Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/137 E. 2022/1001 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/137
KARAR NO: 2022/1001
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
NUMARASI: 2015/1243 Esas – 2021/720 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar dava dilekçesinde özetle; davacılardan …’nın eşi ve diğer davalıların çocuğu olan muris …’ın 12/07/2013 tarihinde karşıdan karşıya geçmeye çalışırken davalı …’e ait sürücüsü çalışırken davalı … olan … plakalı aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, 1.000,00 TL cenaze giderinin, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere … için 1.000,00 TL, … için 500,00 TL, … için 500,00 TL olmak üzere üçü toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle davalılardan müştereken müteselsilen tahsili; eş … için 10.000,00 TL, baba … için 10.000,00 TL, anne … için 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’ten müştereken müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesi için dava açmışlardır. Ayrıca … plakalı araca tedbir konulması talep edilmiştir. Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın şirketlerince sigortalandığını, kusur raporunun ATK tarafından belirlenmesi gerektiğini, SGK’dan rücuya tabi ödeme olup olmadığının sorulması gerektiğini, davanın reddini talep etmiştir. Davalılar … ve … cevap dilekçelerinde özetle; olayda araç sürücüsünün kusuru olmadığını, kusurun ölen Zafer’de olduğunu, hak sahiplerine SGK’dan gelir bağlandığını, Bakırköy 19. İş Mahkemesi’nin 2014/275 Esaslı dosyada rücu davası açıldığını, ölenin anne ve babasının maddi desteksen yoksun kalma durumlarının olmadığını, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Olayın ve ölümün iş taşımacılığı sırasında olduğu, dolayısıyla iş kazası olduğu, Bakırköy 19. İş Mahkemesi’nin 2014/275 Esas – 2016/242 Karar, Bakırköy 6. İş Mahkemesi’nin 2013/682 Esas – 2016/465 Karar, İstanbul BAM 31. Hukuk Dairesi 2017/404 Esas – 2017/378 Karar, Yargıtay 21. HD. 2017/5053 Esas – 2018/8991 Karar sayılı kararları ile sabit olduğundan davacıların davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, Mahkememizin görevsizliğine, Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul İş Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine verilen kararının karışıklığa neden olacağını, davanın konusu itibariyle iş mahkemesinde değil ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre İlk Derece Mahkemesince verilen görevsizlik kararının usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. 4857 sayılı Kanunu’nun 1.maddesinde kanunun kapsamı belirtilerek, “Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir. Bu kanun, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” denilmektedir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1.maddesinde ise “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi görevinin iş mahkemelerine ait olduğu” belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta 12/07/2013 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında davalı …’in sürücü davalı …’in maliki olduğu … plakalı aracın yaya olan davacılar desteği …’a çarpması nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açılmıştır. Birleşen İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1143 Esas sayılı dosyası ile de aynı trafik kazası nedeniyle davacılar tarafından davalı … Sigorta A.Ş.’ye, ZMMS sigortası kapsamındaki sorumluluğuna dayanılarak maddi tazminat davası açılmıştır. Yargılama devam ederken mahkemece birleşen dava eldeki davadan tefrik edilerek mahkemenin 2021/323 esas sayılı sırasına kaydedilmiş, eldeki davada kök davaya ilişkin uyuşmazlığın devam ettiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ilk derece mahkemesince davada iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de davacıların desteği … ile davalı işleten … arasında işçi-işveren ilişkisi yoktur. Ölen desteğin işvereni olan … San. ve Tic. A.Ş. eldeki davada davalı olarak gösterilmemiştir. Bu durumda işçi ile işveren arasında oluşan bir ihtilaf bulunmadığından uyuşmazlığın çözümünde İş Kanunu hükümleri de uygulanamayacağından davanın çözümlenmesinde İş Mahkemeleri görevli değildir. Bu nedenlerle Asliye Ticaret Mahkemesince davanın İş Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/05/2022