Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1766 E. 2023/291 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1766
KARAR NO: 2023/291
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 14/06/2022
NUMARASI: 2021/639 Esas – 2022/570 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.09.2016 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinin yaralandığını, Adli Tıp Kurulu raporunda da müvekkilinin maluliyetinin gerçekleştiği ve sürekli sakatlığı olduğu tespit edildiğini, oluşan maluliyet nedeniyle … A.Ş.’ye başvuru yapılmışsa da talebinin reddedildiğini, olaydaki uzlaştırmanın da iptalinin gerektiği uzlaştırma tutanağından da anlaşıldığını, mezkur tutanağa göre uzlaştırma 1.000,00 TL gibi gerçek zararı karşılamaktan son derece uzak bir rakam karşılığında gerçekleştiğini, uzlaştırmanın yetersiz olduğu açıkça belli olduğunu, sigorta şirketi, işleten ve sürücü müteselsil olarak sorumlu olduğunu, uyuşmazlığın KTK kapsamında olduğundan dolayı davalının ve sürücünün sorumluluğuna etkisi olmamasına rağmen ilgili CMK hükmü gereği tazminat davası açılmayacağı kabul edilse dahi bu sadece uzlaşan sürücü tarafından ileri sürülebileceğini, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu devam edeceğini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL zararın kapsamı belli olduktan sonra miktarı açıklanacak maddi tazminatının temerrüt tarihinden işletilecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirket ancak sigortalısının kusuru oranında ve ancak teminat limitleriyle sorumlu olduğunu belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; uzlaştırmanın, (uyuşmazlığınKTK kapsamında olduğundan dolayı davalının ve sürücünün sorumluluğuna etkisi olmamasına rağmen ilgili CMK hükmü gereği tazminat davası açılmayacağı kabul edilse dahi) müvekkilinin tazminat davası açma hakkını engellediği kabul edilse dahi bu iddianın ancak araç sürücüsü tarafından ileri sürülebileceğini, 2020/7729 sayılı ve 06.10.2020 tarihli uzlaştırma tutanağında müvekkilinin zorunlu trafik sigortasına ilişkin fazlaya ilişkin haklarından vazgeçmediğinin açıkça belirtildiğini ve bu durumun tutanağa geçtiğini, sigorta şirketinin sorumluluğunun ancak araç sürücüsünün yaptığı ödeme kadar azaldığını, müvekkili ve araç sürücüsü arasında düzenlenen anlaşmanın sigorta şirketinin durumunu ağırlaştırmadığını, müteselsil borçlu davalı sigorta şirketini sorumluluktan kurtarmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava trafik kazası sonucunda oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta; 25/09/2016 tarihinde kazanın gerçekleştiği, davacının yaralandığı dosya kapsamıyla sabittir. Olaya ilişkin olarak açılan Midyat Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/3301 sayılı soruşturma dosyasında Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği, Savcılık tarafından Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253. maddesi kapsamında, uzlaştırmanın sağlandığı bu sebeple Cumhuriyet Başsavcılığınca da uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür. 5271 sayılı CMK’nun 253/17. bendinde; “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. “CMK’nun 253/19. bendine göre ise “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi,9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup,anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Bu yasal düzenleme ışığında da uzlaşma tutanağı düzenlenmekle davalının tazminat davası açma hakkı bulunmamaktadır. Uzlaşma tutanağı da ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir. Bu nedenlerle 17/02/2017 tarihli uzlaşma tutanağı incelendiğinde, davaya konu trafik kazası nedeniyle uzlaşma teklifinin davacı tarafından fazlaya ilişkin hakkı ya da sigorta şirketine başvuru hakkı saklı tutulmadan sürücüden 1.000,00 TL edim karşılığında kabul edildiği anlaşılmakla, uzlaşma tutanağının ilam mahiyetinde olduğu ve uzlaşmanın sağlandığı, tutanağının aksinin de aynı kuvvetteki delillerle ispat edilemediği anlaşılmasına göre, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağının kabulü ile davacının tazminat talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/12059 E.- 2022/6906K.sayılı ilamı) Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/02/2023