Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1659 E. 2023/108 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO 2022/1659
KARAR NO: 2023/108
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/11/2021
NUMARASI: 2014/1412 Esas – 2021/753 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçta yolculuk ederken 07.12.2011 tarihinde trafik kazası geçirdiğini, müvekkilinin aracında bulunduğu …’a ait aracın davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığını, müvekkilinin kazada yaralandığını ve kendisinde kalıcı şekilde iş gücü kaybı ve iş göremezlik oluştuğunu, sol kolunun kırıldığını , koluna iki adet platin takıldığını, ayrıca kalça kemiğinin çatladığını beyanla 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 07.12.2011 tarihinde yaralamalı trafik kazasına karıştığını belirttiği … plakalı aracın 01.12.2011-16.02.2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile … adına kaza tarihi itibariyle maluliyet için şahıs başına 200.000,00 TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, Sigorta şirketinin sorumluluğunun Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1 ve Trafik Poliçesi Genel Şartlarının 1.maddesinden doğan kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluğu olduğunu, davacının kaza tarihinden itibaren avans faizi talebinde yasal isabet bulunmadığını davacı tarafından dava tarihinden önce müvekkili sigorta şirketine başvuruda bulunulmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile, 4.463,26 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 03.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ” karar verilmiştir. Mahkemenin ek kararı ile “Davacı vekilinin istinaf talebinin süre yönünden ve kararın kesin olması sebebiyle reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin kalıcı maluliyet bulunmadığı ifade edilerek sadece iş göremez olduğu dönem yönünden kabul kararı vermesinin hukuka aykırı olduğunu, kaza esnasında müvekkilinin vücudunda kırık ve çatlakların oluştuğu platin takıldığı müvekkilinin yaşının 53 olduğu kazadan ötürü davacının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadan iyileşmesinin mümkün olamayacağını 24.03.2016 tarihli Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’nden verilen engelli sağlık kurulu raporuna göre müvekkilim %31 engelli olduğunu, davacının maluliyet oranın yeniden tespiti için davacının üniversite hastanesine sevki için dosyanın yerel mahkemeye iadesi gerektiğini, hükme esas alınan raporda davacının tedavi masraflarının hesaplanmadığı gerekçesiyle sayın mahkemece bu yönden bir değerlendirme yapılmaması hukuka aykırı olduğunu, mahkemece TBK 50/2’ye göre zarar ve kapsamını tespitine yönelik uzman bilirkişiden rapor alınarak hüküm kurulması gerektiğini, eksik inceleme verilen kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. HMK 93.maddesi gereğince ve davacı taraf fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açtığına göre, mahkemece “Davacı vekilinin istinaf talebinin süre yönünden ve kararın kesin olması sebebiyle reddine” dair verilen ek karar doğru olmamıştır, bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmiştir. Mahkemece hükme esas alınan maluliyete ilişkin Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu’nun 26.05.2017 tarihli raporun kaza tarihinde geçerli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş olup, davacının maluliyetine neden olacak derecede araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği yönünde tespit edilmiştir. Davacı vekilinin maluliyet raporuna itirazı üzerine Adli Tıp İkinci Üst Kurulu’nun 14.08.2018 tarihli raporunda; “Kartal Dr. Lütfi Kırdar E.A. Hastanesince düzenlenmiş 24.03.2016 tarih ve … nolu engelli sağlık kurulu raporundaki %31’lik engel oranın kişinin kendinde mevcut dava konusu kaza ile illiyeti olmayan Diabetes Mellitus ve senil katarakt hastalıklarından dolayı verilmiş olduğu, kazaya bağlı arazlar hususunda aralarında çelişki olmadığı, Dosyanın bu haliyle Adli Tıp Kurumu Kanunu 15. Maddesi kapsamında değerlendirilmediğinden İkinci Üst Kurulu Gündemine alınmasını gerektirecek özellikler taşımadığı, Bu nedenle dosyanızın, hiçbir işleme tabi tutulmaksızın yazımız ekinde iade edildiği hususunu” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür. Bu durumda, davacı hakkında Kartal Dr. Lütfi Kırdar E.A. Hastanesince düzenlenmiş 24.03.2016 tarih ve … nolu engelli sağlık kurulu raporundaki %31’lik engel oranını belirleyen rapor ile ATK dan alınan maluliyet raporu arasında çelişki olduğu ve mahkemece maluliyete ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken kazayla ilgili tüm tedavi evrakları temin edildikten sonra, dosyada bulunan tüm raporlar da irdelenerek ve davacının bizzat muayenesi de yapılarak olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacıda kaza nedeni ile çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı (kalıcı iş göremezlik), varsa oranı konusunda çelişkiyi giderecek ve maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığını net ve kesin olarak açıklayacak şekilde ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli maluliyet raporu düzenlenmesi için başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden maluliyet alınması, tespit edilecek maluliyet oranına göre aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Kabule göre, davacının kaza nedeniyle yaralanmış ve kendisinde kalıcı şekilde işgücü kaybı ve işgöremezlik oluştuğundan maddi tazminat talep etmiş, tedavi ve yol gideri talebi olmamıştır. Bu durumda HMK 26.maddesi gereği talepten fazlaya karar verilemeyeceğinden mahkemece talep gibi maluliyet tazminatı hakkında karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/01/2023