorumluluğu için kanunda öngörülen unsurların da oluşmadığını, müvekkili şirketin 3. şahıs mali mesuliyet sigorta poliçesi ile davacı tarafın maddi ve manevi zararlarını teminat altına almış olmasına rağmen bu husus dikkate alınmadan karar verildiğini, oysa ki dava dilekçesindeki taleplerin tamamından diğer davalı … Sigorta Şirketinin sorumlu olduğunu, hesap bilirkişisinin yaptığı maddi tazminat miktarı üzerinden hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, davacının taleplerinin fahiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş.vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kusura ilişkin yeterli inceleme yapılmaksızın ve çelişkiyi giderir rapor alınmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmemesi için gerekli bütün önlemleri almış olup, kusuru bulunmadığını, soruşturma dosyasında sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması sebebiyle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun tespit edilmesine rağmen tazminat davasının kabulüne karar verilmesinin mümkün olmadığını, davalı… tarafından icra dosyasına ödeme yapılmış olup herhangi bir sorumluluklarının olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. öDosya kapsamından 25/04/2015 tarihinde davalı sürücü …’nın yönetimindeki … plaka sayılı tarmvay ile seyir halindeyken bisikleti ile önüne giren davacı …’ın çarpışması netiesinde dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, kaza sonucu davacı …’ın yaralanması nedeni ile maluliyet tazminatı, bakıcı gideri ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundan davacı bisikletli …’ın % 87,5 oranında, tramvay makinisti …’nın % 12,5 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, aynı olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/118675 Soruşturma ve 2015/72548 Karar sayılı dosyasında tutulan kaza tespit tutanağında bisiklet sürücüsü …’un KTK’nın 84, 47.1-c kuralını ihlal ettiğinin belirtildiği, kamera görüntüleri değerlendirilerek alınan 10/08/2015 tarihli teknik değerlendirme raporunda davalı sürücü …’nın 1/8 oranında alt düzeyde tali kusurlu, davacı …’ın ise 7/8 oranında asli kusurlu olduğunun belirlendiği, soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve bu karara itiraz edilmesi üzerine itirazın reddine karar verilmesi ile kararın kesinleştiği görülmektedir. 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesi (818 sayılı BK’nın 53. maddesi) uyarınca Hukuk Hakimi, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi Ceza Hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Ceza Hakiminin kusurun değerlendirilmesine ilişkin kararı da Hukuk Hakimini bağlamaz. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/118675 sayılı Soruşturma dosyası kapsamında davalı sürücü hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmişse de, 6098 Sayılı TBK’nın 74. maddesi gereğince soruşturma kapsamında sürücünün kusursuz olarak kabul edilmesi hukuk hakimini bağlamayacaktır. Esasında davalı sürücü hakkında Ceza Mahkemesinde yapılan bir yargılama ve beraat kararı dahi bulunmamaktadır. Bu itibarla Hukuk Hakimi tarafından kusur oranlarının yeniden belirlenerek sorumluluğun bu kapsamda değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda mahkemece aldırılan kusur raporu ile savcılık soruşturması sırasında görüntü kayıtları incelenerek alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü, görüntü kayıtlarına göre tramvay makinistinin davacı bisiklet sürücüsünü gördüğü ancak etkili fren ve uyarıda bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmakla hükme esas alınan bilirkişi raporunun olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesinin 13/02/2019 tarih, 2016/227 Esas ve 2019/50 Karar sayılı kararına karşı davalı işleten tarafından verilen istinaf dilekçesinde davacının çalışmaya başlayacağı yaş konusunda istinaf talebi bulunmadığından davacı lehine bu hususta usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Davalı sigorta vekilinin diğer davalı tarafından icra dosyasına yapıldığı belirtilen ödemenin icra takibi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Müteselsil sorumluluğa ilişkin TBK’nın 162/1.maddesine göre müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur. Aynı Kanun’un 163.maddesine göre borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder. Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir. Bu nedenle davalı vekilinin, diğer davalı Sigorta Şirketinin sorumlu tutulması gerektiğine ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Trafik kazaları nedeni ile açılan tazminat davalarında şartları var ise hatır ve müterafik kusur adı altında hakkaniyet indirimi yapılabilmektedir. Somut olayda hatır ve müterafik kusur şartları bulunmadığından mahkemece uygulamamış olmamasında isabetsizlik bulunmamaktadır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesi ve 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanmasının mahiyeti ve iyileşme süresi ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarların, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından manevi tazminata ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalılar… San. ve Tic. A.Ş. ile … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1- Davalılar … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile … Sigorta A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-a-Davalı … A.Ş. yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 12.868,35 TL harçtan peşin alınan 3.217,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.651,26 TL harcın davalı … Ticaret A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, b-Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 12.868,35 TL harçtan peşin alınan 3.220,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.648,35 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/01/2023