Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1535 E. 2022/2056 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1535
KARAR NO: 2022/2056
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/01/2021
NUMARASI: 2020/283 Esas – 2021/54 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından kasko poliçesi ile sigorta edilen … plakalı aracın, 18/10/2013 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve sigortacısı bulunduğu … plakalı aracın çarpması sonucu ağır şekilde hasarlandığını, … plakalı aracın olayda 6/8 kusurlu bulunduğunu, sigortalı araçta müvekkili şirket tarafından yaptırılan ekspertiz sonucu 8.000,00 TL hasar bedelli tespit edildiğini, bu hasar miktarının 21/01/2014 tarihinde sigortaladıkları araç sahibine ödendiğini, … plakalı aracın olayda 6/8 kusurlu olarak müvekkili şirketin zararına sebep olduğundan, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 6.000,00 TL’nin, 21/01/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 12.12.2012/2013 tarihleri arasında trafik sigorta poliçesi ile sigortalandığını ancak poliçenin kazadan önce 23/05/2013 tarihinde feshedildiğini, bu nedenle poliçenin kazayı kapsamadığından müvekkilinin zaradan hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalılar … ve … müştereken sundukları dilekçe ile mağdur duruma düşürüldüklerini beyan ederek davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, 6.000,00 TL maddi tazminatın 21/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … İle …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, … sigorta yönünden davanın husumet yönünden reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … ve … istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı … ve … benzer mahiyetteki istinaf başvuru dilekçelerinde özetle; kusur bakımından araştırma yapılması gerektiğini, düzenlenen tutanakta karşı taraf sigortalısının kusurlu hareketi neticesinde kazanın meydana geldiğini, sigortalının asli kusurlu olduğunu, bilirkişiler ve mahkeme tarafından kusur tespiti yapılmadığını, sigortalının beyanları doğrultusunda düzenlenen tutanakta kusurlu gösterilmeleri üzerine yapılan şikayet ve dava sonucu ile beyan ve talepleri dikkate alınmadan karar verildiğini, sigortalının herhangi bir önlem almadan diğer araçların da kaza yapmasına sebep olduğunu, aracının yürüyecek durumda olmadığı halde sonradan fikir değiştirip seyir halinde maddi hasarlı trafik kazası yaşadığını belirttiğini, kamera kayıtları talep edilmesine rağmen mahkeme bu taleplerinin görmezden gelindiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan rücuen maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Mahkemece ilk verilen hükmün davalı … şirketince istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 26/02/2020 tarih, 2018/ 832 Esas ve 2020/348 Karar sayılı kararı ile ” … Somut uyuşmazlıkta kaza tespit tutanağında kazaya karışan araçlar … (Sürücü … – …) ve … (Sürücü (davalı) … – …) olarak yazılmıştır… Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamına göre dava dilekçesinde davalıların sorumluluğunun dayandırıldığı aracın plaka numarası ile kaza tespit tutanağında davalı sürücü …’ın kullandığı aracın plaka numarası farklı olduğu halde HMK’nın 31 ve 194.maddeleri gereğince davacı vekiline bu açıdan talebini açıklamak ve gerektiğinde düzeltmek konusunda süre verilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır. Kabule göre de; kaza tespit tutanağında yazılı olmayan … plaka nolu araç yönünden karar verilmiş olmak ile karar gerekçesinde karışıklık yaratılmış olduğu, … plakalı araçtan dolayı dava açıldığının kabulü halinde ise, aracın satıldığı ve poliçenin iptal edildiği iddia edildiğinden bu iddia üzerinde durularak davalıya husumet yöneltilip yöneltilmeyeceğinin tartışılmaması da doğru olmamıştır…” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usulü kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.Dosya kapsamından hükme esas alınan kusur oranını belirleyen bilirkişi raporunun istinaf talep eden davalılara HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalıların bilirkişi raporuna itirazda bulunmamışlardır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde davacı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden kusura ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Kaldı ki, mahkemenin ilk kararına karşı davalı … ve …’ın kusur yönünden istinaf itirazı bulunmadığından, kusur oranları bakımından davacı lehine usulü kazanılmış hak oluşmuştur.İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda davacı vekiline dilekçesi açıklattırılarak karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığından davalıların istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalılar … ve …’ın istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalılar … ve …’ın yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-a-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 409,86 TL harçtan peşin alınan 102,46 TL harcın mahsubu ile bakiye 313,35 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına,b-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 409,86 TL harçtan peşin alınan (80,70+21,76=)102,46 TL harcın mahsubu ile bakiye 313,35 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/11/2022