Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1639 E. 2022/1645 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1639
KARAR NO: 2022/1645
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/12/2021
NUMARASI: 2014/1101 Esas – 2021/868 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin babası …’un forklifi operatörü olarak çalıştığı davalı işyerinin önünde 01/08/2008 tarihinde … Plakalı aracın sürücüsü davalılardan …’ın geri gelirken çarpması sonucu hayati tehlikeye maruz kalacak şekilde yaralandığını, felç kaldığını, tüm hayatını bakıma muhtaç şekilde idame ettireceğini müvekkilinin babasının, annesinin ve diğer kardeşlerinin uğradığı maddi ve manevi zararlarla ilgili olarak İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi 2009/669 E. ile dava açıldığını, yargılama sırasında … Plakalı aracın işletenin trafik sicilinde gözüken … Tic, A.Ş. değil, onun uzun süreli kiralama yaptığı davalı …- … olduğunun ortaya çıktığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile ve belirsiz alacak olarak 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.09.2010 tarih ve 2010/519 esas ve 2010/540 karar sayılı ilamıyla … San. Ve Tic. Ltd. Şti nin iflasına karar verildiğini ve iflas işlemlerinin İstanbul …İflas Müdürlüğünün … esas sayılı iflas dosyası üzerinden yürütülerek İflas kararının 12.04.2012 tarihinde kesinleştiğini, davacının iflas masasına herhangi bir alacak kaydı yapmadığından iflas idaresi tarafından bir karar da verilmediğini, alacakların zamanaşımına uğradığını, olaydan hemen sonra … un hayatını tek başına idame ettiremeyecek olduğunun anlaşıldığını, zararın olaydan hemen sonra öğrenildiğini, diğer zarar görenler tarafından 2009 yılında bir manevi tazminat davası açıldığını, davacı tarafından zararın öğrenilmesinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davanın kısmen kabulü ile; 10.000 TL manevi tazminatın davalılar …- … ve …’dan kaza tarihi olan 01/08/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı İyi İşler Yayıncılık yönünden açılan davada alacak iflas masasına kabul ve kaydedilmekle karar tesisine yer olmadığına, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, davalı işverenin şirket iş kazasını kabul etmeyip SGK’ya müracaatları kabul etmemiş durumdayken davanın açılmamış sayılmasına sebebiyet verdiği halde şirket bakımından karar tesisine yer olmadığına ilişkin karar ve buna bağlı müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 2/1. maddesine göre, “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” Somut uyuşmazlıkta; dava, esasında haksız fiil olan trafik kazasına dayalı olarak açılmış manevi tazminat talebine ilişkindir. Sigorta şirketinin taraf olmadığı eldeki davada yukarıda belirtilen madde hükümleri gereğince Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Bu nedenlerle davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında yargılama yapılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan mahkeme kararının HMK’nın 355 ve 353/1-a/3 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiş daire kararının kapsamına göre davacı vekilinin diğer istinaf itirazları değerlendirilmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1- İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 355 ve 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/09/2022