Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1322 E. 2023/129 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/1322
KARAR NO: 2023/129
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/02/2022
NUMARASI: 2021/167 Esas – 2022/153 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacının oğlu …’nun 13/07/2006 tarihinde maliki olduğu … plaka sayılı aracın alkollü sürücüsü …’ın %100 kusurlu eylemi dolayısıyla vefat ettiğini, bu kaza sonrasında yaralanan dava dışı …’ın bir kısım taleplerine ilişkin müteveffa … mirasçısı olarak davacı ve diğer kişiler ile … aleyhinde İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/104 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, davanın ilk önce Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/101 Esas sayılı dosyasında görülüp tazminata hükmedildiğini, yargılama aşamasında davacının mirasın hükmen reddi talebinde bulunduğunu ancak o aşamada mahkemece verilen kararın … aleyhine ilamlı takibe konu edildiğini, yargılama sırasında davacı tarafın mirasın hükmen reddi talebi dolayısıyla davanın kendisi aleyhinde reddedildiğini ancak …nın yaptığı ödeme dolayısıyla mirasçı olan davacı aleyhinde takip yaptığını ve ödeme ihtarında bulunduğunu, bunun üzerine davacının haciz tehdidi altında ödeme yaptığını, ödeme sonrasında davacının mirasın hükmen reddi savunması karşısında tazminat davası reddedildiğinden davacının yaptığı ödemeyi davalı …ndan geri istediğini ancak davalının iade yapmadığını, davalı aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe geçildiğini ancak davalının haksız yere itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki itirazının iptaline, takibin aynen devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının davasının zamanaşımı sebebi ile reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğinden davanın reddi gerektiğini, yerel mahkemenin dava konusu hukuki ihtilafı tasnif edemediğini, taraf ve takip yönünden hatalı karar verildiğini, dava konusu olayda iki ayrı hukuki işlem bulunduğunu, her ne kadar birbiri ile irtibatlı ise de sonuçlarının işlemlerin sonucuna etki edecek nitelikte olmadığını, … plaka sayılı aracın ZMSS poliçesi bulunmadığından bahisle davalı … tarafından 3.kişilere kaza sonrasında yaralanan dava dışı …’a tazminat ödediğini, … Yönetmeliği’nin 16/c maddesi gereğince davacıdan rücuen tahsil etmek için Ümraniye …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla takip yapıldığını, borçlu … tarafından takip borcunun 13/06/2012 tarihinde ödendiğini (hiç bir ihtirazı kayıt içermeksizin) mağdur 3.kişi … tarafından açılan tazminat davasında İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/104 Esas sayılı dava dosyasında, dosya davacısı yönünden mirası reddettiği için husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, bu durumda 1.hukuki işlem ile 2.hukuki işlemlerin farklı işlemler olduğunu, davacının Ümraniye …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takiple ilgili menfi tespit/istirdat davası açmadığını oysa ki usul hükümleri gereği takibe karşı bu hukuki işlemlerin yapılması gerektiğini, dava dışı 3.kişinin açtığı davada hükmen mirasın reddi isteminin ancak bu davanın davacısı …’a karşı hüküm ifade edeceğini, ödeme tarihinden itibaren işlemiş faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, yine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını, görevsizlik kararı sonrası ayrı bir vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin her hangi bir karar verilmemiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2019/1930 Esas ve 2020/803 Karar sayılı kararı ile ” …Somut olayda; uyuşmazlığın temelinde 3. kişinin haksız fiili bulunmakta ise de davalı …’nin sorumluluğu sigorta hukukundan kaynaklanmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle, dava mutlak ticari dava olup, asliye ticaret mahkemesinin görev alanı içinde olduğundan, davaya ticaret mahkemesi tarafından bakılması gerekmektedir …. ” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Dava, davalı şirketin dava dışı zarar görene ödediği tazminat bedelinin tahsili için mirasçı olan davacı aleyhinde yaptığı takip üzerine, davacının haciz tehdidi altında ödeme yapması, davacı tarafından ödeme sonrasında davacının mirasın hükmen reddi kararına dayanarak icra dosyasına yaptığı ödemenin istirdatı istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/11/2016 tarih, 2014/350 Esas ve 2016/402 Karar sayılı kararı ile davacı … ile …’nun oğulları …’nun terekesinin dava konusu trafik kazası sırasında borca batık olduğuna, … ve … yönünden mirasın hükmen reddine karar verilmiştir. İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/104 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Davacının oğlu olan …’nun 13/07/2006 tarihinde, maliki olduğu … plaka sayılı aracının kaza yapması sonucu vefat ettiği, bu kazada yaralanan dava dışı …’ın yaralanması nedeniyle müteveffa … mirasçısı olarak davacı …, … ve diğer bazı kişiler aleyhine Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/101 Esas sayılı dosyasından tazminat davası açtığı, bu dava dosyasında davanın kabulü yönünde verilen kararın bozulması üzerine yargılamanın İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/104 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü, İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/03/2017 tarih, 2014/104 Esas ve 2017/98 Karar sayılı kararı ile … ve … yönünden mirasın hükmen reddi kararı gereği husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı … tarafından dava dışı …’a Ümraniye 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/101 Esas ve 2011/645 Karar sayılı kararına dayanılarak Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 09/02/2012 tarihinde yapılan 92.826,57 TL tutarındaki ödemenin tahsili talebi ile icra takibi başlatılması üzerine davacı … tarafından …na 13/06/2012 tarihinde 107.101,20 TL ödeme yapılmıştır. Dava tarihinde ve ödeme tarihinde yürürlükte bulunan sebepsiz zenginleşmeyi düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 77 vd. maddelerine göre; mal varlığında azalma meydana gelen kişinin, zenginleşen kişiden bunun giderilmesini isteme hakkı hüküm altına alınmıştır. Somut uyuşmazlıkta davacı, davalı …nın yaptığı ödemeyi rücu için başlattığı takip üzerine ödeme yapmış ancak daha sonra …nın dayandığı ilamda davacı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda davacı TBK’daki sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak davalı aleyhine eldeki davayı açabilecektir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuştur. HMK’nın 319.maddesine göre savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda HMK’nın 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir. Eldeki davada davalı vekilinin cevap dilekçesi vermediği, dolayısıyla süresinde zamanaşımı defi ileri sürmediğine ve davacının da açık muvafakati bulunmadığına göre istinaf aşamasında ileri sürülen zamanaşımı def’inin nazara alınması olanaklı değildir. 18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi ile 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda zorunlu arabuluculuk dava şartı kabul edilmiş olup davanın açıldığı 15/05/2018 tarihi itibariyle eldeki uyuşmazlık zorunlu arabuluculuk dava şartına tabii olmadığından aksi yöndeki davalı istinaf talebi yerinde değildir. HMK’nın 331/2. maddesinde “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra başka bir mahkemede davaya devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği” öngörülmüştür. Somut uyuşmazlıkta; İstanbul 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/01/2021 tarih, 2020/302 Esas ve 2021/71 Karar sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliğine İstanbul Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir. Görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra davaya devam edilen İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmekle vekalet ücretine hükmedilmiş ise de görevsizlik kararı nedeniyle davalı yararına kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan 2021 yılı AAÜT hükümlerine göre vekalet ücreti belirlenmemiş olması doğru olmamıştır. Davacı tarafından talep edilen tazminat miktarı likit (muayyen, belirli) olmayıp, gerçek zarar miktarının tespiti ile davacının davalı tarafa rücusu için gerekli şartların oluşup oluşmadığının saptanması, yargılamayı gerektirmektedir. Bu nedenle, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır. 6098 sayılı TBK’nın 117. maddesi “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” şeklindedir. TBK’nun 117/2.maddesine göre ise sebepsiz zenginleşmede zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirim şarttır. Davacı …, davalı …na 13/06/2012 tarihinde ödeme yapmış olup, icra dosyasında ödeme tarihinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edilmiştir. Dava dışı … tarafından davalı olarak …, … ve diğer mirasçılar aleyhine Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/101 Esas sayılı dosyasından açılan tazminat davasının kabulüne karar verilmiş olup bu kararın temyizi üzerine bozulması ve bozmadan sonra İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/03/2017 tarih, 2014/104 Esas ve 2017/98 Karar sayılı kararı ile … ve … yönünden husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine dair kararın kesinleşmesi ile davalı … geri verme borcunu öğrendiğinden iyiniyetlidir. Zira ilk verilen kararda taraflar tazminattan müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Bu durumda iyiniyetli olan davalının temerrüdü için ihtar gönderilmesi şarttır. Davalı … vekilinin istinaf dilekçesinde de belirttiği gibi ödeme talebini içeren Bakırköy … Noterliğinden düzenlenen 05/02/2018 tarihli ihtarname davalıya 09/02/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir (ihtarnamenin icra dosyasında bulunduğu görülmüştür). O halde davalı … ihtarname tebliğ tarihinde temerrüde düşmüş olacağından işlemiş faizin, ihtarnamenin tebliğ tarihinden icra takip tarihine kadar hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ödeme tarihinden itibaren hesaplanan işlemiş faize hükmedilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/01/2023