Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1575 E. 2023/107 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1575
KARAR NO: 2023/107
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/11/2021
NUMARASI: 2014/1182 Esas – 2021/932 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; Davalılardan … adına kayıtlı olan ve diğer davalılardan … tarafından kullanılan … sayılı aracın aşırı hız ve dikkatsizlik nedeniyle 12/12/2013 tarihinde davacı müvekkillerine Esenyurt … bulvarında çarptığını ve her iki davacının da yaralanmasına sebebiyet verdiğini, olay gününde tutulan tutanağa göre davalılardan aracı kullanan …’in yol ve işaretlere, hava şartlarının gerektirdiği kurallara uymayarak aracı hızlı kullandığından kontrolünü kaybettiğini ve müvekkillerine çarptığını, çarpma neticesinde müvekkillerinin ağır bir şekilde yaralandığını, kaza tarihinden beri de tedavi gördüklerini, davalı … adına kayıtlı aracın zorunlu trafik sigortasını yapan sigorta şirketinin de … Genel Sigorta olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.000,00 TL nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, her bir davacı için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, aracı kontrollü olarak kullandığını, olay sırasında süratli olmadığını, yaralıların aracın önüne aniden çıktıklarını, süratli olması halinde daha büyük kazaya sebep olabileceğini, olayda kendisinin suçunun ve kabahatinin olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, kusurlarının yaralılardan daha az olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir. Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın 09/07/2013 başlangıç 09/07/2014 bitim tarihleri arasında geçerli olmak üzere zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile … adına maluliyet halinde kaza tarihi itibariyle şahıs başına 250.000,00 TL sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, söz konusu maddi teminat miktarının müvekkili şirketin işbu poliçeden doğan sorumluluğun üst limiti olduğunu, davacıların tedavi ve bakım giderleri ile ilgili maddi tazminat talebi bakımından müvekkili sigorta şirketinin davacılara karşı hiç bir sorumluluğunun bulunmadığını, manevi tazminattan da sorumlu tutulmamaları gerektiğini beyanla davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın maddi tazminat talebi yönünden feragat nedeniyle reddine, Davanın … açısından manevi tazminat talebi yönünden reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalılardan … adına kayıtlı olan ve diğer davalılardan … tarafından kullanılan … sayılı aracın aşırı hız ve dikkatsizlik nedeniyle 12/12/2013 tarihinde müvekkillerine Esenyurt Doğan Araslı bulvarında çarptığını ve her iki müvekkilininde yaralanmasına sebebiyet verdiğini, dava devam ederken müvekkillerinden … olay sonrası toparlayamayıp vefat ettiğini, 2016 yılında … sigorta ile maddi tazminat hususunda anlaşma sağlandığını 15/02/2016 UYAP üzerinden gönderilmiş olan dilekçe ile; Davalı … Sigorta A.Ş ile, maddi tazminat talebimiz yönünden uzlaşmaya varılmış olup, maddi tazminat talebimizden tüm davalılar yönünden feragat ettiklerini belirttiklerini,Davalı … vekili söz konusu feragatten sonra dosyaya vekaletini sunduğunu, davalı vekilinin vekaletini söz konusu feragatten sonra dosyaya sunduğu nazara alındığında maddi tazminat talebi yönünden vekalet ücretine hükmedilmiş olması hatalı olduğunu, davayı gerçek kişiler yönünden, manevi tazminat davası olarak sürdürmekte olduklarını belirtir şekilde yazılı beyan sunduklarını, kaza tespit tutanağı ve dosyada mübrez 27.05.2020 tarihli kusur raporunda; taraflar %50şer kusurlu tespit edildiğini, kusur raporu dikkate alınarak manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü ve yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dairemizin tebligat eksikliği yönünden geri çevirme kararı yönünde işlem yapılarak dosya Dairemize geri gönderilmiştir. Dosya kapsamından,12.12.2013 günü saat 10.00 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobille Avcılar yönünden gelip Doğan Araslı Bulvarı üzerinden Esenkent yönünde seyri sırasında olay yeri yaya üst geçidinin bulunduğu yere yaklaştığında yolun karşısına geçmek isteyen yayalara çarpması sonucu davacı yayalar … ve …’ın yaralandığı trafik kazası meydana gelmesi nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Kaza nedeniyle sürücünün yargılandığı ceza mahkemesi gerekçesinde “Dosyanın kusur yönünden ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderildiği, alınan raporda sanığın kusursuz, müşteki … ile müteveffanın asli kusurlu olduğunun bildirildiği, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1182 Esas sayılı dosyasında dava konusu olaya ilişkin aldırılmış olan bilirkişi raporunda taraflara (sanık ve müşteki/müteveffa) %50 oranında kusur atfedilmiş olduğu, katılanın bilirkişi raporuna karşı beyanlarına ek olarak sunduğu bilirkişi rapor suretinin incelenmesinde sanığa %50 oranında kusur izafi edilmiş olduğunun anlaşıldığı, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın ATK Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonu’na gönderildiği, alınan raporda sanığın kusursuz, müşteki … ile müteveffanın asli kusurlu olduğunun bildirildiği anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suç yönünden bir kusurunun olmadığı anlaşıldığından, suçun yasal unsurları oluşmamakla, sanık hakkında beraat kararı verilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde olup istinaf incelemesinden geçerek kararın kesinleştiği görülmüştür. Ceza mahkemesinde mahkemenin aldığı kusur raporu ile ATK arasındaki çelişki giderilmiş olmakla ve tek kişinin hazırladığı 27.05.2020 tarihli kusur raporu dışında mahkemenin aldığı ATK raporunda da sürücü kusursuz olduğu tespit edildiğinden davacı … vekilinin kusura yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Davalı sigorta vekili vekillikten çekildiği, maddi tazminat yönünden sigorta şirketi ile anlaşma sağlandığı ve 15/02/2016 tarihinde feragat edildiği, bu tarihten sonra davalı … vekilinin vekaletnameyi 15/01/2019 tarihinde sunduğu halde maddi tazminat için vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Somut uyuşmazlıkta, dava tarihinden sonra yargılama devam ederken davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılması nedeniyle başka bir ifadeyle davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için müteselsil sorumlu olan tüm davalılar bakımından dava konusuz kalmıştır. Davalılar kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet vermişlerdir. Bu nedenle hükmün 6.bendinde davalı lehine davacı aleyhine olacak şekilde vekalet ücreti belirlenmesi doğru olmadığından istinaf talebinin kabulüne karar verilerek hüküm düzeltilmiştir (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2017/3046 Esas 2019/9892 Karar sayılı ilamı). Bu nedenle; davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:A- Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davanın maddi tazminat talebi yönünden feragat nedeniyle REDDİNE,2-Davanın … açısından manevi tazminat talebi yönünden REDDİNE, 3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 59,30TL ilam harcından peşin alınan 375,75TL harcın mahsubu ile bakiye 316,45TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından sarf edilen 68,00TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Manevi tazminat yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, 7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN;1-Davacı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davacı … tarafından yapılan 605,20 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 220,70 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacı …’a verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/01/2023